[title]
‘The New Girlfriend’ olmasa Fransızların son yıllardaki kadrolu jönü Romain Duris’nin sütun gibi bacakları olduğunu nereden bilecektik? François Ozon’un zekâ kıvrımları yüksek ve inceliklerle dolu komedisi, cross-dresser bir baba figürüyle tanıştırıyor bizi. Henüz kimselere bu durumu anlatamasa da kadın kıyafetleri giymekten büyük haz alan genç baba David rolünde Duris tüm seyircilerin kalbini eritecek denli sevimli.
David, eşini kaybetmiş yalnız bir adam. Biricik kızını yetiştirmek ona düşüyor. Karısının Claire adlı arkadaşı (Anaïs Demoustier) David’i çiçekli bir kıyafetle yakalıyor ve tepkisi sert oluyor. Claire her ne kadar onu ilk başlarda sapkınlıkla suçlasa da, sonra yola gelmeye başlıyor ve David’in ‘Virginia’ya dönüşümüne karşı koymayı bırakıyor. Hatta ona ağda konusunda yardım bile ediyor! Virginia onların arasındaki küçük sır olarak kalıyor. Claire’in kocası onların sürekli beraber vakit geçirmelerinden şüphelenip bir yasak aşktan şüphelenmeye başlıyor çok geçmeden. Ama esas soru şu: Claire, David’e mi yoksa Virginia’ya mı aşık oluyor?
Filmi Ruth Rendell’ın topu topu 15 sayfalık bir öyküsünden ilham alarak çeken Ozon, gerilim türüne has dokunuşları filmin içine yedirmeyi ihmal etmemiş. ‘The New Girlfriend’i ilginç kılan, cinsel kimliklerin ne kadar muğlak olduğuna dair söz söyleyebilmesi. Biliyoruz ki, pek çok ana akım filmde, cross-dresser’lar genelde gülünç figürler olarak tasvir edilir (Robin Williams’ın ‘Mrs. Doubtfire’ını hatırlayın). Alabildiğine kırılgan ama bir o kadar da güçlü bir şekilde çizilen Virginia ise kesinlikle özgün bir karakter. Cath Clarke