[title]
‘(M)uchenik’ (2016) ile epey ses getiren Rus yönetmen Kirill Serebrennikov, bu yıl son filmi ‘Leto’ ile Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarıştı. Ancak Rusya’da ev hapsinde olduğu için festivale katılamadı yönetmen. 1980’lerdeki Leningrad müzik sahnesine odaklanan ve müzisyen Viktor Tsoy’un hayatına değinen film, siyah beyaz ve nostaljik bir müzikal. Film bir yandan dönemin politik baskılarına yer verirken, diğer yandan bilindik Sovyet Rusya temsillerinden çok daha farklı, ironik ancak hayat dolu bir atmosfer kuruyor. Hapis kararı filmin çekimleri sırasında çıktığı için Serebrennikov ‘Leto’nun bir kısmını evinde internete bağlı olmayan bir bilgisayarda bitirmek zorunda kalmış. Bazı sahneler ise yönetmenin notlarından yola çıkılarak tamamlanmış.
Filmde “Bu aslında gerçek değil” uyarılarıyla ekrana gelen müzikal sahneler; animasyon, farklı tipografiler ve renklerle destekleniyor. Viktor Tsoy, müzisyen Roma Zver ve eşi Natasha arasındaki aşk üçgeni filmin ana hikayesini oluştursa da, hikaye oradan oraya atlayarak geniş bir tarihsel portre sunuyor. Yönetmen ülkesinin politik geçmişiyle müzik üzerinden ve alışılmadık bir şekilde yüzleşirken, Kino grubunun şarkılarının da yardımıyla kötümser bir nostalji tuzağına düşmemeyi başarıyor.