[title]
Beyazperdeye uyarladığı ‘The Secret Life of Walter Mitty’ 1947 yılında sinemaya başarıyla aktarılmış, The New Yorker’da yayınlandıktan sonra Amerikan edebiyatının antolojilerde en çok yer verilen kısa öykülerinden biri haline gelmiş bir eser. Ben Stiller’ın canlandırdığı Walter Mitty, hayal dünyasında yaşayan ama sevdiği kadına (Kristen Wiig) açılamadığı gibi düşlediği şeyleri gerçekleştirmekten de çekinen bir ‘kaybeden’. Çalıştığı derginin kapanmadan önceki son sayısı için egzantrik fotoğrafçılarının (Sean Penn) kayıp bir karesini bulmak gerekince Mitty, hep hayalini kurduğu bir maceraya atılıyor. Böylece tahmin edebileceğiniz gibi ilham verici, ufuk genişletici vb. sıfatlarla tanımlanabilen bir seyahat başlıyor. Neyse ki film, ‘Eat Pray Love’ tarzı çok az kişinin yaşayabileceği deneyimleri ağzınızı sulandırarak size sunarken bir yandan da ders vermeyi amaçlayan bir yapımdan ibaret değil. Ben Stiller’ın komedi geçmişinden mi bilinmez, filmin temelinde kara bir mizah ve klişeleri az da olsa ters köşeye yatıran bir bakış açısı bulunuyor. Durum böyleyken, Afganistan’dan Himalayalar’a uzanan nefes kesen manzaralarla bezeli film, Hollywood’un sığ kişisel gelişim söylevlerinden ziyade eğlenceli bir seyirlik olmayı beceriyor.
UZUN LAFIN KISASI Sağlam bir oyuncu kadrosu, göz alıcı görseller ve hayatınızı değiştirmeyecek ama birkaç saatliğine derdi tasayı unutturacak bir hikâye.