[title]
Hamburgerler hakkındaki bu biyografik yapımın ismi aslına bakarsanız biraz ironik. Her ne kadar iş adamı Ray Kroc (Michael Keaton) kendini McDonald’s imparatorluğunun kurucusu olarak tanıtsa da, işin aslı biraz farklı. Ray aslında restoran endüstrisinde bir devrim yaratacak ‘hızlı servis sistemi’nin mucitleri McDonald kardeşler ile tanıştığında bir milkshake makinesi satıcısıydı. İlerleyen yıllarda Kroc, McDonald’s’ın ABD’nin dört bir yanına yayılmasına ve Kaliforniya’daki küçük bir hamburger dükkânının dünyanın en büyük yemek şirketlerinden birine dönüşmesin aracı olacaktı.
‘The Founder’ temelinde ‘zengin olan ama ruhunu kaybeden adam’ öykülerinden biri. Örneğin Kroc’un masa başındaki sahneleri ‘The Godfather: Part II / Baba 2’deki (1974) Al Pacino’yu anımsatıyor. Oyunculuklara baktığımızda ise Michael Keaton, Kroc’un çekici ve kurnaz karakterini, Laura Dern ise onun sessizce acı çeken karısını başarıyla canlandırıyor. Etiğe yer olmayan bir hırs ve kurumsal acımasızlık öyküsü anlatan ‘The Founder’, bu yönleriyle zamanın ruhuna hayli uygun. Hep en iyi olmayı öğütleyen Amerikan bireyciliğini eleştirmeyi başaran bir film aynı zamanda. Yine de 1950’lere özgü banliyo tasviri ile Kroc’un paragöz tavırları, ‘Mad Men’de gördüklerimizden pek farklı değil. ‘Saving Mr. Banks’ (2013) filminden hatırlayabileceğiniz yönetmen John Lee Hancock ortaya pek yeni bir şey çıkaramıyor. Esinlendiği markanın ürünleri gibi ‘The Founder’ da yeteri kadar lezzetli ancak tam olarak doyurmuyor.
The Founder 3 Mart'ta vizyonda.