[title]
Martin Scorsese 17. yüzyıl Japonya’sında tehlikeli bir yolculuğa atılan iki Cizvit papazının hikâyesini anlattığı son filmi ‘Silence’ ile düşündürücü ve güçlü bir edebi uyarlama ortaya koyarak, kariyerinde iz bırakacak bir filme daha imza atıyor. İnanç üzerine sorgulamalar içeren ‘Silence’ yönetmenin ‘The Last Temptation of Christ’ (1988) ve ‘The Age of Innocence / Masumiyet Yaşı’ (1993) filmlerinden aşina olduğumuz ağırbaşlı bir tona sahip. Scorsese’nin pek çok filminde olduğu gibi ‘Silence’da da şüphe, ego ve fedakârlık meselelerinin yabancı topraklarda bulunan Portekizli iki papazı yıkıma sürükleyişine şahit oluyoruz.
Shūsaku Endō’nun aynı adlı romanından uyarlanan ve Scorsese’nin neredeyse 30 yıldır üzerinde çalıştığı ‘Silence’, abartısız ve yerinde bir anlatım ile ıstırap duygusunu beyazperdeye taşıyor. Scorsese’nin belki de en olgun işi olarak nitelendirilebilecek film, tutkuyu ve inancı, apokaliptik bir atmosfer ile harmanlıyor. Ingmar Bergman ya da Carl Theodor Dreyer gibi auteur’lerin sinemasına yaklaşan Scorsese dini, en güçlü olanın bile mücadelede zorlandığı bir savaş alanı olarak tasvir ediyor. Adam Driver ve Andrew Garfield’in etkileyici oyunculukları da takdiri hak ediyor.