[title]
‘Sarmaşık’, ‘Gişe Memuru’ (2010) ile Antalya Film Festivali’nde En İyi İlk Film ödülünü kazanan Tolga Karaçelik’in ikinci uzun metrajı. Bu yıl Sundance Film Festivali’nde yarışan yapım, Altın Koza Film Festivali’nden En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu ödülleriyle dönmüştü. Karaçelik hikâyesini gemicilikte vuku bulabilen, ama inanması zor bir hadise üzerine kuruyor. Armatürünün iflas etmesi sonucu haciz konulan bir gemi, işler durumda kalması için altı kişilik mürettebatıyla birlikte açık denizlerde demir atıyor.
Denizin delirtici sakinliği içinde mahsur kalan altı erkek arasında kısa sürede bir güç kavgası patlıyor. Bu altı karaktere yakından baktığınızda aslında tanıdık bir metafor görmek de mümkün. İktidar unsuru, etnik azınlık, dindarlık, güç dengesini alt üst eden yenilikler; hepsi yerli yerinde. Benzetmeler neyse ki kör göze parmak usulü kurulmuyor, hatta biraz arka planda kalıyor. Onun yerine her karakterin bir sonraki adımından korkarak çatışmaları izliyorsunuz. Oyunculuklar sırf bu çatışmalarla filmi sırtlayabilecek kadar başarılı; özellikle Nadir Sarıbacak’ın ‘eğlenceli ama tersi fena’ karakteri her hareketini ilgiyle izlettiriyor, muhtemelen sizin de tanıdığınız birilerini andırıyor. Oyunculuklar, gerilim dolu bir senaryo ve görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki’nin elinden çıkan şahane gemi sahneleri birleşince ‘Sarmaşık’ es geçmemeniz gereken bir filme dönüşüyor. “Bir ara izlerim,” diye beklemeyin; sinemada deniz havası iyi geliyor.