Pasifik Savaşı

Meksikalı yönetmen ve yapımcı Guillermo del Toro, hem büyük bütçeli filmlerle haşır neşir olup hem de el attığı her işe kendi imzasını atmayı başarabilen nadir isimlerden. 2006’da çektiği, Franco dönemini masalsı bir şekilde anlatan ‘Pan’s Labyrinth / Pan’ın Labirenti’ ile üç dalda Oscar kazanan ve yönetmen olarak kariyerinin zirvesine çıkan del Toro, fantastik filmlerin sağlam bir içerikle birleştiğinde ne kadar kuvvetli olabileceğini kanıtlayan biri. ‘Hellboy’ serisi gibi gişede fırtına estiren filmlerinde de fantastik karakterlerin tasarımlarına gösterdiği özenle her daim öne çıkmasını bilen del Toro, yine bu tasarım dehasını konuşturabileceği bir filmle vizyonu ziyaret ediyor. Yaz sezonunun iddialı filmlerinden olan ‘Pacific Rim’de, Kaiju adı verilen devasa yaratıkların denizden yükselmesiyle, tüm dünyanın geleceğini tehlikeye atan topyekûn bir savaşın tam ortasında buluyoruz kendimizi. İnsanoğlu, soyunu kurtarmak için Jaeger adı verilen ve pilotların nöral köprülerle yönettikleri robotları üretiyor; ancak bu robotlar bile denizden yükselen yaratıkları durdurmak için kendi başlarına yeterli olmuyorlar. Tüm canlıların kaderi, eski bir pilot olan Raleigh Becket (Charlie Hunnam) ve deneyimsiz stajyer pilot Mako Mori’nin (Rinko Kikuchi) ellerinde kalıyor. Biz Dünya’yı işgal edecek uzaylıların hep göklerden inmesini beklerken, ‘Pacific Rim’ bizi şaşırtıyor ve tehlikeyi Pasifik’in derinliklerinden çıkarıyor. Muhteşem görsel efektlere sahip olan filmin del Toro’nun dokunuşlarıyla oldukça etkileyici robot ve canavar tasarımlarına sahip olduğunu da söylemek gerek.