[title]
Park Chan-wook’un kısa sürede modern klasikler arasına giren intikam hikâyesi ‘Oldboy / İhtiyar Delikanlı’yı (2003) hangimiz unutabilir ki? Güney Kore sinemasının palazlanıp tüm dünyada dikkatle takip edilen bir ülke sinemasına dönüşmesini sağlayan filmlerin başında gelen ABD’deki Afrikalı-Amerikalı topluluğun sözcüsü olarak bilinen ve sözünü sakınmayan filmleriyle tanınan Spike Lee, Park Chan-wook’a zamanında Cannes’da Jüri Büyük Ödülü kazandıran bu başyapıtı ABD sokaklarına taşıyor. Aslına oldukça sadık bir yeniden çevrim izlenimi veren Spike Lee imzalı ‘Oldboy’da, 20 yıl boyunca nedenini bilmeden bir hücrede hapsedilen adam rolünde Josh Brolin’i izliyoruz. Brolin’le kişisel bir mevzuya sahip olan ve ondan intikamını almaya çalışan ‘kötü adam’ rolünde ise Samuel L. Jackson var. Tabii, film ilerledikçe kötü adam/iyi adam ayrımı bulanıyor, intikam olgusu herkes için ikircikli bir duyguya dönüşüyor. 20 yıl neden bir hücreye tıkıldığını merak ederek neredeyse deliren Joe Doucett, dışarı bırakıldığında aslında bunun da planın bir parçası olduğunu anlamaya başlıyor. Joe Doucett intikamını almak için bedenini kusursuzlaştırıyor, eline o meşhur çekicini alıp kan dökmeye başlıyor, ama intikam denen şeyin ne kadar karmaşık bir kavram olduğu eninde sonunda ortaya çıkıyor. Güney Kore yapımı orijinal filmi izlemiş olanlar için bu Amerikan versiyonunu izlemenin ne tür bir çekiciliği var, orası soru işareti. Bu taze ‘Oldboy’, altyazılı film izleme alışkanlığı düşük olan ana akım izleyicinin bu muhteşem intikam öyküsünden mahrum kalmaması için yapılmış gibi gözüküyor. Yönetmen koltuğunda, ‘25th Hour / 25. Saat’te (2002) sert adamların dünyasın ne kadar iyi anladığını kanıtlayan Spike Lee’nin olmasıysa, filmi her şeye karşın umutla beklememizi sağlıyor.
UZUN LAFIN KISASI Park Chan-wook’un unutulmaz intikam öyküsü ‘Oldboy’ Spike Lee yorumuyla ABD sokaklarında.