[title]
New York’lu sinemacı Ira Sachs, bir terzinin dükkânından atılmasına dair bir öykü anlatırken bile kötü karakter yaratamayacak kadar insancıl biri olduğunu kanıtlıyor. ‘Little Men’de terzinin dükkânına el koyan Jardine ailesi oldukça düzgün insanlar. Brian, mütevazı bir aktör, karısı Kathy ise evin geçimini sağlayan bir terapist. Babasının ölümünden sonra Brian’a çocukken büyüdüğü ev miras kalıyor. Fakat çift, miras işlemleri sırasında, alt katta onlarca yıldır çalışan Şilili bekâr anne ile yüzleşmek zorunda kalıyor.
‘Little Men’ olan biten her şeyi sadece soylulaştırma politikalarının bir sonucu olarak görmeyecek kadar sofistike bir film. Film, karakterlerin içine düştüğü zor koşulları tespit ediyor ve çatışmaları sakin ve olgun bir tavırla işlemeyi tercih ediyor. Filmin adından da anlaşılacağı üzere ‘Little Men’ aslında çocuklar hakkında bir film. Jake ve Tony, ebeveynleri arasındaki hukuki krize rağmen, oyunculuk ve video oyunu tutkularının da etkisiyle kısa zamanda yakın arkadaş oluyorlar.
Sachs ve beraber çalıştığı senarist Mauricio Zacharias, son yılların en etkileyici kuir filmlerine imza atmışlardı. ‘Little Men’, ‘Keep the Lights On’ (2012) kadar çığır açıcı ya da ‘Love Is Strange’ (2014) kadar kalp kırıcı olmayabilir fakat yine de sakin ve kendinden emin anlatımıyla etkileyici bir film.