[title]
Bu sene Cannes Film Festivali’nde pek çok farklı ödüle layık görülen ‘Girl’, yönetmen Lukas Dhont’un gazetede görüp esinlendiği bir haberden yola çıkıyor. Festivalin Belirli Bir Bakış bölümünde gösterilen film, hem çarpıcı hikayesi ve etkileyici üslubu, hem de başroldeki Victor Polster’ın performansıyla seyirciyi hayli etkilemiş, Altın Kamera ve Kuir Palmiye ödüllerinin de sahibi olmuştu.
Ergenliğin sancılarıyla boğuşan trans genç Lara, aldığı bale eğitiminin sıkı disiplinine ayak uydurmaya çalışmaktadır. Babasının da desteğiyle bu zor süreci tamamlamaya çabalayan ve her haliyle etrafındaki herkesten daha olgun ve güçlü bir portre çizen Lara, gitgide bir krizin eşiğine sürüklenecektir. “Böyle bir cesaret öyküsü, benim ilk filmimin konusu olmalı,” diyerek hikayeyi beyaz perdeye taşımaya karar veren Dhont, ilk uzun metrajında son derece etkileyici bir yönetmenlik sergiliyor. Ancak ‘Girl’ güçlü karakteriyle uyuşmayan finali ve hikayeyi dramatik bir hale büründürmesi sebebiyle eleştirilere de maruz kalmıştı.