[title]
Oyunculuktan yönetmenliğe geçiş yapan Ryan Gosling’in yetişkinler için anlattığı çılgın masal, daha başlarındayken rayından çıkıyor. Hatta bu denli deli saçması bir öykü anlatmayı başardığı için bile bir alkışı hak ediyor Gosling. Lost River adlı sıradan bir Amerikan kasabasında bekâr anne Billy, oğulları Frank ve Bones ile yaşamaktadır. Komşuları Rat ise, istismar filmlerinin yıldız oyuncusu Barbara Steele’in canlandırdığı dilsiz büyükannesiyle beraberdir. Billy bir gece kulübünde bulduğu iş ile geçinmeye çalışırken, iyi niyetli ve hassas biri gibi görünen Bones ise Bully adlı gangsterden kaçmaya uğraşır.
Film, suyun altındaki bir kasabanın, ağır çekimde yanan evlerin görüntüleriyle ve hoparlörü patlatabilecek etkileyici bir müzikle süslenmiş. Bu estetik görüntüler kendi başlarına harika bir şekilde işliyor. ‘Spring Breakers’, ‘Enter the Void’ gibi filmlerden hatırlayacağınız görüntü yönetmeni Benoît Debie belki de şu ana kadarki en iyi işine imza atıyor. Fakat filmin görsel mahareti bir yere kadar işliyor. Gosling filminde Amerika’nın istismarcı ekonomi politikalarına dair bir eleştiri getirmek istemiş. Kaba saba Dave ve hayvani özelliklere sahip Bully aynı madalyonun iki farklı yüzünü temsil ediyorlar. Tatlı yüzlü Bones ise düşünceli masum biri olarak dağılan ailesini tekrardan bir araya getirmeye çalışıyor. Fakat Gosling maalesef, senaryosunu geliştirmektense havalı görüntülerin peşine düşüyor.Keith Uhlich