[title]
Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünde dünya prömiyerini yaptıktan sonra Amerika’da düzenlenen SXSW Festivali’nden ödülle dönen Kaygı, Ceylan Özgün Özçelik’in ilk uzun metrajı. ‘Kaygı’ hem toplumsal hafıza, travma ve geçmişe dair cesur sözleri, hem de tür sineması estetiğini kullanım şekli ile oldukça başarılı bir ilk film. Son olarak İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma bölümünde yer alan film, Hasret adlı genç bir medya çalışanının görmeye başladığı kabuslar sonrasında hafızasını, geçmişini ve ailesinin ölümünü sorgulamaya başlamasını konu ediniyor.
Bir psikolojik gerilim olarak tasarlanan ‘Kaygı’, ana akım medya kanalları tarafından manipüle edilerek hafızadan silinen politik travmaları Hasret’in ailesinin ölümüne dair kabusları, paranoyaları ve geçmiş arayışı üzerinden anlatıyor. Sinemamızda pek sık rastlanamayan bir şekilde politik atmosferini tür sineması kalıpları içerisinde işleyerek, korku/gerilim gibi türlerin travmaya dair yarattığı özellikle hissel/içgüdüsel olanakları izleyicisine sunuyor. Daha önce ‘The Babadook / Karabasan’ (2014) ve ‘Suicide Room’ gibi başarılı tür filmlerinde çalışmış Polonyalı görüntü yönetmeni Radek Ladczuk ile güçlerini birleştiren Özçelik, unutmaya direnen bir genç kadının yaşadığı tüm paranoya ve korkuyu görsel ve işitsel kanalların sınırlarını zorlayarak tasvir ediyor. Özellikle kentsel dönüşüm ve mekân hafızası meseleleri gün geçtikçe kendini gittikçe yıkılan evine kapatan Hasret’in direnişi ile paralel işlenmiş. Bir yandan Türkiye’nin geçmiş travmalarına dair sözünü söylerken, ister istemez günümüzün siyasi atmosferine de değinen Özçelik, filmini tasarlarken ‘bir kadın hatırlar’ cümlesinden yola çıkmış.
'Kaygı' 12 Mayıs'ta vizyonda.