[title]
Viggo Mortensen bizim için hep ‘The Lord of the Rings’in Aragorn’u olarak kalacak. Fakat, aktörün daha hip ve oyunbaz bir tarafı olduğunu da unutmayalım. Sıra dışı aile dramı ‘Captain Fantastic’in, Mortensen’in bu yönünü hakkıyla kullandığı söylenebilir.
Mortensen, medeniyetten uzakta altı çocuğuyla birlikte yaşayan Ben adında entelektüel bir adamı canlandırıyor. Çocuklar, Nuh’un gemisindeki hayvanlar gibi tanıtılıyor: Bir çift büyümüş de küçülmüş adam, bir çift özgüveni yüksek ergen kız, bir çift fırlama. Hepsi, avcılıktan, bıçaklardan ve edebiyattan anlıyor. Fakat onlarla Noam Chomsky hayranı anneleri intihar ettikten sonra tanışıyoruz. Ben, ölümün ardından toplumla ve toplumun beklentileriyle yüzleşmekten endişe duyuyor.
Filmin en akılda kalan kısmı, klanın özel hayatında gezindiğimiz sahneler. Fakat filmin nefesi daha sonra biraz kesiliyor: Normalde her filmde görmekten memnun olacağımız Frank Langella, karikatür bir acımasız büyükbaba olarak karşımıza çıkıyor ve olay örgüsü çok hızlı bir şekilde toparlanıyor.