[title]
Peter Jackson, Tolkien’in fantastik kurgu edebiyatının mihenk taşı romanı ‘Yüzüklerin Efendisi’ni uyarlayacağını açıkladığında birçokları ona burun kıvırmıştı. Ne var ki, Jackson 2000’lerin başında öylesine görkemli bir projeyle çıkageldi ki, ona kuşkuyla yaklaşanların hepsini susturmasını bildi. Gişede fırtına gibi esen ve ‘Star Wars’un ardından dost meclislerinde sonu gelmez yeni bir muhabbet kaynağı yaratan ‘The Lord of the Rings’, her biri epik birer fantastik-macera olan üç filmin etkisiyle, kısa sürede geniş kitlelere yayılan bir popüler kültür ikonuna dönüşüverdi. Serinin son filmi ‘The Lord of the Rings: The Return of the King’in (2003) üzerinden epey bir zaman geçmişti ki, Jackson bu kez de Tolkien’in ‘Hobbit’ini beyazperdeye uyarlayacağını duyurdu. Tolkien hayranlarının gayet iyi bildiği üzere, ‘Hobbit’ ‘Yüzüklerin Efendisi’yle aşina olduğumuz öykünün evvelini, yani Güç Yüzüğü’nün bulunuş hikâyesini anlatıyor. Frodo daha ortalıkta yokken, Shire diyarının maceraperest hobbiti Bilbo Baggins, büyücü Gandalf ve bir dolu gürültücü ve obur cüceye eşlik ederek Orta Dünya’da tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor. İlk bölüm ‘The Hobbit: An Unexpected Journey / Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’, bizi burada, yani romanın henüz başlarında bırakıp sona ermişti; belki de bu yüzden bir tamamlanmamışlık hissi içeriyordu. Film, Smaug isimli son derece tehlikeli ve habis bir ejderha tarafından yurtlarından sürülen Erebor cücelerinin, Bilbo ve Gandalf’ı da yanlarına aldıkları bu yolculukta Smaug’u alt etmek ve kendilerine ait olan yer altı krallığına dönmek için verdikleri mücadeleyi anlatıyor. Shire’dan dışarı ilk kez adımını atan Bilbo ise, Elfler gibi farklı ırkları görmek için atıldığı bu macerada, tesadüf eseri çok önemli bir nesne buluyor ve ileride tüm Orta Dünya’nın kaderini değiştirecek bir hikâyenin tohumunu atıyor. Cücelerin ağırlıkta olduğu ekibin yolu ‘The Lord of the Rings’ serisinden yakından tanıdığımız Legolas (Orlando Bloom), Elrond (Hugo Weaving) ve Galadriel (Cate Blanchett) gibi figürlerle de kesişiyor. Kudretli ejderha Smaug’u ise, Benedict Cumberbatch seslendiriyor. Peter Jackson, ‘The Lord of the Rings’ten hiç de aşağı kalmayacak üç saatlik bir epik şölenle çıkıyor yine meydana. Aradan geçen yıllarda ilerleyen görsel efektler ve üç boyut teknolojisi de filmin görsel cazibesine ekleniyor. Bilbo’nun hikâyesinin başlangıcı olan ‘The Hobbit: An Unexpected Journey’nin (2012) ağır temposu nedeniyle aldığı eleştiriler de, Smaug’la yüzleşmenin yaşanacağı ve ortalığın giderek hareketleneceği bu devam filminde giderilecek gibi gözüküyor. Fazla söze ne hacet; Orta Dünya’yı özleyenler salonlara!
UZUN LAFIN KISASI Peter Jackson bizi bir kez daha Orta Dünya’da epik bir yolculuğa çıkarıyor. Bilbo için ejderha Smaug’la karşılaşmanın vakti geldi artık!