[title]
Ünlü astrofizikçi Stephen Hawking’in hayat öyküsünü anlatan ‘The Theory of Everything’ aşırı duygusal bir anlatı olmaktan imtina ederek çok doğru bir hamle yapıyor. Hawking kaslarını kontrol edememesine neden olan hastalığıyla dalgasını geçen biri. Film de bu ironiyi mizahi tonuyla öyküsüne yedirmeyi başarıyor. Örneğin Hawking bir sahnede tekerlekli sandalyesiyle evinin oturma odasında dolaşırken bilgisayarından çıkan garip sesle Doctor Who’daki ünlü robot ırkı Dalek’lerin taklidini yapıyor.Filmin bir diğer artısı ise bilimi anlaşılabilir bir şekilde seyirciye sunması. İlk sahnelerde bir profesör Cambridge’ten bir öğrenciye laboratuvarı en ince detayına kadar anlatıyor. Bunun seyirci için oldukça ilham verici bir an olduğunu söylemek gerek. Diğer yandan film şık görsel metaforlarla da örülü. İçinde küçük bir girdap oluşan bir fincan kahve karanlık ve aydınlık maddenin metaforu olabiliyor. Stephen’ın gelecekteki karısı Jane ile dans ettiği sahnedeki parti ışıkları ise evrenin çökmesini anlatmak için kullanılıyor.Jane Hawking’in anılarından uyarlanan film daha çok karı koca arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Film her ne kadar Hawking’lerin özel hayatına ayna tutsa da öykü farklı temalarda da derinleşmeyi başarıyor. Oscar’a da aday olan başroldeki iki oyuncunun performanslarının olağanüstü olduğunu da belirtelim. Joshua Rothkopf
Oscar'ın galibi Eddie Redmayne röportajı
Eddie Redmayne son dönemin en çok konuşulan isimlerinden biri. ‘The Theory of Everything’de Stephen Hawking’i olağanüstü bir performansla canlandırdı, bu rolüyle En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandı. Peki dünyanın en ünlü bilim insanını canlandırmak nasıl bir histi? Cath Clarke Redmayne’i karşısına aldı ve bu sorunun cevabını aradı.