[title]
Artık herkesin Captain America olarak tanıdığı, Hollywood’un sert oğlanlarından Chris Evans yönetmen olmuş, hem de hiç fena iş çıkarmamış deseler inanır mısınız? Evans, başrolü Alice Eve ile paylaştığı romantik komedi ‘Before We Go’da, tesadüf eseri tanışan bir kadın ve erkeği tüm gece boyunca New York sokaklarında yürütüp muhabbet ettiriyor. Tanıdık mı geldi? Richard Linklater, Ethan Hawke ve Julie Delpy ile de özdeşleşen ‘Before Sunrise / Gün Doğmadan’ (1995) geliyor insanın aklına hemen. Viyana sokakları yerine New York’u koysak yeter sanki. ‘Before We Go’da da erkek ve kadın birbirlerini yeni tanımanın heyecanını perdeden izleyiciye aktarmayı başarıyor. İlişkilerden ve hayattan bahsediyorlar. Beraber şarkı söylemek zorunda bile kalıyorlar. Hem benzerlik burada da bitmiyor. Tüm gece yan yana yürüyüp muhabbet eden ikilimiz, bu beklenmedik aşk ihtimalinin kelebek ömürlü olacağının farkında. Kadın karakterimiz Brooke Dalton, aslında evliliğin dönüm noktasında. Ya tamam ya devam diyecek. O yüzden de sabah ilk iş Boston’a gitmek zorunda. Evans’ın canlandırdığı Nick Vaughn ise, kariyerinde önemli bir adım atmak üzere olan bir caz trompetçisi. Daha da önemlisi, eski sevgilisiyle kapanmamış bir hesabı var. İkisi de, birbirlerinin ilişkisini onarmak için gece boyunca koşturuyor. Ama bu koşuşturma sırasında esas hikâye, onların arasında filizleniverenler oluyor.
Projenin ‘Before Sunrise’ın New York versiyonu olarak yapımcılara anlatıldığına şüphe yok. İki oyuncunun arasında Hawke ve Delpy’de olduğu gibi muhteşem bir kimya aramaya kalkmayın. Hayata ve ilişkilere dair arada sarf edilen banal laflara da kafayı takmayın. Gerisi eli yüzü düzgün, kimi sahnelerinde sahiden duygulandırmayı başaran bir romantik komedi.