[title]
Meryl Streep yenİ filminde, kulakları tırmalayan berbat bir sese sahip olmasına rağmen 1930’ların New York’unda opera sanatçısı olmaya özenen Florence Foster Jenkins’e hayat veriyor. Yastık kılıflarından ve dantel örtülerden yapılmışa benzeyen gülünç ve adi kıyafetler giyen Meryl, belli ki çekimlerde çok eğlenmiş. Bu kadar kötü şarkı söyleyebilmek ise en az Oscar’lık performans göstermek kadar emek isteyen bir iş. Detone Florence ne zaman ağzını açsa, anıran hayvanlarla dolu bir çiftliğin kapısı aralanmış gibi oluyor. Florence’ın kendisinden genç kocası St Clair Bayfield ise onu gerçeklerden koruyor. Bayfield’ın hayattaki misyonu, Florence ile alay edenleri ondan uzak tutmak, izleyicilere ve eleştirmenlere rüşvet vermek. Bayfield, Florence’ı pohpohluyor, şımartıyor fakat Florence büyük hayallere kapılınca işler karışıyor. Yönetmen Stephen Frears’ın karakteri çizme şekli Florence’ı bir karikatür olmaktan uzak tutuyor. Meryl Streep’in “Hepimiz sanatçıyız. Ekmek yiyemiyorsak Mozart dinleriz,” diyen modern Marie Antoinette yorumu ise kaçırılmamalı.