[title]
Kurmacayla gerçeği birleştiren ‘Once Upon a Time ... in Hollywood’, tarihteki dehşet verici olayların içine hayali karakterler yerleştiriyor. Aynı zamanda Los Angeles’a yazılmış bir aşk mektubu olan ve Tarantino’nun en olgun işlerinden biri olarak görülen film; yönetmenin güçlü hikaye anlatıcılığını ve ustalıklı zanaatını, Leonardo DiCaprio ve Brad Pitt’in dikkat çekici performanslarıyla bir araya getiriyor.
Tarantino, filmi Charles Manson cinayetleriyle -spesifik olarak 1969’taki Sharon Tate cinayetiyle- başlatıyor ve hikayeyi kendi versiyonuyla yeniden anlatıyor. Filmdeki ana hikaye ise Rick Dalton adındaki duygusal bir televizyon oyuncusuyla onun dublörü, şoförü ve arkadaşı olan Cliff Booth arasında arkadaşlığı ele alıyor. DiCaprio ve Pitt ikilisinin enerjisi, ‘Pulp Fiction / Ucuz Roman’ın (1994) efsanevi ikilisi John Travolta ve Samuel L. Jackson’ı akıllara getiriyor. Filmin Tarantino’nun eski filmleriyle de pek çok benzerliği var. Tarihi gerçeklere aykırı bir ‘aşırı şiddet’ gösterisi olarak ‘Inglourious Basterds / Soysuzlar Çetesi’ni (2009) andıran filmde, Tarantino’nun ‘Django Unchained / Zincirsiz’ (2012) ve ‘The Hateful Eight’te (2015) gördüğümüz western aşkına ve ‘Death Proof / Ölüm Geçirmez’deki (2007) dublör temasına da rastlamak mümkün.