[title]
Bazı filmlerin neden gişe yaptığını hiç anlamıyorsunuz ama bir tutunca tam tutuyorlar işte. ‘Family Guy’ ve ‘American Dad!’gibi yetişkinlere hitap eden yüksek IQ sahibi dizilerin yaratıcısı, senarist, aktör ve besteci Seth MacFarlane ilk sinema filmini yönettiğinde kimse çok umutlu değildi; ama ‘Ted / Ayı Teddy’ (2012) o yılın en başarılı komedi filmlerinden birine dönüştü. Saçma sapan gözüken öyküsüne (bir çocukluk dileği olarak canlanan oyuncak ayının maceraları) karşın filmin bu denli ses getirmesinin sırrı, MacFarlane’in araya sıkıştırdığı ince zekâ ürünü diyaloglar olsa gerek.
İlk film turnayı gözünden vurunca serinin devam filmi de gecikmedi elbette. Şekl şemali sevdiceğe armağan edilen sevimli pelüş oyuncukları andırsa da, ağzını açtığı an sivri dilli bir bar serserisine dönüşen ayıcığımız Ted, bu kez evlilik hayatının belalarıyla baş etmeye çalışıyor. Ted, çiçeği burnunda bir damat ve artık bir çocuk sahibi olmak istiyor. Ancak önce mahkeme önünde meşru bir ‘birey’ olduğunu kanıtlaması gerekiyor. Tahmin edebileceğiniz üzere, olay örgüsünün gerçekçiliğinden değil, durum komedisinden ve gündeme gönderme yapan diyaloglarından medet umuyor ‘Ted 2’. Serseri ayımızın en yakın arkadaşı rolünde yine Mark Wahlberg var elbette. Wahlberg’ün kaygısız surat hatları filmin mizahi tonunun da belirleyicisi. Wahlberg’ün yanı sıra Morgan Freeman, Giovanni Ribisi ve Liam Neeson gibi ustaların varlığı da stüdyonun bu absürt komediye ne kadar güvendiğinin kanıtı.