[title]
‘Love & Mercy’ye bakılırsa, grup arkadaşları dışarıda kız tavlama peşindeyken, Wilson kendini stüdyonun kuytusuna kapatıp müziğine odaklanmayı seviyor. Wilson’ın gençliğini canlandırmak için kusursuz bir seçim olan Paul Dano’yu, Amerikan müzik tarihinin efsane albümlerinden ‘Pet Sounds’u yaratırken izlemek, rock tarihinden bir kesite tanıklık etmek demek: Piyanonun tellerine saç tokaları takılıyor, bisiklet zilleri enstrümana dönüşüyor, kafası atan grup elemanı Mike Love’ın dediği gibi, “en neşeli şarkılar bile kederli tınlıyor”. Grubun beyni Wilson sıradan olanla yetinebilen biri değil; bir anlamda kendi içindeki ejderhayı arıyor. Film ileri bir zaman dilimine sıçrayıp bizi ‘ilaçlarla kafayı bulmuş’ bir Wilson’la (John Cusack) baş başa bırakınca, o ejderhanın gelip bir ısırık aldığını görebiliyoruz.
‘Love & Mercy’ için yer yer ‘Boogie Nights / Ateşli Geceler’i (1997) hatırlatan bir Los Angeles filmi demek mümkün. Senaryonun ardındaki isimlerden biri, Todd Haynes imzalı ‘I’m Not There / Beni Orada Arama’da (2007) Bob Dylan’ı parçalara bölüp sonra yeniden birleştiren Oren Moverman. Brian Wilson’ın hayatını kaleme dökerken nispeten geleneksel ama duygulara daha çok hitap eden bir yol tutturmuş Moverman. Kimi zaman, Wilson’ın bir havuzun dibinde debelenmesi gibi kör göze parmak metaforlar yok değil senaryonun içinde, ama bunları hızla affedip yolunuza devam ediyorsunuz.
Wilson’ı canlandıran iki aktör ne kadar nefes kesici olurlarsa olsunlar, filmde tüm bakışları üzerinde toplayan asıl isimler iki yan karakter: Wilson’ın hayatını rayına sokan ikinci karısı Melinda rolündeki Elizabeth Banks, Wilson’a kendini yeniden genç hissettiren, serinkanlı bir Kaliforniyalı kadın. Wilson’ın tuhaflığıyla nam salan terapisti Eugene Landy ise onu hem esir alıp hem de koruyup kollayan bir baba figürü. İkisi, Wilson’ın hayatta yolunu bulmasında sahiden de pay sahibi. Filmde de kanlı canlı karakterler olarak sizi önemlerine inandırıyorlar. Wilson’ın her daim mutlu olmasını isteyen iki insan… Gerçi ‘God Only Knows’ ve ‘Heroes and Villains’ gibi The Beach Boys şarkılarından iyi biliyoruz ki, insan ilişkileri hiçbir zaman bu kadar basit değil! David Ehrlich