[title]
Sorunlu bir evliliği ve birini yıllar boyu sevmenin ne demek olduğunu mercek altına alan ‘45 Years’ akıllardan çıkmayacak bir dram. Norfolk’ta yaşayan Kate ve Geoff ile 45. evlilik yıl dönümlerinin arifesinde tanışıyoruz. Histeriye pabuç bırakmayan, duyguları gerçekçi bir şekilde seyirciye hissettirebilen bir film ‘45 Years’. Hikâye, çiftin taşradaki evlerine Geoff’in ilk kız arkadaşının cesedinin bulunduğunu haber veren bir mektup gelmesiyle başlıyor. Geoff’in Kate’den önce tanıdığı Katya, 50 yıl önce Geoff ile Alpler’de tatil yaparken dağdan düşüp kaybolmuş ve cesedi buzun içinde yıllarca korunmuş. Çiftin ilişkisi bu haberle küçük bir sarsıntı geçiriyor. Fakat ilk şokun ardından yaşananlar, ilişkiyi derinden sarsmaya ve ikisine de acı vermeye başlıyor.
Çift parti hazırlıklarına devam ediyor fakat soru işaretleri de bir yandan ayyuka çıkıyor. Katya, Geoff için ne ifade ediyor? Ölü bir kadını kıskanabilir misiniz? David Constantine’in kısa öyküsünü beyaz perdeye aktaran yönetmen-senarist Andrew Haigh, sakin ve sessizce anlattığı hikâyesine zamanın ve ölümlüğünün karanlık gölgesini düşürüyor. Yaşını başını almış Geoff, Katya’nın ölü bedeninde hapsolmuş gençliğini hatırlıyor. ‘45 Years’ kötü kadının, gizli mesajlaşmaların, cinselliğin olmadığı bir aldatma hikâyesi. Bir düşünün, birini sadece düşüncelerle ve anılarla aldatabilir misiniz?
‘45 Years’ Haigh’in kariyerinde bir doruk noktası. Yönetmen övgülere boğulan ‘Weekend’de (2011) iki genç erkeğin iki güne sığan tutkulu aşkını anlatıyordu. Bu filmde ise seks sahnelerinden pek eser yok. Ancak Haigh’in günlük hayatı anlamlandırma gayreti baki; bu kez tek fark geçmişin izlerinin vurgulanması ve geleceğin de filmin odağında olması. Haigh’in iki insan arasındaki yakınlığın anlamını ve sınırlarını araştırma huyu da yerli yerinde. Oyuncular ise dört dörtlük. Charlotte Rampling sakinliğinin ardında kopan hüzünlü fırtınaları ustaca saklıyor. Tom Courtenay ise tüm maço konuşmalarına rağmen içten içe nasıl parçalandığı izleyiciye hissettirebiliyor. ‘45 Years’ küçük anların, minik jestlerin büyük etkiler bıraktığı bir film. Dave Calhoun