Time Out İstanbul editörleri

Time Out İstanbul editörleri

Articles (775)

Beca’nın yeni menüsünü tattınız mı?

Beca’nın yeni menüsünü tattınız mı?

Beca’nın açıldığı ilk günden beri devam ettirdiği, mevsim döngüsünü takip eden ve iddiasını “sade ve şık” tabaklarından alan mutfak felsefesi, yeni menüyle daha da derinleşiyor. Bahar sezonunda tabaklar daha şık, tarifler ise daha yalın. Yeni tabakların hikayesini, fermente tatlar, aromatik birleşimler, İtalyan ve Asya mutfaklarının bahar döneminden alınan esintiler oluşturuyor. Mevsime saygılı yeni tabaklar arasında trüflü ve kuşkonmazlı linguine, domates stracciatella, crispy kalamar, tuna nigiri ve trüflü pizza dikkat çekiyor.   Bahar menüsünün yenilikçi yönlerinden biri ise kahvaltı. Bagel kuleleri, İspanyol dilinde omlet, taze karışımlar, aromatik tabaklar, Beca usulü French tost ve muffin seçeneklerinden oluşan yeni kahvaltı seçkisinin tatlısı tuzlusu bol, enerjisi yüksek, etkisi uzun. Beca Kokteyl kısmına gelirsek… Mobil servis veren Beca’s Bar Cart’ta klasik kokteyller damak tadınıza ve yemeklerinize göre kişiselleştirerek servis ediliyor. Tüm kokteyller tatları kadar kokuları ve sunumlarıyla da ilgi çekiyor. Siz de bahar bitmeden Beca’ya mutlaka uğrayın. Zeytinoğlu Caddesi, Yeşim Sokak 3, Etiler
Bütçe dostu makyaj sanatı

Bütçe dostu makyaj sanatı

Gratis’in genç ve dinamik markası Beaulis Fun, renkli makyaj ürünleriyle ilgi görüyor. Beaulis Fun’ın en çok tercih edilen ürünleri arasında, dudak grubundaki Gloss Tick ve toz grubundaki allık ile far ürünleri yer alıyor. Gloss Tick, dudaklara yoğun parlaklık ve hacim kazandıran özel formülüyle dikkat çekiyor. Hafif yapısı ve yapışkanlık hissi bırakmayan dokusuyla gün boyu konforlu bir kullanım sunan Gloss Tick’in farklı renk seçenekleri mevcut. Beaulis Fun’ın en beğenilen ürünlerinden bir diğeri ise toz grubundaki allık ve farlar. Hafif ve ipeksi dokusuyla kolayca dağılan Beaulis Fun toz allıklar, cilde doğal ve sağlıklı bir renk kazandırıyor. Ayrıca yüksek pigmentasyonu sayesinde uzun süre kalıcılığını koruyarak gün boyu taze bir görünüm sağlıyor. Toz farlar ise özgün renk kombinasyonları ve dokularıyla göz makyajına renk katıyor. Bu özgün far paletleri, her makyaj stiline uygun alternatifler sunarak her bir kullanıcının kendini ifade etmesine olanak tanıyor. Beaulis Fun ürünleri 99 TL’den başlayan fiyatlarla satışta.
Drop / Drop: Kabul Et veya Reddet

Drop / Drop: Kabul Et veya Reddet

İlk buluşmalar yeterince gerginken, bir de ölüm tehdidi içeren anonim mesajlar almaya başladığınızı hayal edin. Yönetmen Christopher Landon, ‘Happy Death Day 2 U / Ölüm Günün Kutlu Olsun’ serisindeki gerilim ustalığını bu kez ‘Drop’ ile sergiliyor. Dul bir anne olan Violet (Meghann Fahy), Henry (Brandon Sklenar) ile romantik bir akşam geçirirken telefonuna gelen mesajlarla ölümcül bir oyuna sürükleniyor. Meghann Fahy’nin yanı sıra Brandon Sklenar, Violett Beane, Jacob Robinson gibi isimlerin de rol aldığı film, yüksek tansiyonlu bir gerilim sunuyor. Vizyon tarihi: 11 Nisan
Sinema şehre geri dönüyor

Sinema şehre geri dönüyor

Bahar demek festival demek! İstanbul Film Festivali, 11-22 Nisan tarihleri arasında sinemaseverlerle 44. kez buluşmaya hazırlanıyor. Dünya sinemasının en yeni ve en iyi yapımları, kült filmler, usta yönetmenler ve genç yetenekler 12 gün boyunca perdeye yansıyacak. Festivalin bu yılki seçkisi tam 139 uzun metrajlı ve 15 kısa filmden oluşuyor. Prömiyer heyecanı yaşamak isteyenler için de harika fırsatlar var; uluslararası ve yerli yapımlardan pek çoğu İstanbul’da ilk kez izleyiciyle buluşuyor. Gösterimler Beyoğlu, Şişli ve Kadıköy’deki yedi farklı sinema salonunda gerçekleşiyor. Festivalde sadece filmler yok elbette; konuk yönetmen ve oyuncuların katılacağı söyleşiler, özel etkinlikler ve film sonrası soru-cevap seansları festivale ayrı bir renk katıyor. Ayrıca uluslararası niteliğini vurgulayacak yeni bir yapı kazanan İstanbul Film Festivali’nde resmi seçki kapsamında toplam üç yarışmalı bölüm sizi bekliyor: Altın Lale Yarışması, Kısa Film Yarışması ve Yeni Bakışlar. Hafta içi gündüz seansları 240 TL; hafta içi akşam ve tüm hafta sonu seansları 300 TL. Biletleri Passo’dan, detaylı bilgiyi festivalin web sitesinden edinebilirsiniz; programınızı yapmadan önce tavsiyelerimize göz atmayı unutmayın!
El Mensaje / Mesaj

El Mensaje / Mesaj

Iván Fund'un yönettiği ‘El Mensaje’, büyülü gerçekçilikle harmanlanmış, derin bir yolculuğu anlatıyor. Arjantin, İspanya ve Uruguay ortak yapımı olan film, ilginç bir üçlüye odaklanıyor: Hayvanlarla iletişim kuran bir çocuk, kızın söylediklerini danışanlara ileten bir falcı kadın, para işlerini halleden bir adam… Siyah-beyaz çekimleriyle dikkat çeken film, büyüme sürecine ve olgunlaşmaya dair güçlü bir mesaj sunuyor. ‘El Mensaje’, Berlin Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü'nü kazandı. 11 Nisan, Atlas 1948, 19.00 / 13 Nisan, Paribu Cineverse Nautilus, 16.00 / 17 Nisan, Cinewam City's 7, 16.00
Drømmer / Hayaller

Drømmer / Hayaller

44. İstanbul Film Festivali’nin retrospektif bölümünde bu yıl, insan ilişkileri odaklı filmleriyle tanınan Norveçli auteur yönetmen Dag Johan Haugerud’ün altı uzun metrajlı filmi yer alıyor. Bu filmlerden biri de son Berlin Film Festivali’nde en iyi filme sunulan Altın Ayı Ödülü ile eleştirmenler birliği FIPRESCI ödülünü kazanan ‘Drømmer / Hayaller’. Haugerud’ün ‘Seks, Aşk, Hayaller’ üçlemesinin son halkası olan bu film, öğretmenine sırılsıklam aşık olan 17 yaşındaki Johanne’yi izliyor. Duygularını kayda almak isteyen Johanne’nin bu amaçla yazdığı açık yürekli metinleri gören ailesi başlangıçta ortalığı ayağa kaldırıyor; fakat yazıların edebi niteliği öyle yüksek ki, Johanne’nin annesiyle büyükannesi kendi gerçekliklerine ve hayallerine dönüp bakmayı tercih ediyor. Hem Dag Johan Haugeru retrospektifinin hem de ‘Drømmer’’i izleyiciyle buluşturması, festivalin bu yılki güzelliklerinden biri. 15 Nisan, Atlas 1948, 21.30 / 16 Nisan, Cinewam City's 7, 16.00 / 16 Nisan, Paribu Cineverse Nautilus, 16.00
Gouzhen / Siyah Köpek

Gouzhen / Siyah Köpek

Guan Hu’nun yönettiği ‘Gouzhen’, insanların ve hayvanların müthiş dostluğu üzerine sıra dışı bir hikaye sunuyor. Hapisten çıkan Lang, memleketine döndüğünde başıboş köpekleri toplamakla görevlendirilir. Ancak bir siyah köpek ile kurduğu bağ, onu beklenmedik bir yolculuğa sürükler. Çin’in kırsal yaşamına derin bir bakış sunan film, 2024 Cannes Belirli Bir Bakış Ödülü ve Palm Dog Büyük Jüri Ödülü’nü kazandı. Festivalin en etkileyici yapımlarından biri. 12 Nisan, Cinewam City's 7, 13.30, 13 Nisan, Cinewam City's 3, 19.00 / 14 Nisan, Kadıköy Sineması, 16.00
Seses / Boğulmak

Seses / Boğulmak

Litvanyalı yönetmen Laurynas Bareiša'nın imzasını taşıyan ‘Seses’, 44. İstanbul Film Festivali'nin Genç Ustalar bölümünde izleyiciyle buluşuyor. Film, iki kız kardeşin ailelerini hafta sonu için kır evinde bir araya getirmesiyle başlıyor. Çocuklarıyla birlikte gölde yüzer, dinlenir ve sohbet ederler. Ancak beklenmedik bir olay, herkesin hayatını altüst eder. Bareiša, zaman ve mekan algısıyla oynayarak izleyiciyi karakterlerin duygusal yüküne ortak ediyor. Küçük oğlunun boğulma tehlikesi geçirdiği kendi deneyiminden esinlenen yönetmen, filmin duygusal travmaya farklı tepkiler veren yetişkinleri anlattığını belirtiyor. ‘Seses’, 2024 Locarno Film Festivali'nde En İyi Yönetmen ve En İyi Performans (tüm kadro) ödüllerini kazandı ve Litvanya'nın Oscar adayı olarak seçildi.  20 Nisan, Beyoğlu Sineması, 19.00 / 21 Nisan, Cinewam City's 3, 11.00 / 22 Nisan, Paribu Cineverse Nautilus, 16.00
Super Happy Forever

Super Happy Forever

Japon yönetmen Kohei Igarashi, ‘Super Happy Forever’ ile sıradan anların içindeki derin duyguları keşfe çıkıyor. Bu dokunaklı film, beş yıl önce eşi Nagi ile tanıştığı sahil kasabasına dönen Sano’nun hikayesini anlatıyor. Ancak bu dönüş, sadece anıları tazelemekten çok daha fazlasına dönüşüyor. Kaybın ardından yeni anlamlar arayan Sano’nun yolculuğu, geçmişle bugünü ustalıkla iç içe geçiriyor. Sessiz ama etkileyici bir anlatımla izleyiciyi içine çeken film, ‘sonsuz mutluluk’ fikrini sorgularken melankoliyle umut arasında gidip geliyor. Kohei Igarashi’nin senaryosunu Koichi Kubodera ile yazdığı film Reykjavik Film Festivali’nde en iyi film ödülüne layık görüldü. 15 Nisan, Kadıköy Sineması, 16.00 / 16 Nisan, Atlas 1948, 16.00 / 18 Nisan, Cinewam City's 7, 13.30
The Last Showgirl

The Last Showgirl

Pamela Anderson’ın performansıyla adından söz ettiren ‘The Last Showgirl’ festival programındaki en ilgi çekici yapımlardan biri. Kate Gersten’in senaryosunu yazdığı, Gia Coppola’nın yönettiği ‘The Last Showgirl’, Toronto Film Festivali’nde dünya prömiyerini yaptıktan sonra, San Sebastian’da Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Film, Las Vegas'taki 30 yıllık gösterisi aniden sona eren deneyimli şov kızı Shelly'nin (Pamela Anderson) hayatını konu alıyor. Gösterinin sona ermesiyle birlikte Shelly, 50’li yaşlarında geleceğini yeniden planlamak ve ihmal ettiği kızıyla ilişkisini düzeltmek zorunda kalır. Anderson'ın performansıyla eleştirmenlerden övgü alan bu duygusal ve etkileyici yapım, izleyicileri Las Vegas'ın ışıltılı dünyasının ardındaki insan hikayelerini keşfetmeye çağırıyor. 13 Nisan, Atlas 1948, 21.30 / 13 Nisan, Kadıköy Sineması, 21.30 / 14 Nisan, Cinewam City's 7, 21.30 / 14 Nisan, Paribu Cineverse Nautilus, 21.30
Quand vient l'automne / Sonbahar Gelince

Quand vient l'automne / Sonbahar Gelince

Festival takipçilerinin favori yönetmenlerinden olan François Ozon'un yeni filmi ‘Quand vient l'automne’, 44. İstanbul Film Festivali'nde izleyiciyle buluşacak. Film, Burgonya'da sakin bir köyde yaşayan emekli Michelle'in, kızı Valérie ve torunu Lucas ile yaşadığı karmaşık ilişkileri ve sonrasında gelişen olayları anlatıyor. San Sebastian Film Festivali'nde En İyi Senaryo ve En İyi Yardımcı Performans ödüllerini kazanan bu yapım, aile dramı türünde etkileyici bir gerilim sunuyor. Josiane Balasko, Hélène Vincent ve Ludivine Sagnier’in rol aldığı ‘Quand vient l'automne’, festivalin Galalar bölümünde gösterilecek. 12 Nisan, Atlas 1948, 19.00 / 13 Nisan, Kadıköy Sineması, 16.00 / 14 Nisan, Cinewam City's 3, 19.00 / 22 Nisan, Cinewam City's 7, 21.30

Listings and reviews (1)

Licorice Pizza

Licorice Pizza

5 out of 5 stars
La película más soleada de Paul Thomas Anderson hasta ahora es este palimpsesto del valle de San Fernando con tantas burbujas que prácticamente sale de la pantalla. El mayor golpe de 'Licorice Pizz'a, sin embargo, es su casting. Alana Haim, del grupo Haim, es Alana Kane, de 25 años, una asistente de fotógrafa desconcertada de encontrarse con Gary Valentine, un estudiante de secundaria diez años menor que ella. Es un actor infantil con una comedia de éxito a su nombre y unos niveles de autoconfianza proporcionales. La otra estrella es el escenario: aquí el valle está bañado por la luz del sol y la nostalgia agridulce. Pero 'Licorice Pizza' no es una carta de amor al sitio: la familia judía ortodoxa de Alana (interpretada por otros miembros de la familia Haim) no es precisamente liberal. Con la ayuda de la delicada partitura de Jonny Greenwood, Anderson pinta un cuadro a veces melancólico y cada escena ofrece una nueva actuación para disfrutar y reír de lo lindo. Cuando, más tarde, 'Licorice Pizza' se adentra en las maquinaciones del Hollywood de los años 70, las risas las proporcionan Bradley Cooper y Sean Penn. Los veteranos amenazan con robar el espectáculo a los protagonistas más jóvenes, pero 'Licorice pizza' es una película que no se puede robar. Simplemente, galopa con una energía ilimitada. Como 'Movida del 76', de Richard Linklater, Paul Thomas Anderson ha contado una historia norteamericana de los años 70 sobre la mayoría de edad que hace que la América post-Vietnam p

News (485)

Nefis bir yemek kitabı

Nefis bir yemek kitabı

Sırmaison markasının kurucularından Rosella Ennekavi Karabacak, sofra sanatından ev dekorasyonuna uzanan alanlardaki tecrübesini yansıttığı 'Beyaz Kiraz Reçeli' kitabıyla karşımızda. Karabacak’ın derlediği tarifler, Hülya Ekşigil’in anlatımıyla Sefarad mutfağının zarif ve köklü geleneklerini evlere taşıyor. Türk mutfağının ikram kültürü ve İstanbul’un özgün tatlarıyla harmanlanan tarifler hem geleneksel hem de günümüz mutfaklarından izler taşıyor. Adını Rosella Karabacak’ın annesi Ester Ennekavi’nin beyaz kiraz reçelinden alan kitapta pırasa köftesi, erikli balık gibi ilginç tarifler bulabilirsiniz. Kitap ayrıca İstanbul’un çok kültürlü sofra geleneğine dair önemli bir mutfak hafızası sunuyor ve Ester Ennekavi’nin yıllar boyunca dostlarını ağırladığı sofralardan süzülen, kuşaktan kuşağa aktarılan aile tariflerini bir araya getiriyor. Mutfakta fazla deneyiminiz olmasa bile kitaptaki az malzemeli tarifleri kolaylıkla uygulayabilirsiniz. 'Beyaz Kiraz Reçeli’, Minoa ve Sırmaison mağazalarında satışta. Beyaz Kiraz Reçeli
Oyun yazarlığına mı meraklısınız?

Oyun yazarlığına mı meraklısınız?

Ödüllü oyun ve roman yazarı Rok Vilcnik’ten oyun yazarlığının inceliklerini öğrenmek ister misiniz? İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Çağdaş Gösteri Sanatları Merkezi (ÇGSM) ve TheaterIST iş birliğiyle gerçekleşen Çağdaş Oyunda Absürt Komedi Yazarlığı atölyesini kaçırmayın. Slovenya tiyatrosunun dünya tiyatrosuna kazandırdığı yazar Rok Vilcnik’in atölyesi 14, 15 ve 16 Nisan’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi stüdyolarında 11.00-14.00 saatlerinde gerçekleşecek. Kontenjan sınırlı olduğu için katılmak isteyenlerin 8 Nisan Salı günü saat 18.00'e kadar kısa öz geçmişleriyle birlikte katılım taleplerini cgsm.atolye@ibb.gov.tr adresine e-posta yoluyla iletmeleri gerekiyor. Bir yazar algısıyla absürdün izine düşme ve anlamın çatlaklarındaki zıtlıklar arasında dolaşma fırsatı son derece ilgi çekici; bu fırsatı iyi değerlendirin.
Dünya için bir saatinizi ayırın

Dünya için bir saatinizi ayırın

WWF'in (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) çağrısıyla her yıl Mart ayında küresel katılımla düzenlenen Dünya Saati, bu yıl 22 Mart Cumartesi akşamı 20.30-21.30 saatleri arasında gerçekleşecek.  Dünyanın dört bir yanındaki anıtlar ve kurumlar derinleşen doğa kayıpları konusunda farkındalık yaratmak için 20.30-21.30 saatlerinde dış aydınlatmalarını kapatacak. Ülkemizde de WWF-Türkiye'nin (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) öncülük ettiği etkinlik kapsamında her yıl olduğu gibi anıtların, kurumların, statların ve evlerin ışıkları bir saatliğine kapatılacak. Bu yıl 19'uncusu düzenlenecek etkinlik kapsamında siz de, Dünya Saati sayfasından seçeceğiniz ya da bizzat kurgulayacağınız gezegen dostu etkinliklerle Dünya Saati'ne katılabilirsiniz.
Markiz’e Pilevneli dokunuşu

Markiz’e Pilevneli dokunuşu

Markiz Pastanesi, İstanbul’un kültür tarihine damgasını vurmuş, zarafeti ve lezzetiyle yıllar boyunca hafızalarda yer etmiş eşsiz bir buluşma noktası. İlk olarak 1838’de Lebon Pastanesi adıyla açılan mekan, lezzetlerinin yanı sıra Art Nouveau unsurlar içeren mimarisiyle de şehrin kültürel hafızasında önemli bir yere sahip. 1980 yılında Şark Aynalı Pasajı’nın satışa çıkarılmasıyla kapılarını kapatmak zorunda kalan Markiz, uzun bir aradan sonra 2003’te restore edilip yeniden açılmıştı. Ancak eski ihtişamına bir türlü kavuşamayan mekan 2016 yılında yeniden kapandı. 2023’te Mehmet Erkul ve Tekin Esen tarafından devralınan Markiz, bugünlerde yeniden hayat bulma yolunda ilerliyor. İleri bir tarihte kapılarını tekrar açmaya hazırlanan mekan, restorasyon öncesi Pilevneli’nin ev sahipliğinde sanatsal bir durak olarak yeniden nefes almaya başlıyor. Markiz’de 23 Mart’a dek :mentalKLINIK’in ‘Dehşetli Güzel’ performansını görebilirsiniz. :mentalKLINIK, Markiz’in tarihi atmosferinde güncel buluşmalara yer açan, zamansız bir mikroklima yaratıyor. :mentalKLINIK’in Tuğana Okan Nalçacı (Cutie Cake Co) ile hazırladığı ‘Dehşetli Güzel’ kutlama pastası ve Orkun Şentürk ile ürettiği ‘Hayalet Parıltılar’ ses enstalasyonu; mekandaki dedikoduları, söylentileri, güncel tartışmaları ve sosyal ritüelleri, yeniden şekillendiriyor. Betonlaşmış yaşamlarımızın bir kutlama pastasına dönüştüğü bu deneyim izleyiciyi mükemmeliyetin çözüldüğü, bir parti sonrası atmosferine, melankoli ve anlamsız mutluluk arasınd
Ücretsiz müze keşfi

Ücretsiz müze keşfi

İBB Kültür AŞ’ye bağlı müzeler 29 Mart tarihine dek iftardan sonra gece 12.00’ye kadar yerli Türkiye vatandaşlarını ücretsiz ağırlıyor. Yerebatan Sarnıcı, Şerefiye Sarnıcı, Panorama 1453 Tarih Müzesi ve Miniatürk’ü kapsayan kampanyadan yararlanmak için müze girişlerinde Radar Türkiye uygulaması üzerinden alabileceğiniz kare kodu göstermeniz yeterli. Müzelerin haftanın bazı günleri erken kapanabildiğini de not düşelim. Plan yapmadan önce gitmek istediğiniz müzenin sosyal medya hesabından duyuruları takip etmenizi öneririz. Müzelerin Ramazan ayına özel hazırladığı etkinlikleri ise buradan inceleyebilirsiniz.
İstanbul Caz Festivali biletleri satışa çıkıyor

İstanbul Caz Festivali biletleri satışa çıkıyor

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), uzun yıllardır Temmuz ayında İstanbul’u bir caz sahnesine dönüştürüyor. Bu yıl 1-17 Temmuz tarihlerinde 32’ncisi gerçekleştirilecek İstanbul Caz Festivali, bir kez daha klasiklerden yenilikçi stillere uzanan bir programla karşımıza çıkıyor. Cazın özgürleştiren doğasından ilham alan sanatçıları ve cazın geleceğine yön verecek genç yetenekleri festival kapsamında dinleme şansı bulacağız. 17 gün boyunca 40’a yakın konserde usta isimlerden yeni keşiflere 200’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlayacak olan festivalin biletleri 11 Mart Salı İKSV’nin Lale Kart üyeleri için başlayacak indirimli ve öncelikli satış döneminin ardından 14 Mart Cuma günü genel satışa çıkıyor. Caz tutkunlarına duyurulur!
Adalar için Mimofest zamanı!

Adalar için Mimofest zamanı!

İstanbul için mimoza zamanı geldi çattı! Görüntüsü kadar kokusuyla da büyüleyen mimoza çiçeği, İstanbul’da Adalar ile özdeşleşmiş bir doğal miras. Mimozayı koruma ve farkındalık yaratma amacıyla ikinci kez düzenlenen Adalar Mimoza Festivali ‘Mimofest’ de 4-9 Mart’ta Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada’da gerçekleşiyor. Adalar Belediyesi, Adalar Kent Konseyi, Adalar Müzesi ve Adalar’ın ilgili sivil toplum kuruluşları tarafından ortaklaşa düzenlenen festival, bu doğal mirasa bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Mimoza turları, sergiler, uzman sunumları, çocuk-yetişkin atölyeleri gibi etkinliklerin gerçekleşeceği festivale katılım ücretsiz. Ayrıca dört adanın farklı noktalarındaki açık ve kapalı alanlarda sokak müzisyenlerinin performanslarıyla karşılaşabilirsiniz! Ayrıca Adalı kadınların tasarladığı mimoza temalı el sanatı ürünleri, adaların farklı noktalarında kurulan stantlarda satışa sunuluyor. Festivalin Instagram hesabından detaylı programı öğrenebilirsiniz.
İstanbul Bienali’ne geri sayım

İstanbul Bienali’ne geri sayım

Christine Tohmé’nin küratörlüğünde üç yıla yayılan bir program sunacak olan 18. İstanbul Bienali için geri sayım başladı. ‘Üç Ayaklı Kedi’ başlığını benimseyen bienal yine ücretsiz olarak İstanbullularla buluşacak. Bienalin ‘kendini koruma’ ve ‘gelecek olasılıkları’ temaları etrafında şekillenen ilk ayağı, 20 Eylül-23 Kasım 2025 tarihlerinde gerçekleşerek 40’tan fazla sanatçının eserlerini bir araya getirecek. Performanslar, gösterimler ve konuşmalardan oluşan bir kamusal program da sergilere eşlik edecek. Bienalin 2026’da gerçekleştirilmesi planlanan ikinci ayağı, bir akademi oluşturmaya ve yerel inisiyatiflerle iş birliği içinde bir kamusal program dizisi geliştirmeye odaklanıyor. 2027’de ise bienal yol boyunca karşılaştıklarını bir araya getiren son bir sergi ve atölye programıyla tamamlanacak. Bienalin küratörlüğün üstlenen Christine Tohmé, küratoryal ve kurumsal pratiğinde kültürel üretim, sanat eğitimi ve topluluk inşasıyla ilgilenen bir isim. 1993 yılında kâr amacı gütmeyen Ashkal Alwan derneğini kuran Tohmé, o gün bugündür dernek çatısı altında çalışan çeşitli inisiyatifler aracılığıyla güncel sanat pratiklerini desteklemeye devam ediyor. 18. İstanbul Bienali hakkında daha fazla bilgi edinmek için bienal.iksv.org adresini ziyaret edebilirsiniz.
Şakir Paşa Ailesi'ni yakından tanımak için istikamet Büyükada

Şakir Paşa Ailesi'ni yakından tanımak için istikamet Büyükada

Fahrünnisa Zeyd ve Halikarnas Balıkçısı gibi pek çok önemli ismin mensubu olduğu Şakir Paşa Ailesi, bir süredir ailenin yaşamına odaklanan diziyle gündemden düşmüyor. Tam da tüm gözler ailenin üzerine çevrilmişken, Büyükada’da aileyi merkezine alan ilgi çekici bir sergi ziyarete açılıyor. 20.⁠ ⁠yüzyılın hemen başlarında, 1900 yılında Büyükada’ya taşınan Şakir Paşa Ailesi’nin yaklaşık 75 yıl yaşadığı Şakir Paşa Köşkü, Adalar Müzesi’nin yeni sergisine konu oluyor. ‘Öncesi ve Sonrasıyla Büyükada Şakir Paşa Köşkü’ başlıklı serginin küratörlüğünü gazeteci-yazar Adil Bali üstleniyor. 1 Mart’ta ziyarete açılan sergi, köşkün yapıldığı 19. yüzyıl ikinci yarısından, yanıp kül olduğu 1978 yılına kadar yaklaşık bir asırlık dönemin tamamını ele alıyor. Sergide Şakir Paşa aile arşivinden, köşk ve bahçesinde çekilmiş aile fotoğraflarının yanı sıra, köşkte kullanılmış ve bugüne kalan çok az sayıda eşya da ziyaretçileri bekliyor. Bu ilgi çekici sergiyle yetinmeyenlere güzel bir haberimiz daha var: Adalar Müzesi’nde Cevat Şakir (namıdiğer Halikarnas Balıkçısı), ikinci eşi Hamdiye Hanım ve Adalar’ın efsane başöğretmeni Süleyman Nuri Öz’e odaklanan ikinci bir sergi de sizleri bekliyor.  Bodrum-Adalar Hattında Kesişen Hayatlar başlıklı serginin küratörlüğünü de yine Adil Bali üstleniyor. Her iki sergi de Şakir Paşa Ailesi'ni daha yakından tanımak isteyenler için ideal. 1 Mart Cumartesi günü saat 15.00’te açılışı gerçekleştirilecek olan sergileri altı ay boyunca, pazartesi hariç her gün 10.00-17.0
Michelin seçkisi açıklandı

Michelin seçkisi açıklandı

Michelin Rehberi’nin radarında son iki yıldır İstanbul da yer alıyor. Dünyanın en prestijli gastronomi rehberlerinden biri olan Michelin’in 5 Aralık'ta açıklanan Türkiye seçkisinde bu yıl yine İstanbul’dan birçok mekan var. TURK Fatih Tutak iki Michelin yıldızıyla son yıllardaki müthiş başarısını sürdürürken; Araka, Arkestra, Mikla, Neolokal, Nicole ve Sankai by Nagaya sahip oldukları bir Michelin yıldızını korudu. Casa Lavanda ise aldığı bir Michelin yıldızıyla bu yıl ilk kez seçkiye girmeye hak kazandı. Gastronomi konusunda çevreye duyarlı olan mekanlara verilen Yeşil Yıldız’ın İstanbul’daki sahipleri ise The Barn, Telezzüz ve Casa Lavanda oldu. Yine Michelin ekibi tarafından hazırlanan Bib Gourmand seçkisinde ise İstanbul’dan Nazende Cadde, Tatbak, Ali Ocakbaşı ve Araf İstanbul yer aldı. Detaylı bilgi için bu bağlantıya göz atabilirsiniz.
Taviloğlu Koleksiyonu’nu görme fırsatını kaçırmayın

Taviloğlu Koleksiyonu’nu görme fırsatını kaçırmayın

Mustafa Taviloğlu 1972 yılında büyük bir heyecanla başlattığı, tutku ve özveriyle 52 yıldır büyütmeye devam ettiği Taviloğlu Koleksiyonu’nu sanat tutkunlarıyla buluşturuyor. Taviloğlu'nun bağ kurduğu ve özenle seçtiği eserlerle oluşturduğu koleksiyon sanatçılar, dönemler, üsluplar, teknikler ve medyumların çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. 903 sanatçının 2412 eserini barındıran koleksiyon ‘Bir Koleksiyoner Hikâyesi Sergisi’ ismiyle sergileniyor. Koleksiyon 15 Mart tarihine dek İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Artİstanbul Feshane, İstanbul Sanat, Müze Gazhane, Likör Fabrikası, Galeri Eyüpsultan ve İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde ücretsiz olarak görülebilir. İnsan ve yaşamına dair figüratif eserlerden doğayı merkezine alan peyzaj ve manzara eserlerine kadar çok kapsamlı bir koleksiyonun sizi beklediğine emin olabilirsiniz.
Fuga Coffee’nin kahvaltılarını keşfettiniz mi?

Fuga Coffee’nin kahvaltılarını keşfettiniz mi?

Fuga Coffee konforlu çalışma alanları ve yeşil alanlarıyla kısa sürede Levent’in popüler mekanları arasına girdi. Aromatik ve taze kahveleriyle sevilen mekanın kahvaltılarını da denemenizi tavsiye ederiz. Fuga Kahvaltı, içeriğindeki karbonhidrat, protein, yağ gibi besin gruplarıyla kan şekerinizi dengeleyerek güne harika bir başlangıç yapmanızı sağlıyor. Beyaz peynir, dil peyniri, siyah ve yeşil zeytin, tereyağı, bal, reçel, kasap sucuk, göz yumurta, domates, salatalık, ceviz içi gibi lezzetlerden oluşan Fuga Kahvaltı, gün içerisinde sık sık acıkmanızın önüne geçecek. Yanında mekanın özel Fazenda Primavera kahvesini deneyin. Fuga Coffee her gün 07.00-00.30 saatleri arasında açık. Adres: Ecza Sokağı 4/6, Levent.