Ecem Uzun: “Korkuyorum ve yapmak istiyorum”
Oyunculuk eğitimi almaya en başından beri kararlıymışsın, nasıl başladı her şey?
Sekiz yaşında başladım bu işe. Annem beni tiyatro eğitimlerine yazdırmıştı. Biraz asosyalmişim, aşar belki atlatır diye götürmüş yazdırmış. Annem geçenlerde anlattı, ben küçükken endişeleniyormuş, sürekli kendi kendime konuşuyorum diye. Hastaneye götürmeyi bile düşünmüş!
Ekranlarda çocuk denecek yaşta oyunculuğun içinde buldun kendini, pek çok insan “Zaten oyuncu oldum,” der, eğitimi kafaya takmazdı herhalde...
Oyuncu oldum hissi bana hiçbir zaman gelmiyor. Genelde hiç öyle iyi bir öğrenci sayılmazdım ama tiyatro eğitimi görmek benim için çok büyük bir şeydi. Daha sekiz yaşındayken “Ben bu işin okulunu okuyacağım, bu işi yapacağım,” diye düşündüğümü hatırlıyorum. Şu anda da o hayali gerçekleştiriyorum Kadir Has Üniversitesi’nde. Bu alanda çalışmayı çok seviyorum. Olabildiğince atölyelere, eğitimlere katılmayı, güvenli alanımdan çıkmayı seviyorum. Oyunculukla ilgili beni rahatsız eden şeyleri seviyorum. Okudukça yeni bir şey öğrenirsin ya, benim için de oyunculuk böyle aslında. Bedenimle bir şeyler yapmayı seviyorum.
Çok küçük yaşlardan beri setlerdesin, kadın olarak orada kendini var etmek de zor, ayrımcılığa maruz kaldığını hissettiğin oldu mu?
Oldu tabii. En kötüsü gizli mobbing’ler bence. “Sen zaten küçüksün”ü karşısındakine hissettirenler...
İlk sinema deneyimin ‘Tereddüt’le de tam anlamıyla güvenli alanından çıkmış oldun, değil mi?
Kesinlikle öyle. Çok korku vericiydi benim için. Korkuyorum