Server Demirtaş, CI Bloom’da

Sanata ilginiz nasıl başladı? Bu alanda kendinizi nasıl geliştirdiniz?

İnsanın hayatta kendini ifade etmek için bir derdi vardır. Sanat da bir ifade biçimidir. O derdi nasıl anlatacağınızı erken yaşlarda da bulabilirsiniz, ileriki yaşlarda da… Bunun kesin bir zamanı yok. Ben bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum. Sanat yapmayı seçmem çok erken yaşlarıma, ortaokul yıllarıma denk geliyor. Ne yapacağımı henüz bilmememe rağmen Leonardo da Vinci’yi keşfettim. Sonra sanat yapmamın benim için iyi olacak bir yolculuğun başlangıcı olacağını hissettim ve birdenbire “İşte benim rol modelim bu!” diyerek beni etkileyen o kocaman adamın peşinden gitmeye karar verdim. Resim yapmak benim için müthiş bir şeydi ve bir kurtuluş yolu gibiydi.

CI Bloom kapsamında görsel ve işitsel duyuları sentezlediğiniz yeni kinetik eserlerinizi sergiliyorsunuz. Kinetik eserleri hiç bilmeyen birine nasıl anlatırdınız? Fuardaki serginizde katılımcıları neler bekliyor?

Fuardaki katılımcıları, sizin de söylediğiniz gibi, işitsel ve görsel, hareketli heykeller bekliyor. İşitselden kastımız heykelin kendi kendine ses çıkarması ve masaya vurarak bir kutlama seremonisi yapması. Daha önce yaptığım ‘Koro’ isimli heykelde heykelin ağzından ses çıkıyordu, fakat burada heykeller masaya vurarak sesler çıkarıyorlar. Bu aslında benim serüvenim için de değişik, daha önce işlemediğim bir konu. Ayrıca “Çığlık üç” adlı bir eser de var.  Ama bütün detayları vermeyeyim ki izleyiciler fuara geldiğinde orada birlikte tartışalım. Ben aslında çalışmalarım için kinetik sözcüğünü kullanmıyorum. Hareketli heykel demek istiyorum. Yaptığım çalışmalarda da dokunulabilir, duygusu olan, temas duygusunu ve teninin hareketini hissedebileceğimiz heykellere odaklıyım. Bu fuarda da izleyiciler bunlarla ilgili hareketli heykeller görecekler.

CI Bloom’daki serginiz için nasıl bir hazırlık sürecinden geçtiniz?

Zaten baştan beri devam eden projelerimiz vardı. Halihazırdaki projelerin yanına bir ‘Otoportre’ eklendi. ‘Çığlık’ ve diğer eser zaten projemiz dahilindeydi. Fuar konusu netleştiğinde bu çalışmaları hızlandırdım. Büyük bir heyecanla beş aydır çalışıyorum.  

CI Bloom ve benzeri çağdaş sanat fuarları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu gibi etkinlikler şehrin sanat sahnesini nasıl etkiliyor?

Bir ülkenin çağdaş sanat fuarları o ülkenin resim, heykel ve sanat etkinliklerinin bir göstergesidir ve hangi seviyede olduğunu gösterir. Ayrıca bu fuar bir pazar olması açısından da çok önemli. Galericilerin ve sanatçıların kendini ifade edebilecekleri bir alan olarak algılıyorum fuarları. Daha da önemlisi, ülkenin sanatı için gerekli bir gösterge olduğunu düşünüyorum. İyi ki CI Bloom gibi fuarlar gerçekleştiriliyor. Bu etkinliklerin yapılması, çeşitlenmesi ve artması gerekiyor. Bu fuarlara katılım olduğu sürece sanatla ilgili bir gelişim süreci de yaşanıyor. Bunun sonuçlarını ve nelere evrileceğini önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Başka şehirlerde de sanat fuarlarının kurgulanması gerektiğini düşünüyorum.

Eserlerinizin ilham kaynakları neler? Son serginiz için nelerden ilham aldınız?

Ben fotoğraf sanatçılarının eserlerini takip etmeyi çok seviyorum. Kitaplardan, dergilerden, internetten fotoğraflar buluyorum. Aslında fotoğrafçılar belli anları tespit ederek sanatın diğer alanlarındaki insanlara da, örneğin dansçılara veya sinemacılara, müthiş ilham veriyorlar. Fotoğraf çok güçlü bir sanat. Hatta bazı heykellerimin bir kısmı, fotoğraflardan yola çıkarak ve modellerden faydalanarak şekilleniyor. Fotoğraf yalnızca o anı değil, o andaki duyguyu da aktarıyor izleyiciye. Böylece senin anlatacağın meseleyle çakışmış oluyor. İşte o zaman “İlham geldi,” diyorsun, her şey yerli yerine oturuyor ve başlamak için ilk fırsatınız oluşuyor.

Kariyerinizde bir sonraki adımınız ne olacak? Geleceğe dair en büyük hayaliniz nedir?

Heykellerim aynı gelişim sürecinde evrilerek devam edecek. Neler olacağını henüz kestiremiyorum. Hayal ettiğim işler var. Mesela bir grup heykelimi kamusal alanlarda yürütmeyi çok istiyorum; fakat bunun yanı sıra büyük bir hayalim daha var: Çocukların eğitimiyle ilgili meselelere katkıda bulunmak benim için çok önemli. Buna neredeyse heykellerim kadar kafa yoruyorum. Okuma arzusu taşımasına rağmen bu konuda mağdur olan tüm çocuklara karşı kendimi sorumlu hissediyorum. Ne yazık ki ülkemizde olanaklı insanların bu konuda yeterince duyarlı olduklarını düşünmüyorum. Heykel yaparken bunları da projelendirmek için çaba sarf ediyorum.

Server Demirtaş’ın yeni eserlerini 24-28 Nisan tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek CI Bloom kapsamında Brieflyart standında görebilirsiniz.