Review

Socrates Bistro

4 5 yıldız üzerinden
Düşünen spor dergisi Socrates kadar sıra dışı bir bistro.
  • Restoranlar
  • Teşvikiye
  • Tavsiye edilen
Reklâm

Time Out diyor ki

Dergicilik öldü diyenlere kulak asmayın. Şaşaalı dönemini geride bıraktığımız doğrudur; fakat koleksiyonluk dergiler (ya da elinizde tuttuğunuz dergi gibi ücretsiz ve başarılı iş modelleri) sektörün geleceği hakkında umut veriyor. Spor dergisi Socrates de bu umut kaynaklarından biri ve şimdi, dergiyle aynı ismi taşıyan bir bistroya ilham veriyor.

Can Yayınları’ndan çıkan bir spor dergisi olarak, yayınevi sahibi Can Öz’ü daha önce adım atmadığı bir sektöre sürüklemişti Socrates. Teşvikiye’deki Socrates Bistro’nun ortaklarından biri olarak Can Öz yine deneyim sahibi olmadığı bir işe girişiyor ve neyse ki yine işinin ehli bir ekibi arkasına alıyor. Socrates Bistro’nun ortağı Uğur Baran Yağmurlu, mutfak şefi Alp Türkmenoğlu ve salon şefi Volkan Ayaşlı mekânın bel kemiğini oluşturuyor. Üçü de dönemlerinin en yüksek dereceleriyle Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nden mezun olmuşlar. Türkmenoğlu eski bir basketbolcu, Ayaşlı eski milli yüzücü, Yağmurlu ise muay thai ile ilgileniyor ve Türkiye Yazarlar Takımı’nda futbol oynuyor.

Sporla bağı kuvvetli bir mekânın bir spor pub’ı çizgisinde olmasını bekleyebilirsiniz, fakat soğan halkası-patates kızartması-bira üçlemesinden çok farklı lezzetlerle karşılaşıyoruz burada. Socrates’te yazan Yağmurlu, bistronun isim babası olan dergi gibi sıradanlığa karşı durduğunu söylüyor. Menü Socrates’in ilk sayısının çıktığı zamanlarda dile getirilen “Bu dergi tutmaz,” sözlerini çağrıştıracak bir şekilde beyin kızartma, tavuk ciğer mousse gibi sıra dışı yemekleri barındırıyor.

Sekiz kişilik mutfak ekibinin elinden çıkan menünün hiçbir kalemi basit değil. “Türkiye’deki yemek algısının ilerlediğini, müşterilere ayıp edildiğini düşünüyorum,” diyerek bu cesur menünün sebebini açıklıyor Yağmurlu. “İnsanlara sıradan bir şey vermek istemiyorum. Hamburgere bile fark katmak isterim. Mesela bistroda sous-vide usulü pişirilmiş burger sunuyorum.” Menüde göze çarpan bir diğer yemek ise currywurst. Mutfak ekibi Türkiye’nin tek domuz kasabı olan Kozmaoğlu İdeal Salam’dan but alıp bratwurst’ları kendileri hazırlıyorlar, netice: İstanbul’da başka yerde yiyemeyeceğiniz ev yapımı bir currywurst.

Mutfak şefi Alp Türkmenoğlu menüye istediği yemeği ekleme şansının olduğunu ve bistronun ekibine sağladığı özgürlük sayesinde herkesin mutlu olabileceği bir ortam yarattıklarını söylüyor. Sonuçta herkesin farklı telden çaldığı bir ortam yerine her çalışanın gururla sahiplendiği bir mekân çıkmış ortaya. “Herkes o kadar yoğun bir aidiyet duygusu hissediyor ki… Duvarın köşesi çizilse sous-chef’im, mimarın [Vural Tolga Talu] yakasına yapışacak neredeyse,” diyor Yağmurlu.

Peki Socrates Bistro bir spor pub’ı değilse, sporla ilişkisi nasıl kuruluyor? Derginin o ayki temasıyla ve Socrates Bistro’da izleyebileceğiniz spor müsabakalarıyla bağlantılı lezzetlerle karşılaşabilirsiniz. İki katlı mekâna kurulan ekranlardan bir İspanyol derbisi izlerken güne özel hazırlanan tapasları atıştırabilir ya da Wimbledon’ı yerinde takip edenlerden geri kalmadan, şampanya ve krem şanti yiyerek maçları izleyebilirsiniz. Kısacası menü bir editör üslubuyla elden geçiriliyor, bir danışma kurulundan fikir alınıyor. Derginin genel yayın yönetmeni Caner Eler’in Eurosport’ta canlı anlattığı Tour de France etaplarını hatırlayın; bisikletçilerin geçtiği bir köyün istiridyesiyle meşhur olması gibi bilgiler vererek yarışları zenginleştirirdi. Socrates Bistro’nun da spor, sanat, gastronomi gibi farklı konular arasında köprüler kuran bir mekân olduğunu söylesek yeridir.

Ayrıntılar

Adres:
Fırın Sokak 6
Teşvikiye, Nişantaşı
İstanbul
Reklâm
İlginizi çekebilecek diğer içerikler