[title]
neolokal'in kurucusu ve şefi Maksut Aşkar’ın LilBitz, Sekizİstanbul gibi önceki restoranlarında da ‘özümüze dönüş’ anlayışı vardı. O günlerden bugüne gelişi şöyle anlatıyor Aşkar: “Geçtiğimiz üç senede yaptıklarımız bugüne, neolokal’e hazırlıktı. Köklerimize dönüşte, insanlara rahat yaklaşabilelim ve birbirimizi eğitelim gibi bir bakış açımız vardı. Bu sürecin çok iyi karşılandığını, takdir edildiğini gördük. Yeni mekânımız neolokal ile artık bunu daha büyük bir potada eritme fırsatı doğdu."
neolokal’de servis edilen her yemek ile birlikte o yemeği anlatan bir kart geliyor masanıza. Aşkar’ın sözleriyle “En basit diliyle buradaki ürünlerin ön sözü bu kartlar. Geri kalanı sizin damağınızda bulacağınız yansıma...”
neolokal’ın üst katında ise minik bir bahçesi var. Tabağınızda kökleriyle birlikte gelen rokalar, tereler bu bahçenin mahsulü. Tarlada, köyde nasıl ise bu mutfakta da o yöntemler ve malzemeler var. Bir malzemeyi kurutmak için hıza yenik düşüp onu fırına atmak yok, aslında olduğu gibi kurutup üç hafta beklemek var. Bunu “orada bir köy var uzakta, gitmesek de..” anlayışıyla değil ekip olarak yakın köylere, kasabalara, Gümüşdere'deki tarlaya giderek, toprağa yakın durarak yapıyorlar.
Haliç manzaralı ve yüksek tavanlı neolokal'de seçim yapmakta zorlanırsanız paylaşımlık veya tek kişilik tadım menülerini tercih edebilirsiniz. Mevsim ve malzemeye göre güncellenen menüde başlangıçlarda topik, muhammara; ana yemeklerde dana tirit ve minekop buğulama karşınıza çıkabilecekler arasında. Maksut Aşkar'ın "Dünyayı yeniden keşfetmiyoruz," diyerek özetlediği menüden seçimleriniz damağınızda saklı kalan hatıraları canlandıracağı kadar sizi lezzeti ve tazeliğiyle şaşırtacak.