Aradığınız şey doyurucu bir salata ya da sadece bir fincan kahve de olsa çözüm bir kafede saklı. İstanbul’un kafeleri arasında öne çıkanları derledik.
Reklâm
Modern çay evi Dem’in Moda şubesi hem menüsünü hem de dekorasyonunu yeniledi. Artık mekanın duvarlarını Modalı sanatçıların çayla ilgili eserleri süslüyor. Yeni konsept dahilinde genç sanatçı Eda Soylu, ‘Wallpaper’ (duvar kağıdı) işini Dem Moda’nın duvarlarına taşıyarak betonu çiçeklerle buluşturmuş. Ebru Yalkın ise çay poşetlerini kullandığı bir çalışmaya imza atmış. Cheesecake’leri dillere destan Dem Moda’nın menüsündeki yenilikler ise simit odaklı. Şişte simit, simit bruschetta, avokado ve poşe yumurtalı Smith Benedict, simitin başrolde olduğu yaratıcı yeni lezzetlerden birkaçı.
Şair Nefi Sokak 9/A, Kadıköy
Çukurcuma her ne kadar Karaköy’ün yeme-içme alanındaki hızlı yükselişinin gölgesinde kalmış olsa da gelecek vaat eden bir mahalle. Çukurcuma’da dört ay önce açılan Cuma isimli mekân bu parlak geleceğin baş aktörlerinden biri olabilir. Masumiyet Müzesi’ne 100 metre mesafede bulunan Cuma’nın, önündeki antikacı dükkânlarına bakan geniş ve serin terası sizi Küba ya da başka tropik bir ülkeye taşıyabilir. Yüzyıllık binanın içine dar merdivenlerden çıkarak girdiğinizde ise kendinizi küçük bir ev-restoranda buluyorsunuz. Antre, mutfak, oturma odası, yemek odası ve hatta rafları oyuncak dolu bir çocuk odası bile var. Odalar vintage aydınlatmalar, antika mobilyalar ve objelerle dekore edilmiş.
Cuma’nın sahibi Banu Tiryakioğlu Mutfak Sanatları Akademisi’nin ardından muzedechanga’da deneyim kazanmış bir şef. Mutfakta yurt dışında aşçılık deneyimi olan arkadaşı Sema Güner’le birlikte çalışıyorlar. Tiryakioğlu mekânı görünce aklına bir restoran açmak geldiğini söylüyor. Mekân adını Çukurcuma’nın Fransızca antika haritalarında geçen ve cuma anlamına gelen Djouma’dan alıyor. Banu Hanım bu ismi başta çok beğenmiş ama okunuş zorluğundan ötürü Cuma’da karar kılmış.
Masaya oturur oturmaz önünüze gelen kızarmış ekmek ile biber ezmesi iştah kabartıcı. Menüsü ağırlıklı olarak Türk yemeklerinden oluşuyor ama gazpacho ve patlıcanlı domatesli linguini gibi seçenekler de var. Menemen, sucuklu yurmurta, taze baharatlı ve peynirli omlet, domates, fesleğen ve keçi peynirli ya da füme kaburgalı, gravyer
Reklâm
Tayvan çayı formosa oolong, Japon çayı hojicha, silver needle cinsi beyaz çaylar ya da şişelenmiş kombucha’lar. Ve tabii ki daha fazla klorofil salgılaması için yaprakları 15 gün gölgede bekletilen matcha. Beyaz, yeşil, siyah ya da meyveli; tercih ettiğiniz tür hangisi olursa olsun, 50’yi aşkın seçenek arasından biri mutlaka size göre. Yeni çeşitler deneyerek çay kültürünüzü genişletmek için elverişli bir ortam sunuyor Chado Tea Shop. Çalışanlardan çayların hasat, kafein oranı, işlenme yöntemi gibi özelliklerine dair bilgiler edinebilirsiniz. Topağacı ve Cihangir’de de şubesi bulunan Chado’nun Arnavutköy’de minik bir dükkanı var. Sokağa bakan uzun sandalyelerine yerleşip bilgisayar başında işinize konsantre olmanız mümkün. Etkinlikler organize ederek, çay tutkusunu paylaşan insanları bir araya getirdikleri de oluyor. Japon çay seremonisinin öğretildiği bir atölyeyle karşılaşırsanız şaşırmayın.
Francalacı Caddesi 9/A, Arnavutköy
Bir süredir yükselişte olan Arnavutköy’de açılan yeni mekanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu mekanlar arasından kahvaltısıyla dikkat çekenlerden biri de Melina Kantina. Yeditepe Üniversitesi Gastronomi Bölümü’nden mezun olan Melina Abdo’nun açtığı Melina Kantina, öğle servisi de sunuyor. Ancak biz kahvaltısına bayılıyoruz. Izgara muzlu sıcak yulaftan Toni’s tosta, kahvaltı seçenekleri birbirinden leziz. Bilhassa uzun pazar kahvaltıları için ideal bir mekan.
Satış Meydanı Sokak 21/A, Arnavutköy.
Reklâm
Dijital çağ bizi fotoğraf bombardımanına tutup her şeyi hızlandırdıkça, daha zahmetli ama süreciyle tatmin edici yöntemlere pek çoğumuzun geri döndüğü malum. Analog makinelere, Kodak film rulolarına rağbet hiç de azımsanacak cinsten değil artık. Gerektiğinde Instagram’ı da en gıcır şekilde kullanan ama fotoğrafı bir sanat dalı olarak gören genç bir kitle var. Makineyi alıp Balat’a gitmekle yetinmeyen, bazen de fotoğraf kitapları arasında dolanıp güncel fotoğraf eğilimlerini yakalamak isteyenler için İstanbul’da fazla mekân sayamazdık eskiden. Kurucu ekibinin şevkini üç katlı binasının tamamına sirayet ettiren FiL işte bu açığı kapamaya aday. Sade tasarımıyla içine girer girmez sizi ferahlık hissiyle dolduruyor burası. Rafları dolduran fotoğraf kitapları da tasarımı perçinleyerek mekânın karakterini tamamlıyor.
Bilgi Üniversitesi’nde fotoğraf tarihi ve çağdaş fotoğraf dersleri veren Cemre Yeşil’in başını çektiği ekip, burayı Karaköy sokaklarını tıka basa dolduran diğer kafelerden ayırt edecek şeyin sıkı bir barista -ki o da burada mevcut- olmadığının farkındalar. FiL’in asıl cevheri, geniş fotoğraf kitabı arşivi. Cemre, kütüphaneyi oluştururken kendi tutkularının rehberliğini izlemiş. İşin içinde tutku olunca, yapılanlar çabucak karşılığını buluyor elbet. Kafeye beraber adım attığımız New York’lu bir fotoğrafçı arkadaşımız, buralarda bulamadığı Alec Soth kitabını görür görmez, elini sayfaların arasından ayıramıyor, sonra da kitabı almaya karar veriyor. Bir başka arkadaşımız,
Fransız Geçidi’nin huzurlu atmosferinden nasibini alan Mums Cafe’nin ev reçellerini tatmadan Karaköy turunuzu bitirmeyin. Özellikle ev yapımı süt reçelinin adı İstanbul sokaklarını bir efsane gibi dolaşıyor. Eve de götürmek istiyorum diyenler de düşünülmüş; reçeller sevimli kavanozlarda satışa sunuluyor. Füme somon ve kuşkonmazlı kişin yanı sıra günün kişi de özgün tatları sevenler için mis gibi çayın yanında harika bir seçenek. Mums’ın menüsü diğer benzerlerine göre daha sade. Sahiplerinin on beş yıllık İsveç deneyimi mekânı oluştururken büyük rol oynuyor, hızlı yaşam tarzına uyum sağlarken dekorasyonu ile daha samimi bir atmosfer yaratıyor. Yıldız Dural’ın sevgili annesinin sürekli Mums’da bulunması da bu dokunuşu kalıcı hale getiriyor. Merak edenler için Mums hem “annemin” hem de İsveççe “lezzet” anlamına geliyor.
Reklâm
İlk Moda da butik bir çikolatacı olarak açılan Hane Çikolata Kahve, önünde klasik sarı fiat 124 arabasıyla Moda Halkının hemen ilgi ve sevgisini kazanmıştır şimdi de Acıbadem, Beşiktaş, Karaköy ve Moda Atölye olmak üzere 5 şubesi bulunmaktadır. Gerçek Belçika çikolatasıyla hazırladıkları el yapımı çikolataları ve tatlılarıyla çikolata sevenlere hizmet vermektedir.
Kombucha 2200, tamamen doğal ve fermente bir içecek olan Kombucha’nın en lezzetli halinin yaratıcısı. İçeriğindeki probiyotikler, vitamin ve enzimler sayesinde de sağlığa birçok faydası olan Kombucha 2200 birbirinden farklı aromaları ve katkısız içeriğiyle hayatınızda yer vermeniz gereken bir lezzet.
Reklâm
Adı keklerin ideal pişirme derecesinden geliyor; tezgâhını da kişler, muffin’ler, kurabiyeler donatıyor. Tatlı ürünleri arasından favorimiz 180° adlı hurmalı kekleri, tuzlulardan ise İngiliz usulü muffin ile hazırladıkları sandviçleri.
Discover Time Out original video
Reklâm