Yeme-içme dünyasındaki yolculuğunuzu anlatabilir misiniz? Şef olmaya nasıl karar verdiniz?
Çocukken dedemin bir meyhanesi vardı. Meyhanedeki kokular, sesler ve insanlar beni tuhaf bir şekilde büyülüyordu. Tabii ki 18 yaşıma kadar profesyonel bir mutfakta hiç yemek yapmadım. Sonrasında ise mutfaklardaki yolcululuğum başladı.
Pixi, İstanbul’un yeme-içme sahnesinde nasıl bir fark yaratmayı hedefliyor?
Pixi’nin benzersizliğinin öncelikle mekanından kaynaklandığını düşünüyorum. Dekorasyon tarzı, bunun sunduğumuz yemeklerle birleşimi ve oluşturduğumuz imaj, Pixi’yi diğer restoranlardan farklı kılıyor.
Akdeniz ve Yunan mutfağı konusunda bir hayli deneyimlisiniz. Geleneksel tarifleri modern dokunuşlarla buluştururken nasıl bir denge kuruyorsunuz?
Deneyimlerimiz, mutfakta benimsediğimiz yollar ve çok daha fazlası önem taşıyor. Ziyaret ettiğiniz bir yerden veya yakın olduğunuz bir kişiyle, meslektaşınızla ya da yalnızken yaşadığınız bir deneyimden yemek yaparken ilham alabilirsiniz. Athinagoras Kostakos’un ekibi olarak geleneksel lezzetleri çok küçük dokunuşlarla dönüştürmeye ve malzeme kalitesini korumaya çalışıyoruz.
Athinagoras Kostakos önemli bir şef, kendisi Pixi İstanbul’un menüsü için de danışmanlık yaptı. Siz Kostakos ile çalışma fırsatı yakalamanın yanı sıra Nōema Mykonos, Scorpios Mykonos gibi meşhur mekanlarda da deneyim kazandınız. Bu deneyimleriniz Pixi İstanbul’a nasıl yansıyor?
Yemek yapmak özünde basit bir iş. Mevsimsel malzemeler kullanmamız, sade yemekler yapmamız ve sırf farklı yöntemlerle yemek yapmayı bildiğimizi göstermek için bir yemeğe 10 malzeme koymamamız gerekiyor. Genelde bunlar, kariyerinizin erken aşamalarında başkalarına bir şeyler kanıtlama çabası içindeyken yapılan şeyler. Ama basit ve lezzetli yemekler yapmanız gerek. “Az çoktur” sözü tesadüfen ortaya çıkmadı. Tüm projelerimizde bu söz bizim bir numaralı kuralımızdır.
Gastronomi dünyası daimi bir değişim içinde. 2025’te yeme-içme dünyasını ne gibi trendler bekliyor? Bu trendleri menülerinize nasıl entegre edeceksiniz?
Odağımızda Yunan mutfağı var. Her ülkenin kendine özgü malzemelerini bulmaya çalışıyor ve bu malzemeleri kullanıyoruz. Sonrasında ise kendi malzemelerimizi bulunduğumuz ülkenin yerel malzemeleriyle harmanlıyoruz. Örneğin, Pixi’nin menüsünde Yunanistan’da kullandığımız cacık sosuyla sunulan bir kokoreç yemeği yer alıyor. Elbette seyahat ettiğimizde daha fazla gelişiyoruz.