[title]
Kanyon’un en üst katında, daha evvel Gilt’in yer aldığı noktada hizmet veriyor. Ön ve arka kapılarının yanı sıra bir de Harvey Nichols’ın içinden girişi var. Autoban Mimarık imzalı dekorasyonu Kitchenette’e benzetmemizin yegane sebebi aslında. Geniş bir salon, farklı büyüklük ve formlarda oturma düzeni, eskitilmiş aynalar, aplikler göze tanıdık gelse de aslında arkasında bambaşka bir hava var. Koyu renk ahşap, tavandaki geometrikkabartmalar, salonun orta bölümündeki masalara serilmiş jilet gibi beyaz örtüler son derece şık ve Avrupai görünüme sahip. Dekorasyondaki bu renk eksikliğini girişteki taş vazonun içindeki pembe tonlarda dev çiçek buketi gideriyor. Masalarda da yine ufak boy pembe çiçekler var. Genelde tercih içgüdüsel olarak dışarıya yakın masalardan yana kullanılsa da arka tarafta tel dolapların ve ahşap şarap raflarının yer aldığı loş kısmı şiddetle öneriyoruz; alışveriş merkezinde olduğunuzu tamamen unutturuyor.
Menüde bir İtalyan lokantasından beklediğiniz hemen her şey var. Fırında patlıcan ve parmesan peyniri, kızarmış mozzarella kuleleri, deniz börülceli ızgara mini enginar gibi antipasti seçenekleri, salatalar, etler, taze makarnalar, incecik pizzalar (istek üzerine kepekli hamurdan da hazırlanabiliyorlar), etler, tatlılar var. Lezzetleri konusunda hiç şüpheniz olmasın. Yemek sonrası çay kahve yanında gelen minik kurabiyeler gönlünüzü çeliyorsa Gina’ya aşık olabilirsiniz. Fincan tabağına bir tane kondurmak yerine bir kavanoz kurabiye, bir kavanoz beze ve ayakta dev kaselerde meyveler geliyor sofraya. Son olarak bir mekanı en dürüstçe anlatanın yemeği ya da dekorasyonundan çok tuvaletleri olduğunu hatırlatıyor ve ziyaret etmekten çekinmemeniz gerektiğini salık veriyoruz.