The Ringo Jets
The Ringo Jets
The Ringo Jets

The Ringo Jets efsanesinin perde arkası

Rock sahnesinin en güçlü gruplarından biri olan The Ringo Jets, Zorlu PSM'deki konserlerinden önce sorularımızı yanıtladı.

Reklâm

Konserleriniz sırasında sahnede enerjinizi nasıl yüksek tutuyorsunuz? Seyirciden aldığınız enerji performansınızı nasıl etkiliyor?

Deniz Ağan: Valla gerçekten bilmiyoruz. Sahnede enerjim hiç bitmeyecekmiş gibi hissediyorum, arkama, yanıma baktığım zaman grup arkadaşlarımı da öyle görüyorum. Yani, biz böyleyiz. Orada, odada dönen enerji işin en keyifli noktası, o konser de bunun için yapılıyor zaten. Biz bir kıvılcım yakıyoruz, onlar alevlendiriyor. Ondan sonra biz o alevi büyütüyoruz, onlar başka bir yere eviriyor. Gerçekten seyirciyle beraber dönüşen bir şey. Stüdyoda biz tek başımıza çalarken de başka bir enerji var o da bazen inanılmaz oluyor ama konser bunu diğerleriyle de paylaştığımız ve haliyle başka yerlere evrilttiğimiz bir enerjiye dönüşüyor. Haliyle, belki de enerjimizi yüksek tutma eğilimimiz seyirciyle alakalı, hem onlardan aldığımız tepki hem onlarda gördüğümüz arzu, hem de onlara karşı olan iyi bir performans verme sorumluluğundan dolayı ortaya çıkıyor belki de. Yorulmuyoruz. Ama bu ikili bir oyun. Harika bir şey, biz çok seviyoruz canlı performansı.

Bir konsere hazırlanırken izlediğiniz rutin veya grup içindeki roller nasıl şekilleniyor? Provalarınızda dikkat ettiğiniz belirli bir detay var mı?

Deniz: Konsere hazırlanırken tabii önce şarkılar kabaca belirleniyor, bir havuz oluşturuluyor. Ardından bu şarkıları çalarak ısınmaya başlıyoruz çünkü artık grup kurulalı epeyce de bir zaman olduğu için bazı şarkıları uzun zamandır çalmamış olabiliyoruz ya da diskografi içinden hiç çalmadığımız "Hadi bu konser çalalım," dediğimiz bir şarkı çıkabiliyor. Onları da hem hatırlamak, hem de yeni nereye götürebiliriz bir bakmak için biraz daha çalışıyoruz. Sonra vidaları sıkılaştırmaya başlıyoruz, epey üstüne gidiyoruz, tempolarına, modlarına dikkat ediyoruz. Demin konuştuğumuz sıkı konserleri verebilmek için de konser öncesi her zaman çok sıkı prova yapıyoruz. İzlediğimiz rutin bu aslında ve roller de belli zaten.

Lale Kardeş: Rahatlıkla Türkiye’nin en fazla prova yapan grubu olduğumuzu iddia edebilirim. İçinde olmakla gurur duyduğum bir takım oyunu bu. Detayına en dikkat ettiğimiz konu, tempodur sanırım. Groove ediyor mu, tat veriyor mu. Jilet gibi olana dek üstünde çalışıyoruz.

Primavera Sound ve Sziget gibi büyük festivallerde sahne aldınız. Bu deneyimler grup olarak sizi nasıl etkiledi?

Tarkan Mertoğlu: Çok iyi geçtikleri için haliyle çok olumlu etkilediler. Mesela Primavera’da daha çok yeni bir gruptuk, bir senedir beraber çalıyorduk ve bu kadar önemli ve büyük bir festivalde bu kadar geniş bir kitleye çalan ilk Türk grubu olmak ve onun üzerine güzel bir geri bildirim almak bizi çok iyi hissettirmişti elbette. Sonraki festivaller için de öz güvenimizi yerine getirdi diyebiliriz.

Lale: Primavera ve Sziget gibi festivallerde çalarken, diğer gruplarla tanışmak konuşmak, ortak ya da farklı deneyimleri paylaşmak çok kafa genişletici elbette ama günün sonunda şu üçlemenin önemini tokat gibi yüzüne çarpıyor; disiplin, vizyon, şans.  Ancak bu üçü bir araya geldiğinde yolun nasıl açılabildiğini izliyorum. İlham verici gerçekten.

Geçtiğimiz yıl yayınladığınız ‘Radio Ringo’ albümü büyük beğeni topladı. Bu albümün yaratım sürecinde sizi en çok zorlayan veya heyecanlandıran şey neydi?

Tarkan: Beni en çok heyecanlandıran uzun senelerin üzerine ve o kadar zorluğun ardından istediğimiz gibi bir albüm kaydedebilmek oldu. En zorlayıcı tarafı ise neredeyse 50 demonun arasından albüm parçalarını elemek oldu.

Lale: Duygusal ve Türkçe bir şarkı söylemek beni duvardan duvara vurdu. Hiç alışık değilmişim. 'Tekrar’ beni tahmin ettiğimden fazla zorladı.

The Ringo Jets
The Ringo Jets

Yeni yayınladığınız ‘Bliss’ teklisi hakkında neler söylemek istersiniz?

Tarkan: İnsanların kafalarını farklı stillerle karıştırdıktan sonra her zamanki garage rock köklerimize bir dönüş diyebiliriz.

Şarkı üretim sürecinde grup içindeki iş birliği nasıl işliyor? Herkesin eşit katkıda bulunduğu bir süreç mi, yoksa belirli bir kişi liderlik mi yapıyor?

Lale: Bizde lider yok, herkesin farklı bir güçlü yönü var çünkü. Herkes beste getirir, herkes söz yazar. Ve kredilerde ayrı ayrı isimler yerine The Ringo Jets yazar. Eşitizdir.

Stüdyoda ürettiğiniz bir şarkının konserlerde zamanla evrildiği oluyor mu? Hayranların tepkilerine göre bir şarkıyı yeniden düzenleme ihtiyacı hissettiğiniz oldu mu?

Deniz: Kesinlikle oluyor. Olmasını da çok seviyorum ben. Zaten sevdiğimiz gruplar da genelde sahnede farklı çalıyorlar, yeniden üretiyorlar aslında şarkılarını. Biz de bunu yapmayı seviyoruz. Çünkü her şarkı sahnede kayıtta olduğu gibi duyulmuyor, bu bazen teknik olarak imkansız oluyor, bazen o odada dönen enerjiyle ilgili oluyor. Sonuç olarak kayıtta durduğu gibi durmuyor diyelim. Sahne için yeniden üretmek gerekebiliyor, bu da hem çok güzel bir meydan okuma oluyor bizim gibi üretenler için hem de dinleyici için çok hoş bir sürpriz oluyor. Ben o sürprizleri seviyorum, nereye gittiğini görmek benim için de sürpriz oluyor. Ondan sonrasında da şarkıyı sahnede deneyimlemek ve seyircinin tepkisini görmek de çok zevkli. Bazen bir kere de düzenlemiyorsun, başka bir konsere tekrar farklı bir düzenleme yapıyorsun, bazen sandığa kaldirıyorsun, yıllar sonra tekrar ortaya çıkıyor. Bunu da seviyorum, zaten bence konserler de böyle olmalı, yoksa aynı şarkıları aynı şekilde kaç yıl çalıp dinleyebilirsin?

Müziğinizde garage rock ve alternatif rock etkileri oldukça belirgin. Bu türlerde sizi en çok etkileyen sanatçılar kimler? Hangi sanatçının ön grubu olmak istersiniz?

Tarkan: MC5, The Sonics, Yardbirds, Motown grupları, Stax grupları, Chess Records’daki blues’cular; Howlin’ Wolf, Muddy Waters gibi. Tabii bunun klasik rock’tan punk ve hardcore punk’a kadar uzun bir yolu var. Sevdiğimiz sanatçıların birçoğu maalesef hayatta değil ya da dağıldılar. The Hives’ın ön grubu olmamızı isterdim ama mesela.

Lale: Hiçbirimiz buna hayır demezdik.

Bugüne kadar verdiğiniz konserler arasında sizi en çok etkileyen hangisiydi?

Tarkan: Danimarka’da The Sonics’le beraber çalmak sanırım benim için çok etkileyiciydi. The Ringo Jets’ten önceki grubumuz Kraker’de bile en az üç cover’ını çaldığımız bir grupla beraber headliner olmak gurur vericiydi.

Lale: Sanırım yine Danimarka’da Loppen’deki aynı konserde üç kere bis yapmak durumunda kalmıştık, kulis sahnenin altındaydı ve insanlar üçüncü kere de çıkıp yine çalalım diye o kadar tepindiler ki tavandan tozlar üzerimize yağmaya başladı. En son dördüncüye çağırmasınlar diye davul setini etrafa dağıtarak sahneden inmiştim. Bu arada ilk stadyum konserimiz olması dolayısıyla 2022’de Mor ve Ötesi’yle İnönü Stadı’nda çaldığımız akşamı da eklemezsem olmaz sanırım.

Önümüzdeki dönem için planlarınız neler?

Tarkan: Materyal sıkıntısı çekmek bir yana, elimizde fazlasıyla şarkı olduğu için en yakın zamanda yeni bir albüm planlıyoruz elbette.

Tavsiye edilen
    İlginizi çekebilecek diğer içerikler
      Reklâm