Müziğe ilginiz nasıl başladı? Trompet çalmaya nasıl yöneldiniz?
Ailem yönlendirdi. İlkokulda gitar çalmaya başladım, 2008’e geldiğimizde trompet çalmak istedim çünkü yaptığım müzikte trompet olsun istiyordum. Öyle bir öğrenme yolculuğu…
Kariyeriniz boyunca müziğinizde nasıl bir evrim yaşadınız? Şu anki tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Müziğim, sahnem, şarkı yazış stilim hep değişti. Daha da değişir. Tek bir tarza ve konsepte bağlı kalmayı sevmiyorum. Günün sonunda değişmeyen tek şey trompetim; gerçi onun için de çok çalışıyorum. Seneler geçtikçe çalışım da gelişiyor. Bunlar mümkünse hep böyle sürüp gitsin, mutlu olurum.
BD Deneyimi performansınızla dinleyicilere nasıl bir deneyim sunmayı hedefliyorsunuz? Zorlu PSM konserinizde dinleyicileri neler bekliyor?
BD deneyimi bir sürü tarzı tek potada eriten bir trompetçi ve şarkı yazarının 90 dakikalık aralıksız performansının ismi. Bu konserde ise 2014’ten beri yayınladığım altı albümün zaman tüneli sunulacak. 2025’te yayınlayacağım yedinci albümümden de bir şarkı çalınacak. İki saatten uzun sürecek, albümlerde olup konserlerde çalmadığım şarkılara da yer vereceğim. Kariyerimin 10. yılını konuklarım ve dinleyicilerimle kutlayacağız.
Müzik üretim sürecinizde genelde nasıl bir yol izliyorsunuz? Bir melodiden mi, bir duygudan mı yoksa bir konseptten mi yola çıkıyorsunuz?
Hepsi. Evimde stüdyo olması ve her albümü burada tek başıma kaydedebilmek en büyük avantajım.
İsviçreli prodüktör Kadebostany ile olan iş birliğiniz nasıl başladı? Bu ortaklık müziğinizi nasıl etkiledi?
2019’da tanıştık. 2020 yılında ilk solo albümüm Mutluluklar için iki şarkıya remiks yaptı, ardından birlikte yeni şarkılar yayınladık. Türkiye konserlerinde de konuk olarak sahneye çıkıyorum. Yıllar için arkadaşlığımız da gelişti. Bu ortaklıklar sonucunda ‘Dans Pisti Cenazesi’ albümüm çıktı. Kadebostany ile çalışana kadar kafamda öyle bir müzik yapmak yoktu. Kariyerimde konsept bir albüm olarak kalacak.
2024 yılında yayınladığınız bu albümünün yaratım süreci nasıldı?
Dediğim gibi Kadebostany ile çalışmak beni öyle bir albüm yapmaya itti. Sahnede çalıp insanların dans ederek şarkılara eşlik etmesi çok hoşuma gitti. Hüzünlü sözler, oynak düzenlemeler ve trompetim… Bir albümlük böyle olsun istedim.
Yakın gelecekte hayata geçirmeyi planladığınız projeler veya iş birlikleri var mı?
2025’te çıkacak albümümde trompet daha baskın. Enstrümantal parçaların da olduğu bu albümde bana birçok konuk şarkı söyleyerek eşlik ediyor. Her sene albüm çıkarmak her ay şarkı yayınlamaktan çok daha iyi bence. Ama bu albümden itibaren bir süre yeni albüm yayınlamayacağım. O yüzden çok çalışıyorum bu albüme. Ayrıca hem yurt içinde hem de yurt dışında konserler olacak.
Müziğinizde indie pop, hip-hop ve deep house gibi türleri harmanlıyorsunuz. Bu yaklaşım müziğinize nasıl bir derinlik katıyor?
Sevdiğim ve üstesinden gelebileceğime inandığım şeyleri deniyorum, çalışıyorum. Müzikteki tüm elementler, fikirler birbiriyle ahenk halindeyse o zaman bir şeyler oluyor. Buna içine sinmek de diyebiliriz vedalaşmak da. Abba’dan Zappa’ya çok farklı türlerde müzik dinliyorum. Kendimden bir şeyler bulduğum, beni yakalayan çok şarkı, çok stil var. Zaten kendi ifademi de vaktinde özendiğim, etrafında dönüp durduğum müzikler, taklitler ve tecrübelerle oturttum.
Şarkılarınızın özellikle belirli bir yaş grubu veya kesimle daha güçlü bir bağ kurduğunu düşünüyor musunuz?
Son iki senede bir kitlem oluşmaya başladı. Konserlerde boşa çalmadığımda bunu fark ettim. Şarkılarıma eşlik edenler, hatta ben trompet çalarken melodisini mırıldananlar… Harika bir his. Liseden beri bunun hayalini kurdum.
Genelde 25-35 yaş arası dinliyor ama 40 yaş üstü dinleyenim de çok. Bu sene Hollanda’da verdiğim konser sonrasında Türk bir çift yanıma gelip ‘Kâkülünde Ak Oldum’ şarkım sayesinde boşanmaktan vazgeçtiklerini söyledi. Harika bir şey bu! Komik, çok tuhaf ama harika!
Bugüne dek sizi en çok etkileyen konseriniz hangisiydi?
Ocak 2024’teki Babylon konseri ayin gibiydi. 2019 Montreux Caz Festivali de… 2022’de Bozcaada’da deniz kıyısında konserimiz vardı. Emiran ile elektronik bir setle konser vermiştik. Aşırı eğlendiğimiz, seyircinin de çok şımardığı bir konser olmuştu.
Teknolojinin müzik üretimindeki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Analog ve dijital arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?
Hangisi işimi görüyorsa onu kullanıyorum. Albümlerimde genellikle tüm enstrümanları kendim çalıyorum, kendim kaydediyorum. Beat’leri düzenliyorum. Yapay zeka kullanmadım, kullanmayacağım, kullanana da müzisyen demem. Her şeyi o yapıyor, şaka gibi. İki senede inanılmaz bir boyuta geldi bu iş.
2024 nasıl geçti? Bu yıl sizi en çok etkileyen üç şarkıyı paylaşabilir misiniz?
2024 güzeldi. Konserler, gezmeler, aşık olmak, yeni albüm… Bir de gamer oldum resmen. Boş zamanlarımda oyun oynama olayını çok abarttım. Üç şarkıya gelirsek… Fontaines D.C. – ‘I Love You’, Kraus – ‘Games’, DJ Mehdi - Signatune (Thomas Bangalter edit).
İstanbul’da nereleri seversiniz?
Her şey değişti. Ne Kadıköy eskisi gibi ne mekanlar ne de kalan mekanların müdavimleri. İsmen devam eden ama içeriğini mumla aradığım öyle çok mekan var ki… Evimi seviyorum. evimde dinleniyorum, oyalanıyorum, üretebiliyorum. Arkadaşlarımla rakıya gitmek, sevgilimle yemeğe çıkmak galiba en sevdiğim etkinliklerden. Bir de Kalamış Parkı var. Artık çok kalabalık ama yine de orayı ve civarını çok seviyorum.