Müziğe nasıl başladınız? House müziğe sizi çeken neydi?
Her zaman müziği sevdim. ABD'nin Indiana eyaletindeki Gary'de büyüdüm. Burası ünlü Jackson ailesinin yani Michael, Tito, Jermaine ve Janet’ın memleketi. Evde, mahallede, her yerde müzik vardı. Chicago'da müzik ve eğlence sektörüyle ilgili eğitim alıyordum. Üniversitede staj yaparken, farklı yerlerde çalışıp kendi yolumu bulmayı denedim. O zamanlar deneysel yeraltı müzikleri vardı. Kulüplerde son derece ham müzikler çalardı. Vokal yoktu, dans ederken kafamda melodiler oluştururdum. 1984 civarındaydı. House müzik, house olarak adlandırılmadan önce durum böyleydi.
Birleşik Krallık ve Avrupa'da house müziğin öncülerinden biri olarak kabul ediliyorsunuz. House sahnesine nasıl dahil oldunuz?
İlk günler müthişti. İnsanlar kulübe gidecekleri geceleri için kıyafetler tasarlardı. Jean’lerimizi yırtar, her yere çengelli iğneler takardık. O zamanlar üniversitede okuyor ve staj yapıyordum. Bir stajım DJ International Records adlı plak şirketindeydi. Orada Rocky Jones ile tanıştım. Bir gün Rocky, beni Loletta Holloway, Daryl Pandy ve Shawn Christopher ile New York'a götürmek istediğini söyledi. Hemen tamam dedim. Büyük bir New York gece kulübünde şarkı söylemenin nasıl bir şey olduğunu ve sanatçıların gerçekte ne yaptığını öğrenmeye başladım.
Kariyeriniz boyunca birçok ünlü sanatçı ve yapımcıyla çalıştınız. Müziğini en çok etkileyen iş birlikleri hangileri?
Nereden başlasam? Gavin Christopher, Donald Kinsey, Mick Jagger ve Chaka Khan. Gavin'in inanılmaz bir sesi var, süper doğal bir yetenek. Herbie Hancock’un hit parçası ‘Stars in Your Eyes’da vokal yapmıştı. Rufus & Chaka Khan için birçok hit şarkı yazdık, onun öğrencisi gibiydim. Donald Kinsey, Gary Indiana'dan bir diğer inanılmaz yetenek. Hendrix'e benzeyen bir tarzı vardı. Reggae müziğini bana tanıtan o. Mick Jagger ile 90'ların başında tanıştım. Londra'da ‘Wandering Spirits’ albümünde onunla çalıştım. Chaka Khan ise kariyerimde sürekli bir ilham kaynağı oldu.
Müziğiniz yıllar içinde nasıl evrildi?
Seyahat ettikçe farklı sesler duydum ve insanların müzikle nasıl etkileşime girdiğini gördüm. Üzücü şarkıları sevmiyorum, müzik insanların enerjisini yükseltmeli.
‘Wait’ ve ‘Young Hearts Run Free’ gibi şarkılarınız büyük hitlere dönüştü. Bu şarkıların hikayelerini paylaşabilir misiniz? Sizin için ne ifade ediyorlar?
Bu yıl ‘Wait’in kaydedilişinin 35. yılı. Okuldan yeni mezun olmuştum ve büyük bir plak şirketiyle uluslararası bir anlaşma imzalayan ilk yeraltı house müziği sanatçısıydım. Her şey çok hızlı ilerliyordu. ‘Young Hearts Run Free’ ise Baz Luhrmann'ın filmi ‘Romeo ve Juliet’te kullanıldı. Büyük yıldızlarla birlikte olmak ve kırmızı halı etkinliklerinde şarkı söylemek hayallerimin ötesindeydi.
House müzik üzerindeki etkinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bazen havalimanında veya markette biri yanıma gelip "Sen Kym Mazelle misin? Müziğini çok seviyorum!" dediğinde anlıyorum etkimi. House müziğin küresel bir fenomene dönüştüğünü görmek inanılmaz.
Kadın bir sanatçı olarak, erkek egemen bir sektörde hangi zorluklarla karşılaştınız? Bunları nasıl aştınız?
Bazı şeyleri görmezden gelerek işime odaklandım. Ego konusu bunlardan biriydi. Ancak bazı erkekler beni çok destekledi. Aradan 30 küsur yıl geçtikten sonra sektörde hâlâ erkeklerden epeyce destek görüyorum.
Diskografinizde favoriniz olan bir şarkı var mı?
Soul II Soul grubuyla yazdığım ‘Missing You’ şarkısını çok seviyorum. 90'larda çok büyük bir grupta. Birlikte dünya turnesine çıkmıştık.
House müzikte veya diğer elektronik türlerşnde iz bırakmak isteyen müzisyenlere ne gibi tavsiyeler verirsiniz?
Endüstri hakkında olabildiğince çok şey öğrenin. Ve bir yedek planınız olsun.
Yaklaşan projeleriniz veya heyecan duyduğunuz iş birlikleriniz var mı?
Yeni yılda turneye çıkacağım, bu her zaman heyecan verici oluyor. Bir projem daha var ama şimdilik detaylarını paylaşamıyorum.
Müzik sektörü son yıllarda önemli ölçüde değişti. Bu değişiklikler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Müzik o kadar tüketilebilir hale geldi ki, gerçek müziğin ve yeteneğin ön plana çıkması zorlaşıyor.
Dijital müzik çağına nasıl uyum sağladınız? Sosyal medyanın müzik endüstrisi üzerindeki rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çok fazla müzik yapay zeka tarafından üretiliyor. Neyse ki, büyük canlı müzik festivalleri halen var. İnsanlar her zaman iyi müziğe ihtiyaç duyacak, çünkü müzik bir şifa kaynağı.
İstanbul'a daha önce geldiniz mi? Seyircilere bir mesajınız var mı?
İstanbul’da tekrar sahne alacağım için müthiş heyecanlıyım. 90'larda İstanbul'u gezme fırsatım olmuştu. Hayatımın en güzel anılarından biri. İzleyicilere şunu söylemek isterim: Güzel ülkenizde sahne almak bir onur. Umarım dans etmeyi seviyorsunuzdur!