Eddie Izzard dünyanın en hırslı adamlarından biri olabilir. Kariyerine kısa bir bakış bu iddiayı hemen destekleyecektir. Gerçeküstü mizah anlayışıyla yıllar içinde uluslararası bir stand-up devine dönüştü. Bir yandan da televizyon, tiyatro ve sinemada sağlam bir oyunculuk kariyeri inşa etti. 2009 yılında bir sosyal sorumluluk kampanyası için daha önce hiçbir koşu deneyimi olmamasına rağmen 52 günde 43 maraton tamamladı. Gösterilerini farklı dillerde sergileyip mizahın evrensel bir yanı olduğunu da ispatlayan Izzard’ın İstanbul Komedi Festivali’ndeki ‘Force Majeure Reloaded’ gösterisini kaçırmayın. Gösterinin İngilizce sahnelendiğini de ekleyelim.
Komik olmanın sırrı kendinizi güldürebilmekte.
“Sahnedeyken sürekli kendimi de eğlendirmeye çalışıyorum. Yaptığım şakaya kendim gülebiliyorsam seyirci de gülecektir diye umuyorum. Yaptığım mizahın gerçeküstü bir mizah olduğu konusunda baştan anlaşalım, bu türde bir komediyi sevmeyen salona bile girmesin zaten.”
Mizah sınır tanımaz!
“Mizahı bir dilden diğerine çevirmek o kadar da zor değil. Bu konuda tek bir teorim var: Mizah insanla alakalıdır, milletlerle değil. Yalnızca referans noktaları milli olabilir. İspat istiyorsanız ‘The Simpsons’a ya da ‘Monty Python’a bakın yeter. Bazı göndermelerin yabancı izleyici tarafından anlaşılamayacağı doğru. Ama bu noktada onları eleyip sıradaki konuya geçersin olur biter.”
Stand-up hızlı ve esnek olmalı.
“Kendi serüvenimi elimden geldiğince esnek tutmaya çalışıyorum. Yeni bir malzemeyi şovunuza yedirdiğiniz zaman, enerjiniz de yerindeyse, izleyici ona hemeyn sarılır. Her an karşınıza yeni bir şaka çıkabilir, bir anda tıpkı yanardağdan fışkıran lavlar gibi akmaya başlar. Haftalarca aynı malzemeyi sergileseniz bile her zaman yeni bir bakış açısı yakalayabilirsiniz.”
“Mizah insanla alakalıdır, milletlerle değil”
İzleyici pek çok komedyenin sandığından daha zeki.
“Anlattıklarınız komik olduktan sonra hangi konuya değinmek istediğinizin bir önemi yok. Mesela Fizan’daki bürokratik süreçlerden bahsederek başlayıp sonra da espriyi patlatırsınız. Lorne Michaels bir söyleşisinde izleyicinin zekâsına güvendiğini söylüyordu. Benim yapmaya çalıştığım da tam olarak bu.”
Dünyanın daha fazla ılımlı olmaya ihtiyacı var.
“Radikallerden hoşlanmıyorum. Bence dünyanın %80 ya da 90’ı merkez sağ ya da merkez solda yer alıyor. Ama tüm gürültü patırtıyı çıkaranlar radikaller. Söylemleri çok basit bir mantığa dayanıyor, o yüzden gayet aldatıcı ve şeytani. “Bakın tek bir şey yapacağız ve her şey daha iyi olacak.” İnsanların büyük bir kısmının merkeze yakın olmalarının nedeni yaşamayı sevmeleri. Merkezdeki insanlar olarak taleplerimizi yüksek sesle dillendirmeliyiz.”
Eddie Izzard'ın İstanbul Komedi Festivali kapsamındaki gösterisine bilet almak için tıklayın.