News

Dikkat, caz var!

Reklâm

‘Whiplash’i izleyip çok beğenenlerden misiniz? Peki, iş çıkışında bir jam session eşliğinde yorgunluk atmaya ne dersiniz? Favoriniz füzyon mu yoksa free jazz mi? Belki de caz, kendinize pek yakın hissetmediğiniz bir müzik türü. Haklısınız, cazın tadına varabilmek için dinleyici olarak biraz emek sarf etmeniz gerekiyor. Ancak bu müzik türü, tahmin ettiğinizden çok daha fazla hayatımızda.

New Orleans’ın 19. yüzyıl sonundaki ticari hareketliliğine paralel olarak doğan ve tüm dünyaya yayılan caz müziğinin genellikle kısıtlı bir kitleye hitap ettiği düşünülür. Ancak cazı, İstanbul’un kültür sanat hayatından ayrı düşünmek imkansız. Bilet alıp bir konsere gitmeseniz dahi, şehirde yürürken her sonbaharda karşınıza Akbank Caz Festivali’nin afişleri çıkar. Bu yıl 25. kez düzenlenecek olan İstanbul Caz Festivali ise her yaz İstanbul’un gösterişli ve tarihi mekanlarına dağılır, parklarına sızar. Önümüzdeki ay gerçekleşecek Zorlu PSM Caz Festivali de farklı türlere kucak açan programıyla epey gelecek vadediyor. Uzun lafın kısası, festivaller vesilesiyle caz her sene belli zaman dilimlerinde yeniden dirilerek şehrin ritmini belirliyor.

Şehrin caz sahnesi elbette festivallerle sınırlı değil. İstanbul’un en bilindik caz kulübü kuşkusuz Kuledibi’ndeki Nardis. Burada pazar hariç her gün yerli ve yabancı isimlerin caz performanslarına tanıklık edebiliyorsunuz. Uniq’te bulunan Tamirane’de pazar günleri öğleden sonraları düzenlenen Morning Jazz Sessions etkinlikleri de şehrin caz nabzının düzenli atmasını sağlıyor. İş Sanat ve Borusan Müzik Evi gibi kurumlar da programlarına Youn Sun Nah ve Avishai Cohen gibi uluslararası caz müzisyenlerini mutlaka dahil ediyor. Öte yandan şehrin daha underground ve özgün arayışlarda olan bir caz damarı da var. Beşiktaş’taki Kaset Mitanni’nin her akşam gerçekleşen yerli caz konserleri ise kimilerini uyumaya geç yolluyor. Mis Sokak’taki Bova, Beyoğlu’nun dirilişine destek veren mekanlardan ve alternatif bir caz sahnesinin olmazsa olmaz adreslerinden. The Badau sayesinde Yeldeğirmeni de geceleri caz büyüsünü yaşamak isteyenleri ağırlıyor.

Festivaller aracılığıyla geniş kitlelere ulaşan ve İstanbul’un farklı semtlerindeki adreslerde yıl boyunca canlı dinleme fırsatı bulduğumuz caz müziğinin gelişmesine destek olan bir organizasyon da var: Genç Caz. İstanbul Caz Festivali kapsamında bu yıl 16. kez düzenlenen Genç Caz konserleri, cazla amatör ya da yarı profesyonel düzeyde ilgilenen genç müzisyenlerin profesyonelliğe adım atması için bir fırsat yaratıyor. 4 Mayıs’ta başvuruları tamamlanacak olan yeni Genç Caz serüveni öncesinde yolu Genç Caz’dan geçen, kariyerlerini yakından takip ettiğimiz isimlerle buluştuk. 30 Nisan Uluslararası Caz Gününüz kutlu olsun!

Son haberler

    Reklâm