Dünyanın en etkileyici semtleri

'Havalı’ olarak tanımlayabileceğiniz her şey Nørrebro’da mevcut. Kopenhag göllerinin kuzey tarafında yer alan bu bölgede önemli tarihi yapılar, ultra modern mimari ve gurme şehre yaraşır yeme-içme mekanları bir arada. Pandeminin en zor dönemlerinde bile burada yeni fırınlar, restoranlar açıldı. Hepsinin yerel, mevsimsel ürünlere odaklandıklarını söylemeye ise gerek yok. 2021 yılında toplumsal girişimlerinin sayısında da artış oldu. ‘Arabasız Pazar’ uygulaması geri döndü ve Nørrebro’da trafik bir günlüğüne yerini canlı müziğe ve bitpazarlarına bıraktı.

Mükemmel bir günün sırrı:

Güne Rondo’da kahve içerek ve şehrin en iyi kruvasanlarını tadarak başlayın. Ardından Jægersborggade’ye gidin ve sürdürülebilir ev eşyalarına, ikinci el kıyafetlere, İskandinav cilt bakım ürünlerine göz atın. Akşam yemeği için ise tavsiyemiz Silberbauers Bistro.

Seyahatinizi planlayın:

Nørrebro sokaklarını saran Distortion adlı şehir partisinin gerçekleştiği dönem bu semti ziyaret etmek için ideal. Bir sonraki Distortion 1-5 Haziran 2022’de gerçekleşecek.

Sorcha McCrory

Andersonville, LGBTİ+ gece hayatı ve Clark Street çevresindeki bar ve restoranlarıyla meşhur. Geçtiğimiz dönemde bu bölge yeni barların ve restoranların açılmasıyla yeniden yükselişe geçti. Taste of Andersonville gibi etkinlikler ise sevilen
yerel kurumların tanıtılması konusunda önemli bir rol oynadı. Andersonville her zaman yaşanası bir bölge oldu ancak sahile ve parklara yakınlığı sayesinde pandemide daha çekici hale geldi. Andersonville ayrıca Clark Street Composts gibi girişimler başlatan ileri görüşlü sakinlere ev sahipliği yapıyor. Bu pilot program, Chicago’da kompost yapımını yaygınlaştırma konusunda örnek teşkil edebilir.

Mükemmel bir günün sırrı:

İskandinavya’dan ilham alan Lost Larson’da güne kahve ve hamur işleriyle başlayın. Ardından antika mağazası Woolly Mammoth’a ve feminist edebiyat seçkisiyle öne çıkan Women & Children First adlı kitapçıya uğramak iyi bir fikir. Sonrasında Foster Beach’te yürüyüş yapın ve Hopleaf’te midye yiyin. Günü Bird Cage’de bir drag şovla noktalamaya ne dersiniz?

Seyahatinizi planlayın:

Her sene düzenlenen Andersonville Midsommarfest kaçırılmamalı. 10-12 Haziran 2022’de gerçekleşecek bu sokak festivalinde bölgenin İsveç tarihini, yerel işletmelerini ve LGBTİ+ kültürünü keşfedebilirsiniz.

Zach Long

Tarihi, ilginç ve mütevazı bir yer olan Jongno 3-ga’ya hoş geldiniz. Seul’ün kalbi işte burada atıyor. Çevredeki sarayları, galerileri ve diğer turistik yerleri biliyor olabilirsiniz, ancak buranın asıl cazibesi Tapgol Parkı’nda Go oynayan dedelerde, Songhae-gil’de geleneksel şekerlemeler satan seyyar satıcılarda, takı mağazalarında, Kuzey Kore yemekleri sunan restoranlarda ve pek bilinmeyen kafelerde saklı. Jongno 3-ga aynı zamanda Seul’un LGBTİ+ topluluğuna da ev sahipliği yapıyor.

Mükemmel bir günün sırrı:

Güne Gwangjang Market’te maş fasulyeli krep ve su yosunu rulosuyla başlayın. Jongmyo Tapınağı’nın taş duvarlarının yanındaki huzurlu Seosulla-gil’de yürüyüş yapın ve Café Sasa’da misk otlu latte’nizi yudumlayın. Akşam yemeği için Jongno

3-ga’nın barbekü sokağına gidin. Doymazsanız; kızarmış kalamar gibi Kore lezzetleri sunan bir pojangmacha’ya yani sokak satıcısına uğrayın.

Seyahatinizi planlayın:

Mart 2022’den itibaren Jongmyo Tapınağı ve Changgyeonggung Sarayı arasında yemyeşil bir yaya yolu aracılığıyla bağlantı kurulacak. Böylece 90 yıldır kalabalık bir yolla ayrılan Seul’ün iki büyüleyici yapısı birleşmiş olacak. Görülmeye değer. Raphael Rashid

Bir zamanlar İskoçya’nın ana ticaret limanı olan Leith’in sanayiyle olan bağlantısı yüzyıllar öncesine uzanıyor. Ancak bu kuzey Edinburgh semti bugün daha çok bir kültür merkezi olarak biliniyor ve hem büyük sanat kurumlarına hem de gelecek vaat eden işletmelere ev sahipliği yapıyor. Son yıllarda birçok bina yeniden hayat buldu. Aralarında uzun süredir terk edilmiş olan Leith Tiyatrosu ve bugünlerde 30’dan fazla yaratıcı işletmeye ve kendi performans alanına ev sahipliği yapan Biscuit Factory de var. Hem bir pub hem de etkinlik alanı olan Leith Arches’ta ise yiyecek-içecek satıcıları, wellness programları ve nefis bagel’lar sunan Bross Bagels yer alıyor.

Mükemmel bir günün sırrı:

Karnınız acıktığında samimi bir ortam sunan Little Chartroom’a veya sandviç cenneti Alby’s’e uğrayın. Bütçeniz kısıtlı değilse, Michelin yıldızlı The Kitchin ve Restaurant Martin Wishart mutlaka gidilecek restoranlar listenizde olsun. Ardından liman bölgesine yürüyün ve Leith Nehri’ne bakan Teuchters Landing ya da favorilerimizden
olan The Lioness of Leith gibi bar ve pub’lardan birine uğrayın.

Seyahatinizi planlayın:

Her yıl sırasıyla Haziran ve Ağustos aylarında Leith’in güçlü yerel kimliğini sergileyen iki etkinlik gerçekleşiyor: Leith Festival ve Edinburgh Mela. Leith’in her zaman çok popüler olan ve her hafta açılan sokak yemekleri pazarı The Pitt de bu etkinliklerin havasını yansıtıyor.

Arusa Qureshi

Vilnius’un yaratıcı ruhu, Uzupis’in mutenalaştırılmasıyla artık İstasyon Bölgesi’nde varlığını sürdürüyor. Şehirdeki en iyi sokak sanatı eserlerini burada bulacaksınız. Murallar, dev Tony Soprano’lar ve neo-klasik binalardaki heykeller epey dikkat çekici.

Bilhassa Kablys adlı, Berghain tarzı bir giriş politikasına sahip gece kulübündeki heykeller insanı büyülüyor. Sovyet fabrikası Loftas Art Factory ise konserlere, defilelere ve gösterimlere ev sahipliği yapan geniş bir mekana dönüştürülmüş. Vilnius aynı zamanda kafelerle dolup taşıyor. Mevsimsel malzemelerle hazırlanan kokteyller için Love Bar’ı tercih edin.

Çoğunlukla dünya mutfağı sunan mütevazı restoranların sayısı da hayli fazla. Chacapuri, Gürcü; Hales Plovas ise Özbek mutfağı odaklı. Narushi civardaki en iyi sushi’yi yiyebileceğiniz adres. Bölgenin brutalist mimarisi uzun vadeli olmayacak çünkü istasyonun yenilenmesi için düzenlenen yarışmanın kazananı Zaha Hadid Architects oldu. Muhteşem bir tasarıma imza atacaklarına şüphe yok.

Mükemmel bir günün sırrı:

Güne Druska Miltai Vanduo’da brunch ile başlayın. Burası Litvanya’nın başkentinin en iyi fırını.Ardından muralların ve seramik atölyelerinin önünden geçeceğiniz bir yürüyüşle Hales Market’a gidin ve Roots’ta yerel lezzetleri tadın. Geceye istasyondaki Peronas’ta bir şeyler içerek başlayın ve sonrasında Loftas’ta bir konsere gidin.

Seyahatinizi planlayın:

Litvanya’nın en büyük müzik festivali olan Loftas Fest’i kaçırmayın. Loftas Art Factory tarafından her yıl Eylül ayında düzenlenen ve üç gün süren bu ücretsiz etkinlikte bölgenin en iyi grupları ve DJ’leri performans sergiliyor.

Michael Pennock

Son iki yıldır New York’un en etkileyici semtlerini seçerken merkezden biraz uzaklaşmıştık ancak bu yıl Manhattan’a geri döndük. Yeşil alan, sürdürülebilirlik ve toplumsal kalkınma söz konusu olduğunda, New York’un bu bölümü tüm şehirlerin yakalayabileceği trendler belirliyor. High Line ve Hudson River Park, 2021’de açık hava mekanı ihtiyacımızı karşılarken, yeni açılan City Winery de Hudson Nehri manzarasıyla dikkat çekti. Ayrıca Chelsea Flower Market da yenilendi.

Mükemmel bir günün sırrı:

Trenle Penn Station’a gidin ve buradaki yepyeni Moynihan binasını inceledikten sonra Day Drinks’ten nefis kahveli kokteyller alın. Chelsea Market’ın içindeki Pearl River Mart’a girin ve Asya kültüründen izler taşıyan ürünlere göz atın. Ardından semtteki en iyi sanat galerilerinden biri olan Dia Chelsea’nin yolunu tutun. High Line’e yürümeyi ve Little Island’da gün batımını izlemeyi ihmal etmeyin. Akşam yemeğini Cookshop’ta yiyin ve sonrasında günü Somewhere Nowhere’de bir partiye giderek ya da teras barı Gallow Green’de bir şeyler içerek bitirin.

Seyahatinizi planlayın:

2022 baharında Starrett-Lehigh Binası’nda açılacak olan ‘Jean-Michel Basquiat: King Pleasure’ sergisine göre plan yapın. New York’un en ünlü sanatçılarından biri olan Basquiat’ın tabloları, çizimleri ve çeşitli merakla beklenen bu sergide bir araya gelecek.

Will Gleason

Budapeşte’nin Ujbuda olarak da bilinen XI Bölgesi, yakın zamana kadar sadece Art Nouveau tarzıyla dikkat çeken Gellért hamamlarıyla biliniyordu, ancak bugün şehir merkezindeki bölgelerle rekabet edebilecek düzeye ulaştı.

Covid başladıktan sonra halkın büyük bir kısmı nehrin daha yeşil olan Buda tarafına geçti. Gellért Tepesi’nden Tuna Nehri boyunca güneye uzanan bu semt şimdilerde çok popüler. Ağaçlarla çevrili Bartok Béla Bulvarı bohem kafeler, barlar ve bağımsız sanat galerileriyle dolup taşıyor. Yeniden tasarlanarak hizmete açılan son derece şık yerler de burada sizi bekliyor. Mesela eski bir otobüs durağını mesken edinmiş bir bar ve artık kullanılmayan bir Ukrayna gemisine yerleşmiş bir konser salonu var. Kumlu sahili ve nehir kenarındaki barlarıyla Kopaszi Dam da bir çekim noktası. Budapeşte’nin en sevilen alternatif barlarından biri olan Dürer Kert bile 2021’de buraya taşındı.

Mükemmel bir günün sırrı:

Kelet Kavézo és Galéria’da kahvaltı yapın, ardından Gellért Tepesi’ne çıkın. Bartok Béla Bulvarı’na geri döndüğünüzde birçok öğle yemeği seçeneği sunan Kopaszi Dam’a gidin. Hava müsaitse burada biraz güneşlenmeniz bile mümkün olabilir. Akşam olduğunda ise Dürer Kert’te bir konsere gitmek iyi fikir.

Seyahatinizi planlayın:

Eylül ortasında gerçekleşecek Bartok Béla Bulvarı Festivali’ni kaçırmayın. XI Bölgesi her zaman canlıdır ama festivale paralel gerçekleşen sanat sergilerini, sokak konserlerini, partileri, atölyeleri ve daha fazlasını kaçırmak istemezsiniz.

Jennifer Walker

Ngor’da yaşam tamamen Atlantik odaklı. Senegal’in başkentindeki Ngor körfezinde dinlenenlere, egzersiz yapanlara, dalgıçlara
ve sörfçülere rastlayabilirsiniz. İnsanlar buradan en iyi şekilde yararlanmanın yollarını iyi biliyor. Dakar’ın kuzeybatı ucundaki Ngor’da bir sürü sahil restoranı ve teras barı sizi bekliyor. Muhteşem Ngor Adası begonvillerle çevrili dar sokaklar, altın rengi kumlarla kaplı koylar, özgün sokak sanatı eserleri ve eşsiz mimarisiyle dikkat çekiyor. Mesela korsan gemisi şeklinde bir okul var Ngor’da. Körfezin
her iki tarafındaki topluluklar ve işletmeler, Ngor’un güzelliğini korumak amacıyla düzenli olarak plaj temizliği etkinlikleri düzenliyor.

Mükemmel bir günün sırrı:

Ngor Adası’na gitmeden önce Dakar’daki Graine D’Or’dan kruvasan ve kahve alın. Adaya vardığınızda Arnavut kaldırımlı sokaklarda dolaşın, koylarda yüzün ve sahilde taze ızgara balık yiyin. Ardından Ngor Island Surf Camp ekibi eşliğinde kendinizi dalgalara bırakın. Karanlık çöktüğünde Bayékou’nun yolunu tutun ve füzyon ceviche’nin tadına bakın.

Seyahatinizi planlayın:

Afrika’nın en büyük çağdaş sanat fuarı olan Dakar Bienali, Mayıs ortasında başlayacak ve Haziran ortasına kadar sürecek. Bu dönemde su sıcaklığının da yükseldiğini ekleyelim; Ngor’a gitmek istiyorsanız Mayıs-Haziran ayları ideal.

Beetle Holloway

Muhteşem plajları, şahane yürüyüş parkurları ve parklarıyla Sai Kung sıkça ‘Hong Kong’un bahçesi’ olarak anılıyor. Doğaya yakın olmak elbette harika ancak yerel halkın burayı sevmesinin nedenlerinden biri de Hong Kong’un merkez bölgelerine kıyasla nüfusunun çok daha az olması. Sürdürülebilirlik konusunda da şehrin diğer birçok bölgesinden daha başarılı Sai Kung. Çok sayıda organik çiftliğe, sağlıklı gıdalar sunan dükkanlara ve sıfır atık mağazalarına ev sahipliği yapıyor.

Dahası, Friends of Sai Kung (FSK) gibi çevreci topluluklar düzenli olarak plaj temizliği ve geri dönüşüm etkinlikleri ile Sai Kung’u korumaya yönelik seminerler düzenliyor.

Mükemmel bir günün sırrı:

High Island Reservoir’da gün doğumunu izleyin ve berrak
gölün muhteşem manzarasının tadını çıkarın. Ardından Sai Kung Kasabası’na dönün, rıhtımda dolaşın ve Little Cove Espresso’da kahvenizi yudumlayın. Daha sonra, mum dükkanı BeCandle’a uğrayın, Michelin yıldızlı Kanton restoranı Loaf On’da yemek yiyin ve Sai Kung’un en eski dükkanlarından biri olan Miss Hui Homemade Steamed Bun’da geleneksel tatlıları deneyin.

Seyahatinizi planlayın:

Eylül ortasında gerçekleşecek Bartok Yakındaki adalara giden birkaç feribot yolculuğundan birini yakalamaya çalışın. Bölgenin görkemli plajlarına hayran kalacaksınız.

Tatum Ancheta

Yarra Nehri boyunca uzanan bu bölgede üç önemli yer var: Victoria Street, Vietnam yemekleri yemek isteyenlerle dolup taşıyor. Fabrika satış mağazalarıyla meşhur Bridge Road hem giyim hem de mobilya alışverişleri için tercih ediliyor. Swan Street ise banliyödeki en iyi restoran ve kafelere ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Melbourne’ün en sevilen canlı müzik mekanlarından biri olan Corner Hotel de Richmond’da bulunuyor. Burası aynı zamanda sakinlerini önemseyen bir banliyö. Son 30 yıldır ihtiyacı olan herkese yemek dağıtan Richmond Churches Food Centre karantina dönemlerinde de bu misyonunu sürdürdü. Richmond’ın da yönetimini üstlenen Yarra Belediyesi, dünyada iklim acil durumu ilan eden ilk yerel yönetimlerden biri. Belediyenin banliyöyü daha yeşil hale getirmek için iddialı bir planı var. 

Mükemmel bir günün sırrı:

Church Street’te bulunan kafe Top Paddock’ta yaban mersinli ve ricotta’lı kreple güne başlayın; ardından Bridge Road yakınlarındaki fabrika satış mağazalarından alışveriş yapın ya da vitrinlere göz atın. Öğle yemeği vakti geldiğinde Phuoc Thanh’da Vietnam mutfağına özgü bir lezzet olan banh mi sipariş edin. Karşılaşma yoksa, Melbourne Kriket Sahası’nda bir tura katılabilirsiniz. Corner Hotel’de pub yemeği yiyebilir ve sonrasında canlı müzik dinleyebilirsiniz. 

Seyahatinizi planlayın:

Futbol maçlarının oynandığı dönemde gitmenizi tavsiye ederiz. Bir Richmond Tigers maçına denk gelirseniz siyah ve sarı renklerde giyinip tribünlerde yerinizi almayı ihmal etmeyin.

Cassidy Knowlton

Hiçbir yer modern Berlin’in dinamizmini Neukölln’den daha iyi yakalayamaz. Şehrin güneydoğusunda yer alan bu bölgede son on yıl içerisinde çok sayıda bar, butik ve restoran açıldı. Uzun süredir burada yaşayan göçmen ailelerin işlettiği bakkallar ve kafeler sayesinde ise Neukölln çok kültürlü atmosferini korumayı sürdürüyor. Yaz aylarında kaldırımlar barların ve yerel Lübnan, Suriye, Türk yemekleri sunan restoranların müşterileriyle dolup taşıyor. Toplumsal konular halkı bir araya getirdiğinde ise sokaklar kelimenin tam anlamıyla canlanıyor. Neukölln’ün protestoların ve gösterilerin merkez üssü olduğunu söylemek mümkün. Irksal adalet ve uygun fiyatlı konut talep eden Berlin sakinlerini bir araya getiren gösteriler genellikle Hermannplatz’da veya belediye binasında başlıyor.

Mükemmel bir günün sırrı:

Günün ilk adresi harika ekmekler yapan Le Brot olsun. Sonrasında kanal boyunca huzurlu bir yürüyüş yapın ve Companion’da bir kahve molası verin. Hava müsaitse semtin sevilen parklarından birine gidin. Yerel halkın favorileri arasında Körnerpark ve Tempelhof yer alıyor. Akşam yemeği için ise tavsiyemiz Örnek Lahmacun Grillhaus.

Seyahatinizi planlayın:

Geçmişi on sekizinci yüzyıla uzanan ve her yıl Eylül ayının ikinci hafta sonunda gerçekleşen Popraci saman balyası yuvarlama yarışması kaçırılmamalı.

Nathan Ma

Medellin pandemi döneminin durgunluğunu üzerinden atarken Centro kesinlikle olmak isteyeceğiniz yer. Meydanlar insanlarla dolup taşıyor ve yeniden kapılarını açan çok sayıda küçük bardan etrafa salsa, vallenato ve reggaeton melodileri yayılıyor. Kapsamlı bir renovasyonu geride bırakan Centro ya da diğer adıyla La Candelaria’ya yüzlerce ağaç dikildi. Yemyeşil bulvarlar, bisiklet yolları
ve parklar göze çarpıyor semtte. Ancak yenilikler, Kolombiya’nın en büyük ikinci şehri olan Medellin’in özündeki neşeli kaosun yitip gitmesine sebep olmadı. Müzik, önünüze çıkıveren ikinci el eşya satıcıları ve diğer tüm unsurlar yerli yerinde.

Mükemmel bir günün sırrı:

Plaza Botero yakınlarındaki bir kafede geleneksel bir calentao kahvaltısı yapın. Ardından meydandaki devasa, ışıltılı sürrealist bronz heykeller arasında bir gezintiye çıkın. La Playa boyunca ilerleyin, Medellin’in en yüksek ve bir o kadar ilginç binası Coltejer’in önünden geçip caddeye hakim olan ilginç mimari tarzları inceleyin. Kolombiya’daki silahlı çatışmaların tarihine odaklanan House of Memory’yi ziyaret etmeyi de ihmal etmeyin. Kaçırılmaması gereken emprovize elektro gecelerine imza atan La Pascasia’yı da mutlaka ajandanıza not edin.

Seyahatinizi planlayın:

Mayıs 2022’de düzenlenmesi planlanan tekno festivali Baum Park, Centro’yu ziyaret etmek için mükemmel bir bahane. Tıpkı pandemi öncesinde olduğu gibi, Botanical Gardens’ın büyüleyici orkide bahçesinde gerçekleşecek festival.

Emily Hart

İster sabah ister öğlen ister gece olsun, hâlâ Dalston’da keyifli vakit geçirmek mümkün. Peki, eskiden olduğu gibi mi bu semt? Tabii ki hayır. Hiçbir yer eskisi gibi değil zaten, ki bu da çok doğal. Peki, bir Londra semtinden beklediğiniz her şeye sahip mi Dalston? Gelin birlikte bakalım. Harika barlar (mesela Duke of Wellington), durmaksızın açılan heyecan verici restoranlar (bunlardan biri Ridley Road’daki Yes Please), köpekler için yeşil alan (Haggerston Park ve kısa bir yürüme mesafesindeki London Fields), muhteşem bir gece hayatı (yaşasın Dalston Superstore!) ve avangart caz (Cafe Oto’dan bahsediyoruz elbette)… Hepsi Dalston’da var. Vegan kafeleri ve ikinci el mağazalarıyla da öne çıkan bu semt geçtiğimiz yıl Londra’nın diğer bölgelerine bir semtin ne kadar yenilikçi olabileceğini kanıtladı: Gel-al hizmeti sunan mekanlar, caddelerin geniş çapta yayalara ayrılması, dükkanların önüne insanların oturup dinlenebileceği alanlar yapılması… Tüm bunlar Dalston’da gerçekleşti. Son on yılda çok şey değişmiş olsa da bunlar kesinlikle geleceğe aktarılmalı.

Mükemmel bir günün sırrı:

Doğu Londra’daki gününüze Dusty Knuckle fırınında başlayın; bu mekanın sandviçleri karantina sırasında Dalston sakinlerinin vazgeçilmeziydi. Ardından Eastern Curve Garden’da yürüyüş yaparak yediklerinizi yakın. Öğleden sonra Rio Cinema’da bir film izleyin ve çıkışında Haggerston’da bir şeyler için. Gerçek bir Dalston deneyimi için finali Mangal 2’de tavuk şiş yiyerek yapmanızı tavsiye ederiz.

Seyahatinizi planlayın:

Alternatif müzik festivali All Points East, 2022’de Victoria Park’a tüm ihtişamıyla geri dönüyor.

Joe Mackertich

Silver Lake geçtiğimiz yirmi yılda bu listeye rahatlıkla girebilirdi aslında. Peki, neden şimdi ilk 15’te? Meşhur lüks market Erewhon’un Silver Lake’te bir şube açmış olması mı sebep? Yoksa Los Angeles’ın en güzel teraslarından birine sahip olan Bacari Silver Lake’in geri dönmesi mi? Bize sorarsanız asıl sebep belirsizlik karşısında Silver Lake’in pozitif ruhunu korumayı başarması. Rengarenk boyanmış bir merdiveni tırmanabileceğiniz, cumartesi günleri çiftçi pazarına uğrayabileceğiniz ve baraj gölünün yanında arkadaşlarınızla piknik yapabileceğiniz bir yer burası. Sunset Bulvarı’nın kaldırımlarındaki oturma alanlarının genişletilmesi caddeyi daha da hayat dolu hale getirdi. Mikro otobüsler sayesinde ise bir dolara bölgede istediğiniz yere gidebilirsiniz. 

Mükemmel bir günün sırrı:

Gemini Bakehouse’tan ekşi mayalı ekmeğinizi ve hamur işi çeşitlerinden sevdiklerinizi alıp piknik için Silver Lake Meadow’un yolunu tutun. Ardından Neutra VDL House’ta sergi gezin ve El Ruso’nun nefis taco’larının tadına bakın.

Seyahatinizi planlayın:

Quentin Tarantino tarafından satın alınan Vista adlı Art Deco sinemaya mutlaka gitmelisiniz.

Michael Juliano

Dublin 8, İrlanda’nın başkentinin
özünü ve cazibesini yansıtıyor. Şehrin büyük bir kısmı birbirine benzeyen
oteller ve gökdelenlerle dolu olsa da bu semt özgün mimarisini büyük ölçüde korumayı başarmış. Ayrıca geçtiğimiz
yıl birçok olumlu değişiklik oldu burada. Lucky’s adlı pub, mükemmel sergilere ev sahipliği yapan bir kültür sanat noktasına dönüşürken; Pearse Lyons Distillery
de damıtımevi turlarına tekrar başladı. Vintage dükkanlarla, sokak sanatıyla, samimi kafelerle dolu bu semtte şehrin yeme-içme sahnesinin en popüler yeni yetenekleriyle de karşılaşabilirsiniz.
Semt sakinlerinin organik ürünler satın alabildiği ve sürdürülebilirlik atölyelerine katıldığı Dublin Food Co-op da Dublin 8’in olmazsa olmazlarından.

Mükemmel bir günün sırrı:

Köpek dostu kafe The Fumbally’ye gidin, kahvesi harika. Ardından War Memorial Gardens’ta veya yüzlerce yabani alageyiğe ev sahipliği yapan Phoenix Park’ta yürüyüşe çıkın. Dilerseniz İrlanda Modern Sanat Müzesi’ni de ziyaret edebilirsiniz. Öğleden sonranızı Teelings, Stillgarden ve Roe&Co gibi damıtımevlerinden birini gezmeye ayırın. En nihayetinde günü MVP’de bir şeyler içerek noktalayın; burada canlı müzik veya açık mikrofon gecesi gibi eğlenceli bir etkinliğe denk gelebilirsiniz.

Seyahatinizi planlayın:

Epik sanat enstalasyonu ‘Wild Lights’ Dublin Hayvanat Bahçesi’ni bini aşkın fenerle ışıl ışıl bir yer haline getirecek.

Éadaoin Fitzmaurice