İngiltere’nin turistler en cazip merkezi Londra’dır, doğruya doğru. Ama kâşif kimliğinizi önplana çıkarıp, Birleşik Krallık’ın büyük değişimler geçiren şehirlerinden birini yakından görmek isterseniz istikametiniz kesinlikle Birmingham olmalı. 18. yüzyılda üzerine yapışan ‘dünyanın ilk sanayi şehri’ unvanından yakın zamanda sıyrılan Birmingham, modern mimarisiyle benzersiz bir metropole dönüştü. Şu ikinci büyük şehir meselesine gelirsek... Londra’nın ardından kültürel açıdan en değerli İngiltere şehrinin hangisi olduğu üzerine senelerdir hararetli tartışmalar dönüyor, Manchester ve Birmingham arasında kesin bir karar vermek zorlaşıyor. İngiltere hükümetine göre ikincilik Birmingham’ın hakkı, hatta eski İngiltere başbakanı David Cameron bu görüşünü defalarca dile getirmişti. Birmingham sokaklarında gezmek bile başlı başına benzersiz bir deneyim. Alışveriş merkezlerinden kütüphanelerine, binaların çoğu yenilikçi tasarımlarla inşa edilmiş. Örnek: Yanı başındaki St Martin in the Bull Ring Kilisesi’ne modernliğiyle tezat oluşturan Selfridge binası.
Rivayet odur ki Selfridges mağazasının dış cephesi Paco Rabanne’in zırha benzeyen, ikonik bir elbise tasarımından ilham almış. Birmingham’ın en büyük cazibesi, bunun gibi farklı mimari tarzları farklı dönemlerle birleştirebilen yapılaArı. Şehrin endüstriyel geçmişini simgeleyen Birmingham Kütüphanesi bunun en güzel örneklerinden biri. Gün ışığıyla parıldıyan metalik dış cephesi binaya bir uzay gemisi havası verirken, duvarların arkasında dünyanın en mühim iki Shakespeare koleksiyonlarından biri yer alıyor. Şehrin mimarisini keşfetmenin en güzel yolu, turistik bir rehberi takip etmek yerine dikkatinizi çeken binaların tarihini bizzat araştırmanız. Sıradan kılavuzlarda yer almayan pek çok detayı ancak böyle keşfedebilirsiniz. Ufak bir tüyo verelim: Perrott’s Folly ve Edgbaston Waterworks kulelerinin, ‘Yüzüklerin Efendisi’ndeki İkiz Kuleler’e ilham verdiği söyleniyor. Benzer ipuçları için www.hidden-spaces.co.uk adresine tıklayarak Birmingham’ın mimari sırlarını göz önüne seren projeyi takip edebilirsiniz. Michelin yıldızlı altı restorana sahip olan Birmingham, gastronomik açıdan da gayet tatmin edici bir deneyim sunuyor. Sokak lezzetlerinin tadına bakmak isterseniz her cuma ve cumartesi akşamları düzenlenen, şehrin farklı mekânlarının stant açtığı Digbeth Dining Club’a gitmelisiniz. Şehre yakın mesafelerde bulunan uzay simülasyonlarını deneyimleyebileceğiniz Ulusal Uzay Merkezi ve doğada unutulmaz anlar yaşayabileceğiniz Land Rover Solihull yerleşkesini de göz önüne alınca, hemen bir Birmingham seyahati planlamanız için tüm bahaneleriniz hazır oluyor.