Yemeği canlı müzikle buluşturan 14 mekân

Fiyakalı görünüşüyle, Cihangir’deki komşularından ayrışıyor Hazine. Geçtiğimiz sene açılan mekan, semti için fazla ‘Etiler’ havasında olmasına rağmen kısa sürede popüler oldu, hatta yaz sezonunda Bodrum’a bile taşındı. Bu ilginin en büyük sebebi ise kuşkusuz mekanda her gece gerçekleşen canlı müzik performansları. Sushi’den ördeğe uzanan menüsüyle Hazine, arkasındaki Jüpiter Group’un diğer mekanı olan Nişantaşı’ndaki Grey’i andırsa da gece yarısı işler değişiyor. Hazine’yi çevreleyen dev perdeler kapanıyor ve mekan bir gece kulübüne dönüşüyor. Sahnedeki sanatçılarla içli dışlı olabileceğiniz bu ortamda, şarkılara bağıra çağıra eşlik etmeniz işten bile değil. Pazartesi, çarşamba ve cumartesi günleri Özay Bakır; salı ve perşembeleri Boygar, cuma ve pazar günlerinde ise Yol Project sahnede. Repertuvarlar ise hep 90’lar Türkçe pop ağırlıklı. Cuma ve cumartesi geceleri için rezervasyonunuzu erkenden yaptırmayı unutmayın.

2015’te, La Boom’un en sevilen yemeklerinden birinin başrolde olduğu menüsüyle kapılarını açmıştı La Boucherie. Ertesi sene menüsünü genişletti, yemek ve müziği birleştiren bir eğlence deneyimi sunmaya başladı, bu değişiklik ona çok yaradı. La Boucherie Dinner Theatre, magazin sayfalarında adını sık sık duyduğumuz cinsten popüler bir mekana dönüştü kısa sürede. Ünlülerin yeni sezonda da mekana uğramaya devam etmesi, bu ilginin kolay kolay yok olmayacağının kanıtı. Mekanın açılış sebebi ve aynı zamanda isim babası olan yemek ise tereyağlı bir sosla ve kıtır patates kızartmalarıyla beraber servis edilen dana bonfile dilimleri. Sahne performansları ise günün programına göre farklı telden çalıyor. Bu sezon Murat Dalkılıç’ı da ağırladı La Boucherie sahnesi, Ezginin Günlüğü ekibini de… Geçtiğimiz senenin en çok rağbet gören etkinliklerinden biri olan ‘Two Turkish Tenors’, perşembeleri devam ediyor. Oyunculuk da yapan tenorlar, Atılgan Gümüş ile Cenk Bıyık’ın müzikal bir düelloya girdiği gösteri hayli eğlenceli.

Tiyatro sahnelerinden, sinemadan, televizyon dizilerinden hatırladığımız Cemal Toktaş ve Nergis Öztürk’ün açtığı Taşra Kabare aslında oyunlar üretmeyi amaç edinmiş bir yer. Kendi yapımlarının yanı sıra başka ekiplerin de oyunlarını ağırlayan 120 kişilik bir tiyatro salonu var Taşra Kabare’nin. Üst kattaki kabare salonunun programına baktığımızda ise mekanın neden ‘arabesk-pop-caz-alaturka bir yapılanma’ olarak tanımlandığını anlıyoruz. Gazino gecelerinden akustik rock konserlerine, farklı tellerden çalan canlı müzik performanslarını buradaki sahnede yakalayabilirsiniz. Taşra Kabare, 19. yüzyıl Fransa ve İngiltere’sindeki kabare mekanlarından esinlenerek tasarlanmış. Yemeğinizi yerken bir yandan sahneyi gözleyebileceğiniz bir oturma düzeni var. Mekanın mutfağı Alman ve Türk lezzetlerinin bir karışımını sunuyor, saat 21.00’den sonra ise atıştırmalık tabaklar sipariş edebiliyorsunuz. Bir kabare gösterisi izlerken Alman usulü Spaetzle makarnası ve karabiberli ama tatlı Laz böreği yiyebileceğiniz başka bir yer bulabileceğinizi sanmıyoruz. Geçtiğimiz ay prömiyer yapan Taşra Kabare yapımı ‘Düşperest’, bu ay da devam ediyor. Bir şarkıcının 70’lerden günümüze uzanan kariyerini konu alan kabare gösterisi, 17, 18, 24 ve 25 Kasım’da 20.30’da.

Tamirane’nin 2008 yılında dönemin parlayan yıldızı santralistanbul’da başlayan macerası Göktürk’ün ardından artık Uniq’te devam ediyor. “Yaptığımız iş insanlara lezzetli ve rahat bir nefes aldırmak,” diyen Tamirane ekibi bu söylemlerini cazdan swing’e, Latin cazdan yerli-yabancı alternatif seslere uzanan programlarıyla ve her mevsim yenilenen menüleriyle destekliyor. Menüde dondurulmuş ya da hazır gıdalar içeren lezzetlere rastlamanız mümkün değil, kullanılan malzemelerin hepsi taptaze. Meşhur burgerlerini, ekşi maya ekmeği ile servis edilen ev yapımı burrata & roka tabağını ve lahmacun ile pizzayı harmanlayan Tamirci Pizzası’nı mutlaka deneyin. Geçtiğimiz Eylül ayında Bozcaada’da düzenledikleri Tamirane On An Island festivaliyle müziğe verdikleri önemin altını bir kez daha çizdi Tamirane ekibi. Hafızası kuvvetli müzikseverler ise Tamirane’nin santralistanbul’daki mekanında The Cinematic Orchestra, Jaga Jazzist, WhoMadeWho, Erik Truffaz, Jazzanova, Zero 7 gibi isimlerin sahne aldığını hatırlar. Tamirane’nin klasikleşen etkinlik serisi ise elbette Morning Jazz Sessions. Tam sekiz yıldır pazar sabahlarımızın vazgeçilmezi olan Morning Jazz Sessions etkinliklerinde, açık büfe brunch’lara caz performansları eşlik ediyor. Caz müziğinin genç ve yetenekli isimlerini keşfetmek isteyenler, ajandalarında Morning Jazz Sessions’a mutlaka yer ayırmalı. Bu ay Tamirane’de dinleyebileceğimiz isimler ise Olgun Açar Quartet (5 Kasım), Manuş-u Âlâ (19 Kasım) ve Anthony Hüseyin (24 Kasım).

Caz kulübü dendi mi 2002 yılından beri İstanbulluların aklına tek bir yer gelir, o da Nardis… Peki Nardis’te caz dinlerken karnınızı da doyurabileceğinizi biliyor muydunuz? Mekanın menüsünde peynir ve meyve tabakları, börek ve quesadilla gibi tadımlık lezzetlerin dışında makarna ve salatalar da bulabilirsiniz. Yani Nardis’te bir konser için yer ayırttığınızda, restoran rezervasyonu derdinden kurtulacaksınız. Mekanın programında Önder Focan, Sibel Köse, Şenay Lambaoğlu gibi isimleri görmeye alışığız; bu ay ise Akbank Caz Festivali kapsamında sahne alacak Ximo Tebar’ın performansını kaçırmamanızı tavsiye ederiz. Flamenko ile cazı harmanlayan Ximo Tebar, 13 ve 14 Kasım’da dörtlüsüyle Nardis sahnesinde. Bu ay Nardis’te dinleyebileceğiniz diğer isimler arasında ise Dolunay Obruk Quartet, Yavuz Akyazıcı Trio ve Yahya Dai Quintet var.

Nişantaşı’ndaki The Sofa Hotel’in sekizinci katında bulunan Frankie, ‘yerel lezzetlere yeni yorumlar getirme’ iddiasının altından başarıyla kalkıyor. Bu fine-dining restoranının canlı müzik programı da hayli iddialı. Menüdeki Akdeniz fener balığı, incirli tulum salata, ağır ateşte uskumru gibi seçenekleri mideye indirirken size fonda farklı müzik türlerinde performanslar sergileyen isimler eşlik edecek. Frankie’de salı günleri caz, çarşambaları Türkçe, perşembeler dünya müziği, cumartesileri ise funk-alaturka günü. Cuma akşamları ise yerli ya da yabancı isimlerin performansları gerçekleşiyor. Mekanda bugüne dek sahne alan isimlerden bazıları Emir Ersoy Project, Damla Pehlevan, Sibel Köse ve Ödül & Funk Alaturka. Konserleri oturmalı bölümden ya da sahne önündeki stantlardan izleyebiliyorsunuz. 25-45 yaş arasındaki kitleye hitap eden Frankie’nin müdavimleri arasında üst düzey yöneticiler de var.

Damak tadınızdan ödün vermeden yerli müzik sahnesinin popüler isimlerini canlı dinlemek istiyorsanız adresiniz her çarşamba ve cuma akşamı Zanzibar Zorlu olmalı. Bir İstanbul klasiği olan Zanzibar’ın Caddebostan ve Göktürk şubelerinde canlı müzik yok, Zorlu şubesi bu konuda tek. Geçtiğimiz yıl Mayıs ayında açılan Zanzibar Zorlu, yaklaşık 600 metrekarelik bir alana yayılıyor. Dilerseniz bahçede oturabilirsiniz ancak canlı müzik faslı için normal restoran kısmından ayrı bir bölüme geçmeniz gerekiyor. Bu bölümde yemeğinizi yerken bir yandan da Yaşar, Ayşegül Aldinç ve Nev gibi popüler yerli isimlere kulak verebilirsiniz. Sahne alan isimler sadece kendi şarkılarını değil, hepimizin bildiği klasikleşmiş parçaları da seslendiriyorlar. Müzik başladığında, mekanın İtalyan mutfağı ağırlıklı menüsünden, porçini mantarlı dana emense söylediniz mi, değmeyin keyfinize! Zanzibar Zorlu’nun 16. Time Out İstanbul Yeme-İçme Ödülleri’nden En İyi Dekorasyon dalında ödül kazandığını da not düşelim.

Zorlu Center’ın hayli lüks mağazaları bir araya getiren bölümündeki, Greenwich adlı saatçiye girin. Mağazanın arka tarafındaki kapıdan geçince, gizli bir mekana varacaksınız. Le Baron, kendilerini ‘centilmen’ olarak adlandıran beylerin buluştuğu bir kulüp aslında. Gündüz vakti, toplantıyla eğlenceyi birleştirmek isteyen iş adamları çoğunlukta. Akşamları ise mekan canlı müzik performanslarının hakimiyetinde. Yemek yediğiniz masalardan kalkmadan veya stantların etrafında salınarak sahnedeki sanatçılara eşlik edebilirsiniz. Le Baron sushi seçenekleriyle iddialı, ama bize kalırsa en gösterişli yemeği el arabasıyla masanıza kadar gelen peynir tekerinde hazırlanan parmesan risotto. Zaman zaman DJ’leri de ağırlayan mekana genellikle ‘Türkçe sözlü hafif müzik’ hakim. Her çarşamba Kürşat Başar Orkestrası & Jale, saat 22.00’den itibaren sahnede.

Tarihi Moda İskelesi’nin yanı başındaki Moda Deniz Kulübü binası geçtiğimiz aylarda yenilendi, bu sırada 35 yıldır boş duran kayıkhane bölümü de restore edilerek bambaşka bir çehre kazandı. Artık Kadıköy’ün nadir konser mekanlarından biri Moda Kayıkhane. Yanında bulunan eski kulüp binası da Moda Sahil Restaurant olarak hizmet veriyor. Mekanın sahil kısmında yemek alanları bulunuyor. Kayıkhane menüsünde pizza seçenekleri göze çarpıyor, Sahil Restaurant’ın erik dolması gibi mezeleri ve balıklı içli köfte gibi ara sıcakları ise konser öncesi için cazip seçenekler. Asma katıyla beraber toplam 450 metrekarelik bir alanı var Kayıkhane’nin. Ayakta ortalama kişi kapasitesi 600, fakat bazı performanslar için yemekli oturma alanı da kurulabiliyor. Her salı saat 21.00’de tango geceleri düzenleniyor, konser programında ise 3 Kasım’da Fatma Turgut, 11 Kasım’da Bülent Ortaçgil, 17 Kasım’da Kalben var. Performanslar 22.00’de başlıyor.

Türk Sanat Müziği sanatçısı Kamuran Akkor ve oyuncu Onur Şenay, 2015’te el ele verip hayallerindeki kültür sanat mekanını kurmuşlardı. Gayrettepe’nin plazaları arasındaki Kats Sahne, iki katlı bir sahne sanatları ve gastronomi merkezi. Üst katta 200 kişilik bir tiyatro ve konser salonu var, girişte ise Antakya kırma zeytin salatası meşhur olan bir meyhane yer alıyor. Kats bünyesindeki yeme içme seçenekleri 3 Kasım’da açılan Kats Gastro Pub ile zenginleşiyor. Canlı müzik performansları için mekanı ziyaret ettiğinizde bar atıştırmalıkları ve ev yapımı sosisleri ile aklınızı çelecek bir pub burası. Koro ve oyunculuk eğitimlerinin de verildiği Kats Sahne’de konserler ayakta izlenebiliyor. Geçtiğimiz sene epey rağbet gören Yeni Gazino geceleri gibi etkinlikler için ise yemekli ve oturmalı bir düzen kuruluyor. Bu ay 4 ve 18 Kasım’da, 21.30’da başlayan Yeni Gazino gecelerinde TRT ekranlarından hatırladığımız Ayşe İkiz sahnede. 15 Kasım’da ise nostaljik bir eğlence var. Saat 14.00’te başlayan Yeni Gazino Kadınlar Matinesi’nde eski TRT Türk Sanat Müziği solistlerinden Gökhan Sezen’i dinleyebilirsiniz. Konser programında ise 11 Kasım’da Pinhani, 17 Kasım’da Buzuki Orhan, 25 Kasım’da Tuna Kiremitçi ve Özge Fışkın ikilisi var. Hepsi 21.30’da başlıyor.