Başka Sinema direktörü Azize Tan
Türkan Şoray Türk sineması için sizce ne ifade ediyor?
Türkan Şoray Türkiye’de sinemanın yüzü. Sinema tarihimizin en önemli filmlerinde oynamış, hepimizin ortak hafızasında yer etmiş bir oyuncu. İstanbul Film Festivali’nde çalıştığım esnada törenlerde gösterilecek video klipleri hazırlarken, konu ne olursa olsun, ister bir yönetmen, ister bir oyuncu, ister sinema tarihimizin bir dönemi, içinde Türkan Şoray’ın olmadığı bir film hazırlamak neredeyse imkânsızdı. Seyircisiyle arasındaki bağ inanılmaz güçlü. Bu bağ, aradan geçen yıllara rağmen hiç eskimiyor ve kopmuyor. Türkan Şoray kadın erkek, genç yaşlı fark etmeden hepimizin aşık olduğu, hayran olduğu, içimizin titrediği ve kıyamadığımız bir isim.
İstanbul Film Festivali’nin direktörlüğünü yaptığınız dönemde Türkan Şoray ile ödül törenlerinde ya da gösterimlerde bir araya gelmiştiniz. Kendisiyle ilgili paylaşabileceğiniz bir anınız var mı?
Türkan Hanım’la yıllar içinde çok güzel anılar paylaştık. Yıllar önce Türkiye’nin onur konuğu olduğu bir film etkinliği için birlikte Belçika’ya gitmiştik. Bu seyahatte başımıza gelen iki olay bence Türkan Hanım’ın seyircisiyle olan ilişkisini ve etrafına yaydığı o özel havanın sadece bizi değil onu hiç tanımayan insanları bile nasıl etkilediğini çok güzel özetliyor. Brüksel sokaklarında yürürken birden yolumuzu 15-16 yaşlarında bir genç kız kesti. Türkan Hanım’dan bir imza istedi. Orada doğup büyümüş, Türkiye’yi daha çok izlediği filmlerden biliyor. Heyecandan titriyordu. Yanında imzalatacak bir kâğıt yoktu, kolunu uzattı. Türkan Hanım da “İyi de evladım, hiç yıkanmayacak mısın, bu imza silinir,” dedi. Genç kız da “Siz imzalayın, ben bir daha yıkanmam,” diye cevap verdi. Onun kafasında Türkan Şoray Türkiye’ye dair her şeyi temsil ediyordu.
Yine Brüksel’de bir kafede oturmuş soluklanıyorduk. Yanımıza tanımadığımız biri geldi. Belçika radyosunda program yapan önemli bir gazeteci olduğunu sonradan öğrendik. “Siz hangi ülkenin güzelisiniz?” diye sordu aniden. Oyuncu olduğunu söyleyince de “Anlamıştım zaten, aksi mümkün olamazdı,” diye cevap verip bize kahve ısmarladı.
Türkan Hanım her zaman biraz mahcup, biraz çekindendir ama sahneye çıktığında devleşir ve başka birine dönüşür. Aynı zamanda çok nüktedandır. Yanına gelip imza almak isteyen birini geri çevirdiğini hiç görmedim. Ne kadar yorgun olursa olsun kendisine gösterilen sevgiyi asla karşılıksız bırakmayan, bu sevgiyle beslenen bir insandır. Artık hiçbir konuda birbiriyle anlaşamayan insanlarla dolu bu ülkede, istisnasız herkesin hemfikir olduğu şey Türkan Şoray’ın kalbimizin sultanı olduğu.