Luca / Luka
Yönetmen: Enrico Casarosa
Vizyon tarihi: 3 Eylül
‘Luca’, pandemiden dolayı stüdyolar kapandıktan sonra tamamı evde yapılan ilk Pixar animasyonu. Kahramanlarımız, İtalya’daki bir sahil kasabasının yakınlarında yaşayan iki deniz canavarı. İnsanların dünyasını merak eden sevimli canavarlar, karaya çıkıp insan kılığına bürünüyor ve yeni dostlar ediniyor. Yönetmen Enrico Casarosa ilk uzun metraj deneyimi için Cenova sahillerinde geçen çocukluğundan esinlenmiş ve ortaya tatil özlemini körükleyen bir eser çıkmış. Cana yakın İtalyan kültürünü ve çocuklar arasındaki arkadaşlıkları öven film, geçen yıl hayatını kaybeden müzisyen Ennio Morricone’ye ithaf ediliyor. Zaten Casarosa, filmin müziklerini Morricone’nin yapmasını istiyormuş. Türkiye’de sinemalarda gösterilecek film, Amerika dahil birkaç ülkede doğrudan çevrimiçi yayın platformu Disney+’ta gösterime girdi.

Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings / Shang-Chi ve 10 Yüzük Efsanesi
Yönetmen: Destin Daniel Cretton
Oyuncular: Simu Liu, Awkwafina, Tony Chiu-Wai Leung, Michelle Yeoh
Vizyon tarihi: 3 Eylül
Marvel evreni, Hollywood’un en kârlı yapımlarına imza atmaya ve popüler kültürü domine etmeye çoktan başladı. Sıradaki hedef, yeni pazarlara açılırken zamanın ruhuna uymak. ‘Shang Chi’, Asyalı bir ana karaktere odaklanan, çoğunluğu Asyalı bir ekiple çekilmiş ilk Marvel filmi. Yönetmen Destin Daniel Cretton, 2013’te ikinci uzun metrajı ‘Short Term 12’ ile beğeni toplamış ve başroldeki Brie Larson’un kariyerine doping yapmıştı. İlk defa bir aksiyon filminde yönetmenlik yapan Cretton, bu sefer Shang-Chi rolündeki Simu Liu ile yeni bir yıldızın doğuşuna vesile olmak üzere. Liu’nun canlandırdığı kahramanımız, bir suikastçı olarak yetiştirilmesine rağmen içindeki iyiliği keşfediyor ve babasının liderlik yaptığı karanlık bir örgütle savaşıyor. Filmde Asya sinemasının iki büyük oyuncusu, Tony Leung (‘In the Mood for Love / Aşk Zamanı’) ve Michelle Yeoh (‘Crouching Tiger, Hidden Dragon / Kaplan ve Ejderha’) da rol alıyor.

Malignant / Habis
Yönetmen: James Wan
Oyuncular: Annabelle Wallis, Maddie Hasson, George Young
Vizyon tarihi: 3 Eylül
‘Saw / Testere’, ‘Insidious / Ruhlar Bölgesi’ ve ‘Conjuring / Korku Seansı’ serilerine imza atan James Wan, yapım şirketi Atomic Monster ile yeni bir korku filmi (ve muhtemelen serisi) ile karşımızda. ‘Malignant’ın son derece klişe bir öyküsü var: Ana karakter Madison, korkunç cinayetlerin gerçekleştiği kabuslar görmektedir. Ancak bu cinayetlerin aslında gerçek olduğunu anlayınca kendisiyle bağlantılı bir gizemi çözmeye başlar. Yönetmen koltuğunda Wan oturduğu için en azından birkaç sahnede gerçekten korkacağımız bir film bekleyebiliriz. Ancak Wan’ın dediğine göre ‘Malignant’, aniden korkutan sahnelerden ziyade esrarengiz bir havaya sırtını yaslayan bir film. Filmdeki kötü gücün ne olduğunu karakterlerle birlikte keşfedeceğimiz, ürkütücü bir gizem filmi bizi bekliyor.

The Killing of Two Lovers
Yönetmen: Robert Machoian
Oyuncular: Chris Coy, Clayne Crawford, Arri Graham
Vizyon tarihi: 3 Eylül
2020 yılının Sundance Film Festivali seçkisinden ‘The Killing of Two Lovers’, yeni bir yönetmenle tanışma fırsatı sunuyor. Robert Machoian, senaristliğini de bizzat üstlendiği filminde sona eren bir evliliğe odaklanıyor. Çocuklarının annesi olan eşinden ayrılma sürecinde bocalayan, hatta eşinin yeni sevgilisini öldürme hayali kuran David’i takip ediyoruz. David hayatına devam ediyormuş gibi görünse de Machoian’ın uzun sekanslar boyunca onu takip eden kamerası filme gerginlik katıyor. Çoğu sahnedeki ses yoksunluğu ve kareye yakın bir çerçeve oranının kullanılması nedeniyle David’in yaşamı daha da boğucu bir havaya bürünüyor. Machoian’ın etkileyici bir sinema dilinin olduğunu kanıtlayan bir yapım.

Best Sellers
Yönetmen: Lina Roessler
Oyuncular: Aubrey Plaza, Cary Elwes, Michael Caine
Vizyon tarihi: 10 Eylül
İlk gösterimi Berlinale kapsamında gerçekleşen ‘Best Sellers’, ünlü oyuncularla kamera arkasındaki yeni yetenekleri buluşturan bir Amerikan komedisi. Michael Caine huysuz yazar Harry Shaw’u, ‘Parks and Recreation’ dizisiyle yıldızı parlayan Aubrey Plaza ise Shaw’u yeni bir kitap yazmak zorunda bırakan bir yayınevi editörünü canlandırıyor. Uyumsuz bir ikili arasındaki çatışmalardan doğan bir komedi ‘Best Sellers’. Filmin yazarı Anthony Grieco, senaryosu sayesinde 2015’te Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nden (yani Oscar’ları dağıtan kurumdan) bir ödül kazanmış; yönetmen Lina Roessler ise oyunculuktan kamera arkasına transfer olmuş bir isim. İkisinin de yeni kariyerlerindeki ilk uzun metraj deneyimleri bu.

Durgun Su / Stillwater
Yönetmen: Tom McCarthy
Oyuncular: Matt Damon, Camille Cottin, Abigail Breslin
Vizyon tarihi: 10 Eylül
‘Spotlight’ın yönetmeni Tom McCarthy, hem yazarlığını hem de yönetmenliğini üstlendiği bir filmle yeniden karşımızda. Matt Damon’ın, Fransa’da cinayetle suçlanan kızının masumiyetini ispatlamaya çalıştığı film, gerçek bir vakadan ilham alıyor. 2007’de Amerikalı bir genç kadın İtalya’da benzer bir ithamla suçlanmış, hapse girmiş ve yıllar sonra suçsuzluğunu kanıtlayabilmişti. Öyküyü daha dramatik bir hale getirmek için adalet peşindeki bir babaya odaklanan ‘Stillwater’da Damon’ın karakteri Marsilya şehrinde, kızının suçsuzluğunu ispatlayacak bir ipucu peşinde kapı kapı geziyor ve bu sırada ona yardımcı olan bir kadınla (‘Dix pour cent / Menajerimi Arayın!’ dizisinden Camille Cottin) filmin en çekici yönlerinden birini oluşturan bir dostluk kuruyor. Amerikalı bir taşralı ve Fransa’dan bekar bir annenin birbirlerine sunduğu destek ile daha insani bir öyküye dönüşüyor bu adalet arayışı.

İnsanlar İkiye Ayrılır
Yönetmen: Tunç Şahin
Oyuncular: Burcu Biricik, Pınar Deniz, Aras Aydın, Nezaket Erden
Vizyon tarihi: 10 Eylül
Uygar Şirin’in romanı ‘Karışık Kaset’i 2014’te sinemaya uyarlayan Tunç Şahin, internet dizisi ‘7Yüz’ ve birkaç kısa filmle yoluna devam etmişti. Sinema perdesine dönüşü niteliğindeki ‘İnsanlar İkiye Ayrılır’, borç tahsilatı için her türlü yolu deneyen bir şirkete odaklanıyor. Şirketin iki çalışanı, genç bir kadının borcunu tahsil etmek için birbirleriyle rekabet ederken aralarından birinin kadınla yakınlaşması işleri karıştırır. Kurumların insana ne kadar az değer verdiğini anımsatan film, benzer temaları da işleyen ‘7Yüz’ dizisinin izinden gidiyor. Geçen sene Antalya Film Festivali’nde yarışan ‘İnsanlar İkiye Ayrılır’, En İyi Senaryo ödülünü kazanmış ve Nezaket Erden’e En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Altın Portakal’ını getirmişti.

The Boss Baby: Family Business / Patron Bebek 2: Aile Şirketi
Yönetmen: Tom McGrath
Vizyon tarihi: 17 Eylül
Dreamworks’ün 2017’de birincisini yayınladığı ‘Patron Bebek’ serisi devam ediyor. Bebek Şirketi için çalışan süper zeka bebeklerin, sıradan bebek taklidi yaptığı bu dünyayı en son Netflix dizisi ‘Patron Bebek Yine İş Başında’da görmüştük. Şimdi bu maceraların yıllar sonrasına ışınlanıyor ve Patron Bebek’i artık yetişkin bir CEO olarak görüyoruz. Ama neyse ki yeğeni de bir Patron Bebek olmuş ve babasıyla amcasını barıştırırken dünyayı korumaya hazır. Bebek temalı sulu espriler ve ailenin önemini anlatan diyaloglarla dolu, özellikle kardeşi olan miniklerin güzel dersler çıkarabileceği bir çocuk filmi.

The Father / Baba
Yönetmen: Florian Zeller
Oyuncular: Anthony Hopkins, Olivia Colman, Mark Gatiss, Imogen Poots
Vizyon tarihi: 17 Eylül
Anthony Hopkins’i, demans hastası birini canlandırırken görmeye hazır mıyız? ‘Amour’, ‘Still Alice / Unutma Beni’ gibi filmler bizi yeteri kadar yıpratmadı mı? Bir de Hopkins’i bu durumda görmek bizi mahvetmez mi? Neyse ki ‘The Father’, ağlak bir melodram değil. Fransız yazar Florian Zeller’ın aynı adlı oyunundan bizzat uyarladığı film, demansı doğrudan etkilediği insanın gözünden anlatıyor. Hopkins’in karakteri bir şeyleri hatırlayamadıkça mekanlar ve insanlar bizim gözümüzde de değişiyor, hatta kızını canlandıran Olivia Colman’ın yerine başka bir oyuncu bile geçiyor. Yalnızca Colman ve Hopkins’in performanslarıyla değil, kurgusuyla da etkileyen bir dram.

Mila / Elmalar
Yönetmen: Christos Nikou
Oyuncular: Aris Servetalis, Sofia Georgovassili, Anna Kalaitzidou
Vizyon tarihi: 17 Eylül
Yorgos Lanthimos filmi ‘Dogtooth / Köpek Dişi’nin yardımcı yönetmeni Christos Nikou’nun yazıp yönettiği ‘Mila’, Yunan Yeni Dalga Sineması’nın imzalarından biri olan absürt bir kara mizah anlayışına sahip. Lanthimos’un pek çok filminde olduğu gibi, bildiğimiz dünyanın kurallarını alt üst eden bir gerçeklik hakim öyküye. Hafıza kaybına yol açan bir pandemi, insanlara kimliklerini, ailelerini ve daha pek çok şeyi unutturmaktadır. Ana karakterimiz Aris de kendisine kim olduğunu hatırlatacak bir yakını olmadığı için benliksiz kalan insanlar kervanına katılır. Bu hastalar için hazırlanan bir programa katılan Aris, kişiliğini oluşturmak için çeşitli görevleri tamamlayarak insan olmayı yeniden öğrenmelidir. Lanthimos’un filmlerine kıyasla daha az sarsıcı ve daha dokunaklı bir öykü anlatıyor ‘Mila’. Christos Nikou’ya kariyerinde pek çok kapı açacak ve yönetmenin adını önümüzdeki yıllarda muhtemelen sık sık duymamızı sağlayacak kadar özgün bir film.

The Courier / Kurye
Yönetmen: Dominic Cooke
Oyuncular: Benedict Cumberbatch, Merab Ninidze, Rachel Brosnahan
Vizyon tarihi: 24 Eylül
Deneyimli tiyatro yönetmeni Dominic Cooke’un ikinci uzun metrajı ‘The Courier’, gerçek olaylardan esinlenmiş casusluk filmlerinden. Söz konusu tarihi hadise, Soğuk Savaş döneminde, Küba Füze Krizi’nin doruk noktasında gerçekleşiyor. Benedict Cumberbatch, Rus ortağıyla (Merab Ninidze) birlikte Sovyet Füze Programı’ndan istihbarat sızdıran İngiliz bir iş insanını canlandırıyor. Filmin esin kaynağı olan bu ikili, gerçekten de Rus devlet sırlarını Amerika’ya ulaştırmıştı. Filmin sürprizlerini bozmayalım ve tarih kitaplarından akıbetlerini öğrenebileceğiniz bu insanların başına ne geleceğini anlatmayarak ‘The Courier’ın son derece gerilimli bir film olduğunu söylemekle yetinelim. Eski usul bir casusluk filmi izlemek isteyenler için ideal.

Bir Nefes Daha
Yönetmen: Nisan Dağ
Oyuncular: Oktay Çubuk, Hayal Köseoğlu, Ushan Çakır
Vizyon tarihi: 24 Eylül
Nisan Dağ, yönetmenlerinden biri olduğu 2014 tarihli ‘Deniz Seviyesi’yle memleketini ziyaret eden bir beyaz Türk’ün dramını anlatmıştı. ‘Bir Nefes Daha’ ise bambaşka bir karaktere odaklanıyor ve bağımlılıkla mücadele eden genç rap’çi Fehmi’nin öyküsünü beyaz perdeye taşıyor. Rap kültürünü iyi aktarabilmek için işinin ehli rap’çilerle çalışılmış: Müzikal altyapılarda Da Poet’in, sözlerde Hayki ve Ohash’in imzaları var. Dağ, Bant Mag’e verdiği röportajda, Fehmi’nin yaşadığı yere benzer yoksul semtlerde bolca vakit geçirdiğini, ama böyle bir yerde varoluş mücadelesi vermediği için bu dünyaya oryantalist bir bakış açısıyla yaklaşmamaya dikkat ettiğini söylüyor. Bu farkındalığın film için büyük bir artı olduğunu belirtmeden geçmeyelim.
