DJ Seinfeld
Soundcloud: soundcloud.com/dj-seinfeld
İsveçli DJ ve prodüktör Armand Jakobsson’ın teyp hışırtısıyla sıvalı dans dostu şarkıları, sahne adının da geldiği 90’lı yıllara nostaljik bir yolculuğa götürüyor dinleyiciyi. DJ Seinfeld’in house’tan teknoya uzanan diskografisi, günümüz dans müziğinde az rastlanan duygusal bir samimiyete sahip. Sonic Swim seti öncesi, elektronik müzik sahnesinin yükselen yıldızıyla şarkı yazma süreci, yeni albümü ve en sevdiği ‘Seinfeld’ bölümü hakkında sohbet ettik.
Bir şarkı yazmaya genelde nasıl başlıyorsun?
Çoğu zaman yaratıcı süreci tetikleyen şey, duyduğum bir ses, melodi ya da tını oluyor. Aklımdan uçmadan hemen onu yazmaya çalışıyorum ve sonrasında da ona uyacak davul ya da ritmik elementler ekliyorum.
Yakın zamanda yeni EP’n ‘Sakura’, Deep Sea Frequency etiketiyle yayınlandı. Albüme ne ilham verdi? Kiraz ağaçları mı?
Deep Sea Frequency ekibini uzun zamandır tanıyordum ve müzik zevklerine oldukça hakimdim. Bu albümde four-on-the-floor ritminden uzaklaştığım şarkılar denemek istedim ve Deep Sea Frequency bu tarz şarkılar yayınlamak için ideal bir etiket. Albümün ismine gelecek olursak, internette sample ararken Japon kiraz ağaçlarına rastladım ve sakura ismi hoşuma gitti.
Özgün prodüksiyonlarının dışında remikslerinle de tanınıyorsun. Başka bir sanatçının şarkısını remikslerken nasıl bir yol izliyorsun?
Şarkıyı defalarca dinledikten sonra kendime soruyorum: Remiks benim müziğimi yansıtıyor mu? Ve sanatçının eserine yeterince hürmet ediyor muyum? Remiks yapmak benim için kolay değil çünkü genelde yapmak istediğim müzikle ilgili aklımda çok spesifik fikirler var. Ama yine de bu zorluğu seviyorum.
DJ setlerinde kalabalığın değişen enerjisine nasıl adapte oluyorsun?
Şarkı seçimimde kendime mümkün olduğu kadar güvenmeye çalışıyorum. Ama bazen kafamı kaldırıp, bir şarkının istediğim reaksiyonu almadığını gördüğümde kendimden şüphe ettiğim olmuyor değil. O anlarda insanları daha da yakından gözlemlemeye ve onları müziğe geri çekmeye çalışıyorum. DJ’lik artistik bir ifade olduğu kadar dinleyici ile kurulan sosyal bir etkileşim, bir bağ bence.
Sahne adın 90’ların meşhur televizyon dizisi ‘Seinfeld’den geliyor. Daha önceki röportajlarında ‘Seinfeld’in teselli için izlemeyi en sevdiğin şey olduğunu söylemiştin. Teselli şarkın var mı?
Omar-S, ‘Day’.
Peki, en sevdiğin ‘Seinfeld’ bölümü hangisi?
‘The Chicken Roaster’