Dünyanın en hareketli şehirlerinden birinde yaşamanın ayrıcalıklarından istifade etmek için, bu hafta sonu için seçtiğimiz etkinliklere bir göz atın. Can sıkıntısına son!
Reklâm
İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Rus besteci Çaykovski’nin 1891 yılında bestelediği son eser olan ‘Fındıkkıran’ı sahneliyor. Küçük Alman kız Clara Stahlbaum’un yeni yıl hediyesi olarak aldığı fındıkkıran oyuncağıyla ilgili rüyalarının konu edildiği büyü-masal tarzı bir yılbaşı klasiği olan ‘Fındıkkıran’, Aralık ve Ocak aylarında Atatürk Kültür Merkezi’nde izlenebilir. Alman yazar E. T. A. Hoffmann’ın farklı ülkelerin halk öykülerinden yola çıkarak 1816'da yazdığı ‘Fındıkkıran ve Fareler Kralı’ adlı öyküyü, Fransız yazar Alexandre Dumas 1844'te yeniden yorumlamış ve hikayenin kasvetli havasını yumuşatıp ona bir masal havası vermişti. Günümüzde eser, bir yeni yıl klasiği olarak dünyadaki bütün bale topluluklarının repertuvarında yer alıyor ve genellikle kapalı gişe sahneleniyor. Bilet bulabilirseniz kaçırmayın.
Seda Gazioğlu, sergiye adını veren soru üzerinden sanatseverleri derin bir keşif yolculuğuna davet ediyor. Sergi, alışılmışın dışındaki sanatsal diliyle izleyiciyi kendi korkuları ve ritüelleriyle yüzleşmeye çağırırken, bilinmeyenin getirdiği kaygıyı hafifletme arzusunu da yüceltiyor. Sanatçı multidisipliner tekniklerle ürettiği eserlerden oluşan sergisinde, karşısında çaresiz kaldığımız ölüm korkusu ve buna karşılık güvenli liman olarak sığındığımız batıl inançlar özelinde insan zihninin topografisi, sosyal ritüeller ve de toplumsal örüntüler üzerine yoğunlaşıyor. Sergiyi İBB Miras tarafından restore edilen Haliç Sanat-3’te görebilirsiniz.
Sergi 11 Aralık 2024-11 Şubat 2025 tarihlerinde Haliç Sanat-3’te.
Reklâm
Sarkis’in Venedik ve Mardin bienallerinde gerçekleştirdiği çocuk atölyelerinden ilhamla hayata geçirilen sergide, Dolapdere’de yaşayan çocukların bireysel ve kolektif üretimlerinden doğan eserler yer alıyor. Galerinin bulunduğu bölge ve çevresindeki komşu dernekler ve okulların iş birliğiyle hazırlanan sergide, renkli yağmur betimlemelerini andıran 49 ayna yer alıyor. Çocukların cam yüzeylere parmaklarıyla dokunarak oluşturdukları renk katmanları, izleyiciye dokunmanın anlamı ve kolektif üretimin gücünü sorgulatıyor. ‘Gökkuşağı Renkleriyle Çocukların Yağmur Çağrısı’ sizi ‘bir arada olma’ kavramı üzerine düşünmeye çağırıyor.
Sergi 4 Aralık-5 Ocak tarihlerinde Dirimart’ta.
Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nin ikinci süreli sergisinde natürmortlar başta olmak üzere yeme içme temasının işlendiği resim ve heykeller yer alıyor. Serginin küratörlüğünü, müzenin kurucu küratörü Prof. Dr. Gül İrepoğlu üstleniyor. İrepoğlu, sergiyle aynı adı taşıyan bir de kitabın hazırlığını üstlendi. Sergide, 150’den fazla Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu’na ait eserin yanı sıra, çok sayıda saygın koleksiyoner ve kurumdan ödünç alınan 50’ye yakın eserle birlikte 90 sanatçıya ait 200’ü aşkın sanat eseri yer alıyor. “Cömert Doğa” temasıyla başlayan sergi natürmortlar, ürünlerin sunulduğu pazar yeri, manav, fırın, dükkan ve sokak satıcıları, balıklar ve balıkçılar, su, yiyecek hazırlıkları, sofralar, lokantalar ve kahvehaneler gibi bölümlerle devam ediyor. Sergi odalarında sanat eserlerine, ‘İstanbul’un Resmi’ sergisinden de alışageldiğimiz üzere şiirler eşlik ediyor.
Reklâm
İstanbul’un ilk art nouveau yapısı Casa Botter, Levent Çalıkoğlu küratörlüğünde gerçekleşen ‘Botter Sergileri’ serisinin üçüncüsü olan ‘Solo Botter: Komet’ sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, 2022’de kaybettiğimiz sıra dışı sanatçının 1960’lı yıllardaki erken dönem eserlerinden ‘alto modern’ adını verdiği beyaz fonlu kavramsal minimalist resimlerine uzanan özel bir seçki sunuyor.
Sergi 18 Eylül-12 Ocak tarihlerinde Casa Botter’de.
Raziye Kubat’ın ‘Taş Kafa-Zaman Yolcusu’ adlı sergisi, M. Wenda Koyuncu küratörlüğünde Merdiven Art Space’te izleyiciyle buluşuyor. Taş ile iletişiminin çocukluk yıllarına dayandığını söyleyen Kubat’ın 40 küsur yıl sonra doğduğu dağlardaki memleketine dönüşü bir zaman yolculuğu olarak sergi adına referans veriyor. Oyulmuş, dokunulmuş ya da az müdahale edilmiş taşlar, kağıt işler, tuvaller, kumlar, buluntu nesneler, video ve metinler serginin çok katmanlı yapısını oluşturuyor. İklimi ve coğrafyasıyla sanatçının doğduğu topraklardan evrilen sergi, Kubat’ın bağımsız sanatçılık serüvenindeki dönüşüm noktası olarak konumlanıyor.
Sergi 5 Aralık-10 Ocak tarihlerinde Merdiven Art Space’te.
Reklâm
Kadir Öztoksoy kişisel sergisi ‘The Gallery of Mutation’ ile Artopol Galeri’de sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Birbirinden çarpıcı eserlerden oluşan sergi, toplumsal normların dayatıldığı bir dünyada bireyin rolünü, modern tüketim alışkanlıklarını ve güzellik algısını sorguluyor. Üç bölümlük ‘The Gallery Of Mutation’ çalışması, ‘Fake Plastic Dreams’, ‘Conditional Love’ ve ‘Diet of Depression’ başlıklarıyla farklı yönlerden ele alınıyor. Öztoksoy’un, Johan Huizinga'nın ‘Homo Ludens’ (Oyuncu İnsan) kuramından ilham alarak geliştirdiği bu eserler, Amerikalı iş insanı Ruth Handler’ın 1959 yılında ikonik bir figür haline getirdiği Barbie’nin arka planında, toplumun dayattığı idealleri irdeleyen çarpıcı görüntüler sunuyor.
Sergi 4 Aralık-13 Ocak tarihlerinde Artopol Gallery’de.
İstanbul Modern, Japonya ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında, Japon sanatçı Chiharu Shiota’nın kişisel sergisini ağırlıyor. Serginin en ilgi çekici ögesi, sanatçının İstanbul Modern için özel olarak ürettiği geniş ölçekli yerleştirmesi kuşkusuz. Öykü Özsoy Sağnak ve Yazın Öztürk’in küratörlüğünde gerçekleşen sergi; sanatçının performans, video, yerleştirme ve resim gibi çeşitli ifade biçimlerinde sıklıkla kullandığı hafıza, varoluş, göç, yolculuk ve insan deneyimi gibi konuları odağına alıyor. Shiota, sergiye de adını veren ‘Dünyalar Arasında’ başlıklı büyük ölçekli yerleştirmesini, İstanbul'un konumundan yola çıkarak üretti. Japonya’yı 2015 yılında Venedik Bienali’nde temsil eden Chiharu Shiota’nın İstanbul Modern’deki bu yerleştirmesi, sanatçının kişisel ve kolektif hafızayla ilişkilendirdiği bireysel öyküleri keşfetme fırsatı sunuyor.
Sergi 6 Eylül-20 Nisan tarihlerinde İstanbul Modern’de.
Reklâm
Esra Özdoğan’ın ‘Makinedeki Hayalet’ serisinin odağında, özellikle 18. ve 19. yüzyıl İngiliz Gotik edebiyatında ölümün bilinmezliği, dünya işleri, matem süreci ve zamanın geçişi gibi meseleleri ele alan hayalet teması yer alıyor. Sanatçının 2024 yılı boyunca gerçekleştirdiği çalışmaların ürünü olan fotoğraflar, hayalet kavramının insan yaşamında ve zihninde büründüğü pek çok farklı veçheyi araştırıp kayda geçiriyor.
Sergi 6 Aralık-11 Ocak tarihlerinde Galeri Nev’de.
Sergi, algoritma sanatının öncülerinden Vera Molnár'ın bilgisayar sanatı üzerindeki etkisine odaklanırken, Maurer ve Rákóczy'nin sanatsal pratiklerinin soyutlamanın sınırlarını nasıl genişlettiğinin de izini sürüyor. 2024 Macar-Türk Kültür Yılı etkinliklerine eşlik eden sergi, Molnár, Maurer ve Rákóczy'nin bireysel pratiklerini birbirleriyle ilişkili olarak bir araya getirmenin yanı sıra sanatçıların algoritma sanatına nasıl yön verdiklerini de gözler önüne seriyor.
Sergi 19 Eylül-26 Ocak tarihlerinde Pera Müzesi’nde.
Discover Time Out original video
Reklâm