İstanbul'da bu hafta yapılacak ne var?

  Efsanevi ‘Carmen’ operası, Nisan ayında AKM’de opera tutkunlarıyla buluşuyor. Georges Bizet’nin zamansız karakterleri ve müziğiyle sınırları aşan operası ‘Carmen’, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneye konuyor. Özgürlük ve tutkunun çarpıcı hikayesini anlatan ‘Carmen’, izleyicileri 19. yüzyıl İspanya’sına götürerek, bir aşkın nasıl tutkuyla başlayıp bağımlılığa ve trajediye dönüşebileceğini gözler önüne seriyor. 10 ve 12 Nisan’da gerçekleşecek temsillerde orkestranın yönetimini ise uluslararası alanda üne sahip George Pehlivanian üstleniyor. Avrupa’dan Uzak Doğu’ya, Amerika’dan Avustralya’ya kadar dünyanın dört bir yanında pek orkestra yönetmiş olan Pehlivanian, kendi kuşağının önde gelen şeflerinden biri olarak biliniyor. 10 ve 12 Nisan dışındaki temsillerde ise orkestra şefliği İbrahim Yazıcı ve Zdravko Lazarov’a emanet. Rejisör Vincenzo Grisostomi Travaglini tarafından sahnelenen ‘Carmen’in oyuncu kadrosunda ise Aylin Ateş, Ali Murat Erengül, Özgecan Gencer, Göktuğ Alpaşar gibi isimler yer alıyor. Zengin dekor, kostüm ve ışık tasarımıyla öne çıkan bu görsel şöleni kaçırmayın.

Shakespeare’in ölümsüz trajedisi ‘Romeo ve Juliet’in sahne sanatlarındaki en etkileyici yorumlarından biri Sergey Prokofyev’in aynı adlı bale eseri kuşkusuz. Bu ölümsüz eser şimdi ünlü koreograf Ricardo Amarante'nin İstanbul Devlet Opera ve Balesi dansçıları için hazırladığı özgün koreografiyle Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Salonu'nda izleyici karşısına çıkıyor. Hem koreografik zenginliği hem de müzikal derinliğiyle bale repertuvarının başyapıtlarından olan eserde aşk, tutku, nefret ve fedakarlık gibi insan doğasının en güçlü duyguları zarif bir estetikle sahneye taşınıyor. Eserin orkestra şefliğini Zdravko Lazarova üstlenirken, kostüm tasarımı Serdar Başbuğ, dekor tasarımı Ferhat Karakaya’nın imzasını taşıyor.

G-art Galeri, sanat sahnesine yeni yetenekler kazandırdığı ‘Rising Talents’ sergilerine, genç sanatçı Yaz Kocacıklıoğlu’nun ilk kişisel sergisi ‘Saray Odaları’ ile devam ediyor. London Camberwell College of Arts’ta sanat eğitimine devam eden Kocacıklıoğlu, Osmanlı haremlerinden günümüz İstanbul’unun üst-orta sınıf sosyal çevrelerine uzanan, Türkiye’de kadınların ve onlara ait mekanların evrimini inceleyen bir perspektifle düşünsel ve çok katmanlı bir sergi sunuyor. Kocacıklıoğlu kişisel deneyimlerinden ve tarihi araştırmalardan yola çıkarak, Doğu ile Batı, gelenek ile modernite, dini tarih ile seküler özlem (arzu) arasında var olan İstanbullu kadınların yaşamlarını keşfe çıkıyor. Kocacıklıoğlu “Bu kadınlar Doğu ile batının zıtlıklarından doğan muhteşem bir kaynaşmayı da gözler önüne seriyor. Hayatlarının çokça eğlence, sosyal yaşantı, kendilerine yönelik bakım, estetik vs etrafında dönmesine, kısaca yüzeyselliklerine karşı koyduğum bütün itiraza ve dirence rağmen yine de beni cezbettiklerini inkar edemem,” diyor. Sergi 20 Mart-27 Nisan tarihlerinde G-art Galeri’de.

Türkiye’de çağdaş sanatın gelişimine katkı sunmak amacıyla hayata geçirilen CI BLOOM, bu yıl dördüncü edisyonuyla sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Her yıl genç ve yükselen sanatçıları, uluslararası basını ve sanat profesyonellerini ağırlayan CI BLOOM, bu edisyonunda 25 galeri ile 4 sanat inisiyatifin katılımıyla Türkiye’de üretilen sanatın gelişmesini ve çeşitlenmesini destekliyor. Anna Laudel, Art On İstanbul, Belm’Art Space, Bozlu Art Project, Summart, Loading Art Space, The Key Art Gallery gibi galeri ve sanat inisiyatiflerinin çalışmalarını Contemporary İstanbul ekibi tarafından hayata geçirilen CI BLOOM’da keşfedebilirsiniz. 16 Nisan’da ön izleme için açılacak olan CI BLOOM’un genel ziyaret tarihleri ise 17-20 Nisan. CI BLOOM 16-20 Nisan’da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonu’nda.

Prof. Hüsamettin Koçan’ın yeni sergisi Merkur’de sanat tutkunlarıyla buluşuyor. Koçan yeni sergisinde Bayburtlu kadınların yaratıcılık ve sabırla ürettikleri geleneksel üretimleri kendi özgün sanat diliyle harmanlayarak, renklerin ve parıltıların iç içe geçtiği büyüleyici bir senfoni yaratıyor. Sanatçı, 2024 yılında gerçekleştirdiği ‘Gel Zaman Git Zaman’ sergisinde, yaratıcılığın hiyerarşik bir alan olmadığı görüşünü açıklamış ve halk sanatlarını küçümseyen, insanı sanatın ve kültürün gerçek üreticisi olarak görmeyen pazar odaklı bakış açısını tartışmaya açmıştı. Yolculuğuna bu sergide Bayburtlu kadınlarla birlikte devam eden Koçan, onların boncuk örgü tekniğini çağdaş bir yorumla yeniden ele alıyor. Sanatçı tığ işlerin yerleştiği saçları, Anadolu’da ekmek ve yemek pişirilen bu formu hem kadınların ekmek ve yemek yaptıkları, hem de bu tığ örgüler vasıtasıyla ekmeklerini kazandıkları bir form olarak yeniden yorumluyor. Sergi, geleneksel ile güncelin kaynaştığı, kadın ile erkeğin sanat yoluyla bir araya geldiği anlamlı bir diyalog niteliğinde olduğunu söylemek mümkün. Sergi 15 Mart-19 Nisan tarihlerinde Merkur’de.

Meşhur ‘Chicago’ müzikalini izlemek için Broadway hayalleri kurmanıza artık gerek yok. John Kander’ın müzikleri ve Fred Ebb ile Bob Fosse’un yazdığı metniyle Broadway’in en uzun süre sahnelenen müzikallerinden biri olan ‘Chicago’, Nisan ayında Zorlu PSM’de izleyiciyle buluşuyor. ‘Chicago’nun uzun zamandır beklenen Avrupa turnesinde suç, tutku ve şöhret dolu büyüleyici bir hikayeye tanıklık etme fırsatı sizi bekliyor. Broadway tarihinin en ikonik prodüksiyonlarından biri olan ve sayısız ödül kazanmış bu müzikal, izleyicilere unutulmaz bir tiyatro deneyimi vaat ediyor. ‘Chicago’, kendisini terk etmekle tehdit eden sevgilisini öldüren ev hanımı ve gece kulübü dansçısı Roxie Hart’ın öyküsünü anlatıyor. Mahkumiyetten kurtulmak için halkı, medyayı ve hücre arkadaşı Velma Kelly’yi kandıran Roxie, Chicago’nun en kurnaz ceza avukatını tutarak işlediği acımasız suçu bugünün magazin manşetlerinden fırlamış gibi duran sansasyonel haberlere dönüştürüyor. ‘Chicago’ ile 1920’lerin ışıltılı ve büyüleyici dünyasına yolculuk etme fırsatını kaçırmayın.

Umut Erbaş bu sergisinde doğada karşılaştığı amorf ve estetik görünüme sahip “yanmış plastik parçaları” ile başlayan yaratıcı sürecinin izini sürüyor. Doğa yürüyüşleri sırasında analog fotoğraflar çeken, organik ve inorganik malzemeler toplayan Erbaş, bu unsurları bir araya getirerek çok katmanlı bir anlatı inşa ediyor. Malzemelerin dönüşümü üzerinden hikayelerin sonsuz ihtimallerle yeniden yazılabileceğini vurgulayan sergi, izleyiciyi kendi anlatısını yaratmaya teşvik ederken, onu çok katmanlı ve keşfe açık bir dünyaya da davet ediyor. Sergi 22 Mart-19 Nisan tarihlerinde Art On İstanbul’da.

Sanatın farklı dönemlerine odaklanan ve disiplinlerarası ilişkileri geliştirmeyi hedefleyen Ruzy Gallery, sanatçılara ‘masal’ kavramını kişisel, toplumsal ve politik bir metafor olarak ele almalarını sağlayan bir anlatı alanı yarattığı ‘My Fairy Tale’ başlıklı karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergi, hikaye anlatıcılığını ve görsel sanatı, insanları diğer canlılardan ayıran ve her bireyin kendine özgü yaratıcı özelliklerini ortaya çıkaran bir yeti olarak inceliyor. Sanatçıların gerçeklik algılayışına dair yeni bakış açılarını ortaya koyan sergide Abrahamm Creative Studio, Gülin Karabacak, Kemal Özen, Nina Murashkina, Pamir Yıldıran, Sinan Çınar, Simay Bahçıvan, Vildan Hoşbak ve Xavier Escala galeriye özel ürettikleri işleriyle yer alıyor. Sergi 27 Şubat-20 Nisan tarihlerinde Ruzy Gallery’de.

30. yılını kutlayan Rahmi M. Koç Müzesi, sanat ve mühendislik dünyasını bir araya getiren ‘Beygir Gücü’ sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi sizi iki ana başlık altında sanat ve mühendislik dünyasında büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor: ‘Rahmi M. Koç Koleksiyonu’ndan At Figürleri’ ve ‘Rahmi M. Koç Müzesi’nden Otomobil Hikayeleri’. Mustafa V. Koç Binası/tarihi Lengerhane Binası’nda yer alan at figürleri bölümü, atın sanattaki yerini keşfetme imkanı sunarken; Erdoğan Gönül Galerisi’ndeki otomobil hikayeleri bölümü, otomobilin 19’uncu yüzyıldan günümüze uzanan mühendislikteki dönüşümünü gözler önüne seriyor. Sergi 27 Kasım-10 Haziran tarihlerinde Rahmi M. Koç Müzesi’nde.

Türkiye’yi sarsan Maraş depremlerinden etkilenen genç sanatçılar, Depo İstanbul’da işlerini sergiliyor. Sanat Elçileri projesi kapsamında ilk olarak Arsuz, Hatay’da gösterilen sergi, Hatay’daki lise ve üniversite öğrencileri ile yeni mezun sanatçıların sanatla yeniden inşa edilen umut öykülerini gözler önüne seriyor. Dayanışma ve dönüşüm temalarını merkezine alan sergi, birlikte iyileşmenin mümkün olduğunu da bize hatırlatıyor. Sergi 6 Şubat-26 Nisan tarihlerinde Depo İstanbul’da.