[title]
Ara Kafe’nin yanı başından kıvrılarak aşağı inen yol, sizi birkaç adım sonra Beyoğlu’nun en güzel köşelerinden birine ulaştırıyor. Yaz aylarında tepesindeki terasın da devreye girmesiyle üç kata yayılan Ziba, zamanla kendi kitlesini oluşturmuş bir bar. Öncelikle çaldıkları alternatif kulvardaki müzikler hep nefis, eller sürekli Shazam’a gidiyor. Serkan Aka imzalı iç mekan tasarımı sayesinde barın etrafında takılırken sanat yönetmenliği başarılı bir filmin setinde geziniyor gibisiniz. Sokaktaki masalarının yerleri sabit değil, birbirini tanıyan arkadaş grupları denk geldiğinde, çalışanlar masaları birleştirmek için yardıma gelmeye hazır. Bir mekanın ruhunu anlamak için müşterilerin yüz ifadelerini incelemek ipucu verebilir. Ziba’ya gelenlerin niyetinin dostlarını görmek, efkar dağıtmak ve muhabbetle neşelenmek olduğu doğal gülümsemelerinden anlaşılıyor. Tabii, burası bir müdavim mekanı olduğu için aklınızda yer etmiş birini tekrar görmeye de gidebilirsiniz.
Ortamı nasıl? Hayatını oturtmaya başlamış ama gençliğini yaşamayı ihmal etmeyen nazik, rahat ve çekici bir kitle. Kozmopolit ve LGBTİ dostu.
Ne zaman gitmeli? Akşamüstünden itibaren canınız ne zaman çekerse.
İçecek menüsü nasıl? Ayakta takılıp sohbet edenler genelde şişe bira tercih ediyor.