Mockup Moda

Önünden geçen herkesin mutlaka vitrinine göz attığı, “Burayı görmüş müydün?” diye yanındakilere gösterdiği, Moda’nın ana meydanına bakan bir noktada ufak bir dükkân Mockup. Moda’nın sokak dostu çehresiyle uyumlu. Ufak alanı sizi yanıltmasın. Mockup’ın raflarına giyimden aksesuara, iç giyimden dekorasyon objelerine, birçok ürün sığmış.

Alıştığımız mağazacılık anlayışından epey farklı bir yerden bahsediyoruz. Üstelik hem müşteriler, hem de mağazada ürünlerini sergileyen markalar açısından bir farklılık söz konusu. Mockup’ı bir Türkiyeli tasarımcılar kolektifi olarak tanımlayabiliriz. Tasarımcıların kendilerini özgürce ifade edebildikleri bir tanıtım alanı burası. İçerideki her parça yerli. İstanbul haricinde Çanakkale, Antalya ve Bozcaada’dan gelen markalar da var. Mockup için tasarım tutkunları ile tasarımcıyı bir araya getiren, tasarımcıların özenli seçimleri ile bir sinerji yaratma çabasında olan, alışveriş deneyiminden hoşlanan kitleyi hedefleyen bir deneme platformu demek de mümkün. Tıpkı adının içine gizlediği (Mockup İngilizce’de maket anlamına geliyor) anlam gibi... Mockup’ta markalar mağazanın içerisinde belli alanları kiralıyorlar. Bu alanın tasarımı, kurgusu markaya ait. Artık kendisini nasıl ifade etmek isterse... Yaklaşık her iki ayda bir mağazadaki markalar değişiyor. Şu günlerde içeride 25 farklı tasarımcıya ait ürün bulmak mümkün. Elif Domaniç, 25th Hour, Steepsquare, Exo ve Konkraft bunlardan birkaçı. Müşteri ise buraya adım attığı anda ‘müşteri’ kimliğini ardında bırakıyor. Taptaze kahve kokusunun eşlik ettiği atmosferde müşteri bir gözlemci, bir sanatsever ve hatta dükkânı sarıp sarmalayan dayanışma hissiyatının bir parçası oluveriyor.

Mockup’ın hikâyesi Aralık ayında başlamış. Bir pop-up dükkân olarak açılan ve haftalık periyotlarla 20’şer tasarımcıya yer veren alan, mahallede çok tutulunca “Neden burayı kalıcı bir mağazaya dönüştürmüyoruz?” fikri doğmuş. Bu sıra dışı mekânın arkasındaki isim ise kendisi de bir Moda sakini olan Ela Köseoğlu. İngiliz bir anne ve Türk bir babanın kızı olan Köseoğlu daha önce stil danışmanlığı ve fotoğrafçılık yapmış. Mağazanın içerisinde göreceğiniz nefis fotoğraflar onun kadrajından. Üstelik Mockup’taki en çarpıcı markalardan bir tanesi olan Exo’nun da yaratıcısı ta kendisi.

Köseoğlu’nun tasarım macerası, içinde üretme isteği yeşermesiyle başlamış. Annesi resim öğretmeni. Bu sebeple küçüklüğünden beri eskiciden, doğadan parçalar toplayıp yeniden şekillendirmek, üretmek konusunda alaylı. Bir dönem parçası olduğu kurumsal hayattan sıkılarak İstanbul’dan Bozcaada’ya taşınmış. O dönemde sıklıkla yürüyüşlere çıkmış. Bu esnada deniz kenarında, çalıların arasında karşısına hep kemik figürleri çıkmış. Başta bunu biraz ürkütücü bulsa da, aslında bu formun ölüm kadar yaşamı da simgelediğini düşünmüş ve kemiklere ilgisi artmış. Mitolojiye de merakı olan Ela İstanbul’a döndükten sonra takı üzerine çalışan kişilerle tanışmış. Kısa süre sonra ise kendini Çemberlitaş’ta sadekar ustası Resul Demiralay’ın yanında bulmuş. “Bana ikinci bir yuva gibi oldu. Yedi saat aynı masada başımı kaldırmadan çalıştığımı hatırlıyorum,” diye anlatıyor atölye günlerini. “İstanbul’da dinginliği o gürültülü aletlerin başında buldum.” Tesfiye, kaynak, zımpara yapmayı öğrenip Exo ismini verdiği takı markasının ilk koleksiyonunu hazırladıktan sonra bunu bir sergi eşliğinde sunmuş ve sipariş geldikçe takıları satmaya başlamış.

Mockup’a da böyle bir hissiyat ve vizyon hakim. İçerisi adeta bir sergi alanı. Alışveriş için girmeniz, alacağınızı alıp çıkmanız beklenmiyor. Gelin, deneyimleyin, ilham alın, onlar için yeterli. Ancak içeriye girip satıştaki parçaları gördükten sonra eliniz boş çıkmanız pek olası değil, bizden söylemesi!

Bu ay itibari ile Mockup’ta içerideki markaların iş birliğiyle tasarlanan özel parçalar da satışa çıkıyor. Ayrıca üretim yapmaya gönüllü olan herkesi bu kolektife katmak amacıyla makrame ve beton dökme atölyeleri de düzenleyecekler. Takipte olun.