[image]
[title]Redesign Club’ı ne zaman ve nasıl kurdunuz?
Redesign Club markasını 2017 yılının sonlarında kurmuştum. Geri dönüşüme önem veren tasarımcıları, markaları, terzileri, tüketicileri bir araya getiren bir topluluk yaratma amacım vardı. Fakat zamanımın çoğunu kurucusu ve yöneticisi olduğum diğer proje Partymag’e ayırdığım için ilk bir yılda sadece kendi kıyafetlerimi ve çevremdeki arkadaşlarıma yaptığım tasarımları koyduğum basit bir Instagram sayfası olmaktan öteye gidemedi. 2019 yılında Aydan Ersoy ile ortak olduktan sonra Redesign Club yeniden doğdu.
Artık kullanılmayan eşyaları yeni kıyafetlere dönüştürme fikri nasıl ortaya çıktı?
Annem ev hanımı ve Pendik İSMEK’te kırkyama kursuna giderek hem el becerilerini geliştiriyordu hem de yeni şeyler üreterek motive oluyordu. Ben de Nişantaşı’nda yaşadığım dönemde evime giderken yol kenarlarına atılmış poşetler ve kumaşlar görüyordum. Bir gün aklıma bu kumaşların annemin ve İSMEK’teki arkadaşlarının işine yarayacağı geldi. Bir taksi dolusu kumaşı götürdüm Pendik’e. Aslında o kumaşların neye dönüşeceği çok da önemli değildi benim için. Fakat aradan zaman geçti, ailemi ziyarete gittiğimde annem bana bir dolap dolusu kıyafetim olduğunu hatırlattı. “Yeni şeyler almak yerine onları değerlendir,” dedi ve beraber bir gömlek tasarladık. O günden sonra sanırım hiç gömlek almadım, dolabımı elden geçirdik. Üzerimdeki benzersiz kıyafetleri görenler de geri dönüşüm fikrini ve tasarımları beğenerek siparişler vermeye başladı. Ben de girişimcilik tecrübelerimle bu fikri projeye dönüştürdüm.
Son koleksiyonunuzun öne çıkan parçalarından ve ilham kaynaklarınızdan bahsedebilir misiniz?
Ürünlerimizi incelediğinizde markaların çıkarttığı gibi standart bir koleksiyon olmadığını göreceksiniz. Her üründen bir adet ürettiğimiz için hepsinin bir hikayesi ve ismi var, dolayısıyla her biri başlı başına bir koleksiyon. Kıyafetlerimizi ve ilham aldığımız hikayelerimizi sitemizden inceleyebilirsiniz.
Markanın tasarım çizgisini nasıl belirliyorsunuz? Kimler hazırlıyor tasarımları?
Markanın tasarım çizgisini hedef kitlemizin ve dönemin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak ortağım Aydan’la belirliyoruz. Dikimleri de genellikle annem ve yengem yapıyor. Hatta bazen yengem kendi yaratıcılığını da katarak hayal ettiğimizden çok daha güzel şeyler sunuyor bize.
Sürdürülebilirlik son yıllarda moda dünyasının gündeminde. Sizce bu bir akım olarak bir süreliğine devam edip sonra gündemden düşecek mi yoksa kalıcı mı olacak?
Artık tüketiciler de modanın dünyayı nasıl etkilediğine dair bilinçleniyor ve doğal yeme-içme konusundaki hassasiyet moda için de oluşuyor. Bence önümüzdeki yıllarda devletler de moda sektörünün yarattığı çevresel tahribatı önlemek için yasal düzenlemeler getirecek. Üretim süreçlerinde kullanılan kimyasallar, çocuk işçi istismarları, ucuza çalıştırılan kadınlar bazı ülkelerin çoktan yasakladığı şeyler olmasına rağmen büyük markalar kârlarını artırmak için bu yasaların olmadığı ülkelerde üretim yapmaya devam ediyor. Dolayısıyla bu markalara karşı tavrımızı koyarsak, geri dönüşüm markalarını desteklersek büyük markalar da kendilerini dönüştürmek zorunda kalacak. Hepiniz bir an için dolabınızı düşünün! Uzun zamandır giymediğiniz, ihtiyacınız olmayan ne kadar çok kıyafetiniz var? Bu soruya vereceğiniz cevap zaten tüketim konusunda bir şeyler yapmanız gerektiğine işaret! Eğer dolabınızı dönüştürmek konusunda fikirlere ihtiyaç duyarsanız, bize ulaşmanız durumunda ücretsiz yardımcı olabiliriz.
Redesign Club dışında nelerle meşgulsünüz?
Partymag adlı mobil uygulamanın kurucusu ve yöneticisiyim. Yüzlerce mekanda gerçekleşen etkinlikleri kişiye özel olarak listeliyoruz ve konsept etkinlikler organize ediyoruz. Buna ek olarak da strateji, operasyon, eğlence konularında danışmanlık yaptığım bazı şirketler var.
www.redesignclub.com