İstanbul'da bu hafta sonu yapılacak ne var?

İstanbul'un tarihi yapılarından Bulgur Palas, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek bir kültür-sanat alanına dönüştürüldü. Kocamustafapaşa Tepesi’nde bulunan görkemli yapı artık bir kütüphane, sergi salonu ve restoranın yanı sıra çok amaçlı etkinlik alanlarına da ev sahipliği yapıyor. Sergi alanının ilk konuğu ise 'Magnum İstanbul'da' sergisi. Dünyanın en saygın fotoğraf ajanslarından biri olan Magnum Photos’un 77. yıl sergisi olan 'Magnum İstanbul’da', 70 sanatçının 200’den fazla fotoğrafından oluşuyor. 2017 yılında ajansa katılan, savaş muhabirliği alanında The Bayeux Calvados Halk ödülü ve iki defa World Press Photo (Dünya Basın Fotoğrafları) ödülü kazanan fotoğrafçı Emin Özmen’in 30 eseri de sergide yer alıyor. Magnum Photos’un geniş arşivine bir bakış sunan sergide, efsanevi fotoğraf ajansının kuruluşu ve gelişiminin ardındaki fikir ve ideallerin izini sürebilirsiniz. Jonas Bendiksen, Henri Cartier-Bresson, Cornell ve Robert Capa, Ara Güler, David Seymour, Olivia Arthur, Raymond Depardon, Bieke Depoorter, Elliott Erwitt, Stuart Franklin gibi isimlerin fotoğraflarına yer veren sergi pazartesi hariç her gün 10.00-19.00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Sergi 29 Şubat-31 Ağustos tarihlerinde Bulgur Palas'ta.

Sadberk Hanım Müzesi, ‘Büyümüş de Küçülmüş - Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu'ndan Çocuk Kıyafetleri’ sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergide yer alan geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerine ait çocuk kıyafetleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle bir araya getirildi. Dr. Lale Görünür küratörlüğünde hazırlanan sergi, çocuk kıyafetleri aracılığıyla ailede, toplumda ve geleneklerde çocuğa verilen önemin altını çiziyor. Seçkinin çoğunluğu özel gün kıyafetlerinden oluşuyor.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Giuseppe Verdi’nin bir insanlık komedyası olarak nitelenebilecek ‘Falstaff’ operasını sahneliyor. Üç perdelik eserin 11 Mayıs’taki temsilinde Sırp bariton Zeljko Lucic esere adını veren Sir John Falstaff rolünde sahnede olacak. 8 ve 18 Mayıs’ta ise ‘Falstaff’taki performansıyla 48. Grammy Ödülleri’nde En iyi Opera Kaydı kategorisinde ödül kazanan solist Bülent Bezdüz’ü Fenton rolünde izleyeceğiz. Shakespeare'in ‘Windsor'un Şen Kadınları’ ve ‘IV. Henry’ oyunlarından sahneye uyarlanan eserin librettosu Arrigo Boito’ya ait. Dramatik ve trajik opera besteleriyle tanınan Verdi’nin bu gülünç, muzip ve nükteli opera eserini bestelerken büyük bir keyif aldığını da not düşelim.

‘Farz Et Ki Sen Yoksun’, sergilenen eser ve nesnelerin çeşitliliği kadar, kapsadığı mecralar ve ilişki kurduğu temalar bakımından da geniş bir yelpazeye yayılıyor. Ömer Hayyam’ın Rubailer’inde yer alan bir dizeden esinle isimlendirilen ve farklı dönemlerde üretilmiş 600’ün üzerinde sanat yapıtı, işlevsel nesne, nadide eser, mobilya ve kitaptan oluşan sergi, bir koleksiyonun doğurabileceği bağları keşfe çıkıyor. Ömer Koç Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerle oluşturulan sergide Ara Güler, CANAN, Şakir Gökçebağ, Erin Wozniak, Daphne Wright gibi isimlerin eserleri var. Sergi 19 Ocak-29 Aralık tarihlerinde Arter’de.

Guillaume ve Jonathan Alric tarafından 2016 yılında kurulan The Blaze, ilk albümleri ‘Dancehall’ ile dünya müzik sahnesinde kendine sağlam bir yer edinmişti. Daha önce de İstanbul’da ağırladığımız Blaze, beş yıllık aranın ardından yeniden İstanbullu hayranlarının karşısında olacak. Canlı performanslarını merakla beklediğimiz ikili, bu yıl ikinci albümleri 'Jungle'ı piyasaya sürmüştü. Blaze’in konseri, 2024’ün en heyecan verici etkinliklerinden biri; ajandalarınıza not etmeyi unutmayın.

Meşher, ‘Göz Alabildiğine İstanbul’ sergisiyle panoramik ve geniş açılı İstanbul temsillerinden oluşan çok özel bir seçkiyi sanatseverlerle buluşturuyor. 15. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk çeyreğine uzanan sergide tablolar, gravürler ve panoramik fotoğrafların da aralarında bulunduğu 100’ün üzerinde eser yer alıyor. Ömer Koç Koleksiyonu’ndaki çeşitli nadide eserleri görebileceğiniz serginin küratörleri Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı. Sergi 20 Eylül-26 Mayıs tarihlerinde Meşher’de.

Jeolojik, bilimsel ve antropolojik araştırmalarını sanat pratiğiyle birleştiren Deniz Üster, .artSümer’deki ilk kişisel sergisinde son dönem çalışmalarını izleyicilerle buluşturuyor. Pratiğinde oyuncu bir yaklaşım izleyen Üster, uzay araştırmalarından yola çıkarak, Dünya'daki yaşamın ötesinde tasavvur edilecek bir adalet kavramını merkeze alan etik sorunsallar yaratıyor. Bizi çok türlülük yaklaşımlarını aşan bir birliktelik hayal etmeye davet eden Üster, sadece mikroorganizmaları değil, sudan minerallere kadar tüm elementleri ve güçleri içeren bir çoğulluk düşlüyor. Bu nedenle malzemeler ve süreçler Üster'in çalışmalarında özel bir önem taşıyor. Bilim kurguyu temel disiplini olarak kullanan sanatçının yarattığı çoğulcu anlatılarda, doğadaki kurgusal bir değişim alternatif toplumsal yapıların ve ekonomik sistemlerin temelini oluşturuyor. Sergi 29 Mart-18 Mayıs tarihlerinde .artSümer’de.

İstanbul Modern, güncel teknolojilerin ve dijital kültürün sanatçıların düşünce ve üretim biçimlerine nasıl yön verdiğine odaklanan bir sergiyle karşımızda. Sergide yer alan çalışmalar, sanatçıların farklı temalara ilişkin bakış açılarındaki dönüşümleri kayıt altına almayı amaçlıyor. Doğa, tarih, mimarlık, kent, kimlik ve toplum gibi başlıklara odaklanan ‘Zamansız Meraklar’, tarih boyunca sanatın farklı alanlarında öne çıkan meraklara yeni açılımlar getiriyor. Sergide Cem A., Atıf Akın, Ozan Atalan, Kerem Ozan Bayraktar, Mehmet Berk Bostancı, Cihad Caner, Yasin Arıbuğa-Toprak Fırat, Beste İleri, Alican İnal, Yelta Köm, Ebru Kurbak, Oddviz, Özcan Saraç, Ahmet Rüstem Ekici-Hakan Sorar, Meltem Şahin ve Berkay Tuncay’ın eserlerini görebilirsiniz. Sergi 15 Şubat-11 Ağustos tarihlerinde İstanbul Modern'de.

Depo’da gerçekleşen ‘Yas, Yasa, Yasak’ sergisi Esra Carus’un 30 yıla yayılan üretimlerini bir araya getiriyor. Sanatçının belleği, temsiller eşliğinde imge, ses, beden ve yer arasında dolaşıp sosyo-politik düzenin inşa ettiği/yıktığı ve savurduğu şeylere odaklanıyor. Carus’un düşünme ve üretim yönteminin bir tercümesi olan sergi aynı zamanda bir zaman kolajı olarak da görülebilir. Sanatçının kağıt ve porselen üretimleri, içinde dolaştığımız ağır hasarlı zamanın ve coğrafyaların peşinde suç ortaklıklarımızı takip ediyor, nesneler ve olaylar dünyasının gerçekliğiyle ilgileniyor. Sergi 6 Mart-18 Mayıs tarihlerinde Depo İstanbul’da.

Karavan tutkunları için senede iki kez düzenlenen İstanbul Karavan Festivali, Mayıs ayında bir kez daha sizi Kilyos’ta doğayla iç içe bir gün geçirmeye davet ediyor. Doğada Yaşam Okulu tarafından organize edilen festivalde sörf, yoga, zipline, tırmanma parkuru, paracord bileklik yapımı gibi çeşitli etkinliklerin yanı sıra söyleşiler ve konserler de katılımcıları bekliyor. Çocukların da eğlenceli vakit geçirebileceği festivalde küçük ziyaretçiler için çadır kurma, boyama, güvenli ateş yakma gibi atölye çalışmalarının yanı sıra oyun etkinlikleri de düzenlenecek. Çeşitli karavan modellerinin ve kamp ekipmanların tanıtılacağı festivalde karavanınızla konaklamanız da mümkün. Buradan detaylı bilgi edinebilirsiniz.